Zilyetlik Kavramı ve Çeşitleri
Zilyetlik maddi bir mal üzerinde, malikin veya malik olmayan üçüncü bir kişinin icra ettiği fiilî bir hâkimiyet olup, bu hâkimiyet bir hak değil yalnızca kendisine bir takım hukukî sonuçlar bağlanmış fiilî bir durumdur. Yani zilyetlik, bir malı kullanma, el altında bulundurma anlamına gelmektedir.
Bir şeyin fizikî yapısı üzerinde değişiklik yapabilme iktidarı olarak nitelendirilen fiilî hâkimiyet kişinin şeyi bizzat elinde tutması anlamına gelmez.
Zilyetlik iradesinin fiilî hâkimiyetle birlikte beyan edilmesine gerek yoktur. İradenin önceden bir şekilde beyan edilmesi de mümkündür.
Zilyetliğe Tâbi Şeyler
Hukukî anlamda eşya niteliğini taşıyan varlıklar üzerinde zilyetlik tesis edilebilir.
Bütünden ayrılarak bağımsız nitelik taşımadıkça ayrı bir aynî hak konusu olamayan parçalar (bütünleyici parça) üzerinde zilyetlik kurmak mümkündür. Zira zilyetlik hak değil fiilî bir durum olarak nitelendirilir.
Özel mülkiyete tâbi olamayan eşya üzerinde zilyetlik söz konusu olmaz. Kamu malları buraya örnek olarak verilebilir.
Zilyetlik, gerek taşınırlarda ve gerekse taşınmazlarda söz konusu olabilir. Bununla birlikte zilyetlik, tapu sicilinde yazılı aynî hakların korunması açısından, sicil kaydı olarak kendini gösterir. Ancak, zilyetliğin fiilî koruma ile ilgili hükümlerinden, taşınmaz üzerinde fiilen tasarruf edenler istifade ederler.
Zilyetlik Çeşitleri
Zilyetlik çeşitleri şu şekildedir:
Aslî ve Fer’i Zilyetlik
Zilyet, bir sınırlı aynî hak veya bir kişisel hakkın kurulmasını ya da kullanılmasını sağlamak için şeyi başkasına teslim ederse bunların ikisi de zilyet olur.
Bir şeyde malik sıfatıyla zilyet olan aslî, diğeri fer’î zilyettir (MK m. 974). Örneğin, ev sahibi aslî, kiracı fer’i zilyettir.
Dolaylı ve Dolaysız Zilyetlik
Bir şeyde fiilî hâkimiyetini doğrudan doğruya sürdüren kimse dolaysız, başka bir kişi aracılığı ile sürdüren kimse ise dolaylı zilyettir (MK m. 975). Örneğin, ev sahibi dolaylı, kiracı ise dolaysız zilyettir.
Kural olarak, bir başkasına aynî veya şahsî bir hak vermek amacıyla eşyayı veren kimse dolaylı zilyetliğini muhafaza eder.
Hakka Dayanan – Hakka Dayanmayan Zilyetlik
Hukuka uygun olarak kurulan zilyetlik hakka dayanan zilyetlik, hukukun izin vermediği şekilde tesis edilen zilyetlik ise hakka dayanmayan zilyetlik olarak tanımlanır. Örneğin, hırsızın zilyetliği hakka dayanmayan haksız zilyetliktir.
Tek Başına Zilyetlik – Birlikte Zilyetlik
Bir eşya üzerinde birden fazla kişi aynı anda ve aynı sıfatla zilyetlik icra ediyor ise birlikte zilyetlik; eşya üzerinde bir kişinin zilyetliğine ise tek başına zilyetlik denir.
Örneğin, bir kişinin evde tek başına oturması tek başına zilyetlik olarak anlam ifade ederken, üç arkadaşın evde birlikte oturmaları ise birlikte zilyetlik olarak tanımlanır. Birlikte zilyetlik, elbirliği hâlinde birlikte zilyetlik ve paylı birlikte zilyetlik olmak üzere ikiye ayrılır:
- Elbirliği Hâlinde Birlikte Zilyetlik: Birden fazla kişinin bir eşya üzerindeki fiilî hâkimiyeti ancak hep beraber hareket etmek suretiyle kullanabilmeleri elbirliği (iştirak) hâlinde birlikte zilyetliktir.
- Paylı Birlikte Zilyetlik: Birden fazla kişinin bir eşya üzerindeki fiilî hâkimiyeti tek başlarına da hareket ettiklerinde kullanabilmeleri ise paylı (müşterek) birlikte zilyetliktir.
Zilyet Yardımcılığı (Hizmet Zilyetliği)
Bir eşyayı zilyetlik iradesiyle değil de, başkasına bir hizmet görmek amacıyla fiilî hâkimiyetinde bulunduran kimse zilyet yardımcısıdır.
Doğal olarak, bu durumda hizmeti görülen kişi dolaysız zilyetliğini muhafaza etmektedir. Örneğin, hizmetçinin ütü üzerindeki, bahçıvanın çim biçme makinesi, aşçının mutfak malzemeleri üzerindeki fiilî hâkimiyetleri zilyetlik olarak değil zilyet yardımcılığı olarak nitelendirilir.
Hizmeti görülen kişi ne derse bu kişiler onu yaparlar. Zilyetlik iradesine sahip olmayan, sadece fiilî hâkimiyeti hizmetini gördüğü kişi için sürdüren zilyet yardımcısı, zilyet olarak değerlendirilmez. Bu nedenle, zilyetliğe dayalı karinelerden istifade edemez. Ayrıca, zilyetliğin korunması yollarına da müracaat edemez.
Başkası İçin Zilyetlik
Dolaysız zilyet, kendisine veren kişi için eşyayı elinde tutuyor, bu iradeyle fiilî tasarrufta bulunuyorsa o, sadece başkası için zilyettir.
Örneğin, temsilcinin, nakliyecinin ve emanetçinin zilyetliği başkası için zilyetlik olarak nitelendirilir. Emin sıfatıyla zilyet olarak değerlendirilen başkası için zilyet, şeyi başka bir kişiye sattığı zaman alan kişi iyiniyetli ise şeyi teslim aldığı anda malik sıfatını kazanır. Ayrıca başkası için zilyedin koruma imkânlarından istifade etmesi de mümkündür.
Eşyayı elinde tutan ister başkası için ister kendisi için zilyet olsun dolaysız zilyet olarak nitelendirilir ve bu bağlamda eşyayı veren kişi de dolaylı zilyet olarak değerlendirilir.
Hak Zilyetliği
Taşınmaz üzerinde irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması MK tarafından zilyetlik olarak nitelendirilmiştir (MK m. 973). Daha açık anlatımla, fiilî kullanmayı gerektirmeyen haklarda, hakkın fiilen kullanılması hak zilyetliği olarak nitelendirilir. Taşınmaz yükü, taşınmaz lehine irtifaklar ve olumsuz irtifaklar hak zilyetliğinin tipik örneklerini teşkil ederler.
Zilyetlik hakkına ilişkin dava ve işlemlerin takibinin vekil aracılığıyla yürütülmesi hak kaybının engellenmesi için oldukça önemlidir.
Eşya Hukuku; oldukça kapsamlı bir konu olup mülkiyet hakkınıza ilişkin herhangi bir hukuki destek talebinde bulunmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişim kurarak uzman ve tecrübeli avukatlarımızla görüşme gerçekleştirebilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN