Vasiyet (Belirli Mal Bırakma) Ne Demek?
Kişinin kendi vefatından sonra malvarlığını dilediği kişi veya kişilere verilmesi yönünde irade beyanını sözlü veya yazılı olarak açıklamasına vasiyetname denir.
Türk Medeni Kanunu m. 517/1’e göre, “Mirasbırakan, bir kimseye, onu, mirasçı atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunabilir.” Bu hükmü dikkate alarak vasiyeti, mirasbırakan tarafından, bir kimseye ölüme bağlı olarak alacak hakkı niteliğinde sağladığı bir malvarlığı menfaati olarak tanımlayabiliriz.
Vasiyet genellikle ivazsız bir tasarruftur, ancak miras sözleşmesi ile yapıldığında ivazlı da olabilir. Örneğin, mirasbırakanın, aldığı 10 bin liraya karşılık, miras sözleşmesiyle A’ya otomobilini bırakması ivazlı bir vasiyettir.
Kimler Vasiyet Alacaklısı Sayılır?
Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp cüzi halefi olduğu için, ölümle birlikte vasiyet edilen şey üzerinde doğrudan hak kazanmaz, sadece mirasçılara karşı vasiyet borcunun yerine getirilmesi için bir alacak hakkı elde eder (MK 600/2).
Vasiyet alacaklısı külli halef olmadığı için, mirasbırakanın borçlarından sorumlu değildir. Lehine vasiyet yapılan kişinin hakkının bir alacak hakkı olduğu, “Vasiyet alacaklısı, vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona; yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel bir istem hakkına sahip olur.” şeklindeki TMK m. 600/1 hükmünden de açıkça anlaşılmaktadır.
Örneğin, mirasbırakan M, vasiyetnamesinde arkadaşı A’ya otomobilini vasiyet etmiştir. M’nin ölümünde A, otomobilin mülkiyetini derhal kazanmaz, vasiyet borçlusu kim ya da kimlerse, onlara karşı, mülkiyetin kendisine devredilmesi için bir talep hakkı elde eder. Vasiyet borçlusunun ancak mülkiyeti devir amacıyla zilyetliği kendisine geçirdikten sonra A mutlak hak sahibi olur. Eğer M, bir ibra vasiyeti yapmış olsaydı, ibra ettiği kişi, ölümüyle borçtan kurtulmaz, sadece mirasçılara karşı vasiyetin yerine getirilmesi (borçtan ibra edilmesi) için bir talep hakkı elde eder ve ancak mirasçılar onu ibra ederse borçtan kurtulurdu.
Vasiyet Alacağının İntikali
Vasiyet alacağı, vasiyetin yerine getirilmesinden doğar, ancak alacak hakkı o an itibariyle vasiyet alacaklısına intikal etmez.
İntikal sürecinde bazı sorunlar ortaya çıkabilir:
- Mirasçıların Kabul ve Reddi: Vasiyet alacağının mirasçılara intikal etmesi, mirasçıların mirası kabul etmesine bağlıdır. Mirasçılar, mirası kabul ettiklerinde, vasiyet alacağı da intikal eder. Ancak miras reddedildiğinde, vasiyet alacağı da reddedilir.
- Vasiyet Borçlusunun İfada Temerrütü: Vasiyet borçlusunun, vasiyeti yerine getirme görevini yerine getirmemesi durumunda, vasiyet alacağı doğmuş olsa bile, vasiyet alacaklısının alacak hakkı gerçekleşmez. Vasiyet borçlusu, vasiyetin yerine getirilmesi için gereken işlemleri yapmadıkça, vasiyet alacağı muaccel olmaz.
- İrat Vasiyeti ve İntifa Vasiyeti: İrat vasiyeti ve intifa vasiyeti gibi vasiyetlerde, vasiyet alacağının intikali daha farklı bir şekilde gerçekleşir. İrat vasiyetinde, vasiyet alacağı dönemsel ödemelerle gerçekleşir. İntifa vasiyetinde ise, intifa hakkının kurulmasına ilişkin işlemlerin tamamlanmasıyla vasiyet alacağı intikal eder.
- Mirasçıların Sıralanması: Vasiyet alacağı, mirasçılar arasında paylaştırılacaksa, bu paylaştırma işlemi genellikle vasiyetin yerine getirme görevlisi tarafından yapılır. Vasiyet borçlusu, mirasçıların paylarını belirlemekte ve vasiyetin yerine getirilmesini sağlamakta sorumludur.
Vasiyet alacağının intikali ve bu süreçteki olası sorunlar, mirasçıların haklarının ve yükümlülüklerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar.
Sözlü Vasiyetname Ne Demek?
Sözlü vasiyetname, Türk Medeni Kanun’da resmi ve el yazılı vasiyetnamelerden farklı bir ölüme bağlı tasarruf şekli olarak tanımlanmıştır.
Sözlü vasiyetnameye başvurabilmenin belirli şartlara bağlı olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Sözlü Vasiyetnamenin Şartları Nelerdir?
Sözlü vasiyetnameye başvurabilmenin belirli şartlara bağlı olduğu açıkça ifade edilmiştir. Bu şartlar aşağıda sayılmıştır:
- Olağanüstü Durumlar: Sözlü vasiyetname yapabilmek için, belirli olağanüstü durumların varlığının gerekliliği vurgulanmıştır. Bu olağanüstü durumlar, yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi acil ve istisnai koşulları içerebilir.
- Diğer Vasiyetname Şekillerinin İmkansızlığı: Sözlü vasiyetnameye başvurabilmek için, vasiyetçinin bu olağanüstü durumlar nedeniyle diğer vasiyetname şekillerini (resmi veya el yazılı vasiyetname) düzenleyemeyecek bir durumda olması gereklidir. Yani vasiyetçinin sözlü vasiyetname yapma zorunluluğu, diğer vasiyetname şekillerini kullanma imkanının bulunmadığı bir durumda geçerlidir.
Örneğin, bir kişi yakın ölüm tehlikesi altında bulunuyor ve notere ulaşamıyorsa veya yazılı bir vasiyetname hazırlatamıyorsa, bu durumda sözlü vasiyetname yapma hakkına sahip olabilir.
Bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekir. Yani olağanüstü bir durumun varlığı tek başına yeterli değildir, aynı zamanda bu durum nedeniyle diğer vasiyetname şekillerinin kullanılamaz hale gelmesi de gereklidir.
Yakın ölüm tehlikesi sözlü vasiyetnamenin kabul edilmesi için bir sebep olarak gösterilebilir. Ancak, hastalık, ulaşımın kesilmesi veya savaş gibi diğer olağanüstü durumlar da benzer şekilde sözlü vasiyetname yapma nedeni olabilir. Ayrıca, “gibi” ifadesiyle belirtilen diğer olağanüstü durumlar da dikkate alınabilir.
Sözlü vasiyetname, özellikle acil durumlarda veya diğer vasiyetname şekillerinin kullanılamadığı özel koşullarda kullanılabilen bir yöntemdir. Bu nedenle, vasiyetçinin bu seçeneği kullanmadan önce, hukuki danışmanlık alması veya uzman bir noter ile iletişime geçmesi önerilir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN