Medeni Usul Hukuku

Usul Hukukunun Temel İlkeleri Nelerdir?

Medeni usul hukukuna hakim olan ilkeler başlıca şunlardır;

Tasarruf İlkesi 

Tasarruf ilkesi HMK’nın 24. Maddesinde düzenlenmiştir. İşbu ilkeye göre taraflar uyuşmazlık konusu dava üzerinde serbestçe dava açabilir, sulh olabilir veya feragat edebilirler.

Tasarruf ilkesinin sonuçları aşağıda sayılmıştır:

  • Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. (HMK m. 24/1)
  • Yasada açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını istemeye zorlanamaz. (HMK m. 24/2)
  • Tarafların üzerinde serbestçe tasarrufedebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.(HMK m. 24/3)

Kısaca taraflar bir tasarruf işleminde bulunmadan hâkim kendiliğinden davayı göremez. Tasarruf ilkesinin istisnası ‘’re’sen harekete geçme ilkesi’’dir.  

Taraflarca Getirilme İlkesi  

Taraflarca getirilme ilkesi davanın sübutuna etki edecek kanıtları veya olguları hakim kendiliğinden dikkate alamaz. Taraflara bu şekilde telkin veya teşvikte bulunamaz. 

Taraflarca getirilme ilkesinin sonuçları şunlardır:

  • Yasada öngörülen istisnalar dışında, yargıç, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya olguları dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda bile bulunamaz.(HMK m. 25/1)
  • Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.(HMK m. 25/2) Taraflar iddiasını ispatla yükümlüdür. Hakim tarafların iddialarının doğruluğunu kendiliğinden araştıramaz. Ancak kamuyu ilgilendiren davalarda bu ilkenin istisnası olan re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu davalar şunlardır: Boşanma, soybağının reddi vb. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda yapılan ikrar mahkeme içi ikrar olsa bile hakimi bağlamaz, İsticvap hükümleri uygulanmaz, kanıt sözleşmesi yapılamaz. 

Taraflarca Getirilme İlkesi  

Taleple Bağlılık İlkesi

Taleple bağlılık ilkesine göre hakim tarafların taleplerinden başka bir şeye veya fazlasına hükmedemeyeceğini ifade eder. Taleple bağlılık ilkesinin sonuçları şunlardır:

  • Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.(HMK m. 26/1). Örneğin hakimin icra inkar tazminatına hükmedebilmesi için tarafların talepte bulunması gerekir hakim kendiliğinden icra inkar tazminatına hükmedemez. 
  • Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.( HMK m. 26/2) 

Hukuki Dinlenilme Hakkı

Hukuki Dinlenilme hakkı, mahkeme tarafların iddialarını ve savunmalarını açıklama, gerekçelendirme ve mahkemenin bunları dikkate alınmasını ifade eden ilkedir. AİHS 6. Maddesi olan adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki dinkenilme hakkı tarafların yanında ilgilileri de kapsar işbu maddenin ihlal edildiğine dair Anayasa Mahkemesine yüzlerce başvuru yapılmaktadır.                                                                                                           

Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler(HMK m. 27/1)

Hukuki dinlenilme hakkı içinde şu üç ögeyi kapsar:

  • Bilgilenme Hakkı,
  • Açıklama ve ispat hakkı,
  • Dikkate alınma hakkı. 

Aleniyet İlkesi

Anayasa m.141/1’e göre “Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.” Aleniyet ilkesi yargılamanın kamuya açık olarak yapılmasını ifade eder.

Aleniyet ilkesine göre, duruşma ve kararların bildirilmesi alenidir. (HMK m. 28/1)

Kural olarak duruşmalar alenidir ancak Anayasa m. 141’e göre genel ahlakın veya kamu güvenliğin zorunlu olduğu hallerde telep üzerine veya re’sen mahkemece karar verilebilir.  

Tarafların gizlilik talebi ön sorunlar hakkındaki hükümler çerçevesinde gizli duruşmada incelenir ve karara bağlanır. Hâkim, bu kararının gerekçelerini, esas hakkındaki kararı ile birlikte açıklar. (HMK m. 28/2)

Hâkim, gizli yargılama işlemleri sırasında hazır bulunanları o yargılamayla ilgili edindikleri bilgileri açıklamamaları hususunda uyarır ve 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun gizliliğin ihlaline ilişkin hükmünün uygulanacağını ihtar ederek bu hususu tutanağa geçirir. (HMK m. 28/4) Aleniyet ilkesi, yargılamanın bütünüyle aleni olacağı anlamına da gelmiyor. Örneğin yargılama esnasında ses kaydı ve görüntü almak yasaktır. 

Usul Ekonomisi İlkesi

Usul ekonomisi ilkesi yargılamanın makul süre ve zamanda fazla masraf gerektirmeyecek şekilde yürütülmesini ifade eder. Usul ekonomisi ilkesi gereğince yargılama, düzenli bir biçimde yürütülmeli ve makul süre içinde bitirilmelidir. (HMK m. 30) 

Teksif ilkesi, tarafların iddia ve savunmalarını belli bir aşamaya kadar ileri sürebileceklerini ifade eden usul ilkesidir. Örneğin cevap dilekçesinde ileri sürmediğin delilleri daha sonradan ileri süremezsin. Teksif ilkesinin en büyük sonuçlarından bir tanesi dava veya savunmanın değiştirilmesi yasağıdır. 

Usul Ekonomisi İlkesi

Hakimin Yargılamayı Sevk Ve İdaresi İlkesi

Yargılamayı, hâkim sevk ve idare eder; yargılama düzeninin bozulmaması için gerekli her türlü tedbiri alır. (HMK m. 32/1)

Okunamayan veya uygunsuz yahut ilgisiz olan dilekçenin yeniden düzenlenmesi için uygun bir süre verilir ve bu dilekçe dosyada kalır. Verilen süre içinde yeni bir dilekçe düzenlenmezse, tekrar süre verilemez. (HMK m. 33)

İlgili maddeye göre duruşmanın sevk ve idaresini bozan kişilere (avukatlar ve çocuklar hariç) hakim disiplin hapsi vermeye ve duruşma salonundan çıkarmaya yetkilidir.

Av. Ahmet EKİN  & Stj. Av Mehmet Uğur DUDAKLI 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu