Genel

Suça İştirak

Suça iştirak, ceza hukukunda, birden fazla kişinin ortak bir amaç doğrultusunda fikir ve eylem birliği içerisinde suç işlemesi anlamına gelir. Bu durumda, suçu işleyen kişiler arasında bir iş bölümü yapılmış olabilir ya da suçun işlenmesine farklı şekillerde katkıda bulunmuş olabilirler.

Türk Ceza Kanunu’na göre, suça iştirak, 37 ila 41. maddeler arasında düzenlenmiştir ve suçun özel görünüş biçimlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Suça iştirak, birden fazla kişinin suça yönelik ortak bir irade ortaya koyarak hareket etmeleri sonucunda ortaya çıkar. Bu durumda, suçun işlenişinde yer alan kişilerin sorumluluklarının belirlenmesi, kanunda öngörülen bazı koşulların yerine getirilmesine bağlıdır.

Suça İştirak Koşulları

Suça iştirak için bazı temel şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu koşullar, suça iştirak eden kişilerin hangi durumlarda sorumlu tutulabileceğini belirlemektedir. Genel olarak suça iştirak koşulları şunlardır:

  • Failin birden fazla olması: Suçun işlenişine birden fazla kişi katılmalıdır. Tek failli suçlarda en az iki kişi, çok failli suçlarda ise suçun yapısı gereği gereken kişi sayısının üzerinde en az bir kişi daha bulunmalıdır.
  • Suçun icrasına başlanmış olması ve failler açısından aynı olması: İştirakten bahsedilebilmesi için suçun işlenmesine yönelik icra hareketlerine başlanmış olmalıdır. Sadece suç işleme konusunda bir anlaşma yapılması yeterli değildir; fiili icraya geçilmelidir.
  • Faillerin suça katkıda bulunması: Suça iştirak eden her kişi, suçun işlenmesine katkı sağlamalıdır. Bu katkı, aktif bir şekilde suçun işlenmesine katılma veya ihmal yoluyla olabilir.
  • Suça katkının nedensellik değeri taşıması: İştirak eden kişinin suça katkısı, suçun sonucunun ortaya çıkmasına neden olmalıdır. Eğer o kişinin katkısı olmasaydı, suçun işlenemeyeceği düşünülüyorsa, bu katkı nedensellik değeri taşır.
  • İştirak kastının bulunması: İştirak eden kişinin yalnızca suça katılma kastının bulunması yeterli değildir; aynı zamanda bu suça katılmayı istemesi de gereklidir. Yani kişi, bilinçli olarak suça katkıda bulunmayı istemelidir.

Suça İştirak Koşulları

Faillik ve Şeriklik

Suça iştirak eden kişilerin sorumluluğu, faillik veya şeriklik olarak iki ayrı başlık altında incelenir.

Faillik, suçu fiilen işleyen kişi anlamına gelirken; şeriklik, suçun işlenmesine katkıda bulunan ancak suçu bizzat işlemeyen kişiyi ifade eder. Suça iştirak eden kişilerin durumu, faillerin suça olan katkılarına göre farklılık göstermektedir.

Faillik

Fail, suçun yasal tanımında yer alan fiili bizzat icra eden kişidir. Ancak suçun işlenmesinde başkalarını araç olarak kullanan kişiler de fail olarak kabul edilir. Faillik, suçu kasten işleyen kişinin, suçun sonuçları üzerindeki hakimiyetini ifade eder.

Müşterek Faillik

Bir suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda, müşterek faillik söz konusu olur. Bu durumda, kişiler arasında suç işleme kararı ile birlikte suç üzerindeki ortak egemenlik dikkate alınır. Müşterek faillik, suçu işleyen kişilerin aynı amaçla ve birlikte hareket etmelerini gerektirir.

Müşterek faillik için gerekli şartlar şunlardır:

  • Birden fazla kişi, suçun yasal tanımındaki fiili birlikte işlemelidir.
  • Failler arasında suç işleme kararı olmalıdır.
  • Eylem, kasıtlı ve hukuka aykırı olarak gerçekleştirilmelidir.
  • İşlenen suç, özgü suç olmamalıdır.

Dolaylı Faillik

Suçun işlenmesinde bir başkasının araç olarak kullanılması durumunda dolaylı faillik ortaya çıkar. Bu durumda, asıl fail, suçu işleten kişi olarak sorumlu tutulur.

Dolaylı Faillik

Şeriklik

Şeriklik, suçun işlenmesine katkıda bulunan, ancak suçu bizzat işlemeyen diğer kişilerin sorumluluğudur. Şerikler, suçun işlenmesine maddi veya manevi destek sağlarlar. Şerikliğin Türk Ceza Kanunu’ndaki karşılığı azmettirme veya yardım etmedir.

Şeriklerin cezalandırılması, bağlılık kuralı ile düzenlenir. TCK m. 40’a göre, “Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir.” Suçun işlenmesine iştirak eden her kişi, kendi kusurlu fiili nedeniyle cezalandırılır.

Suça İştirak Türleri

Suça iştirak eden kişilerin sorumluluğu farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Suça iştirakin başlıca türleri şunlardır:

Azmettirme

Azmettirme, bir kişiyi suç işleme kararı almaya teşvik etme anlamına gelir. TCK m. 38/1’e göre, “Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.” Suçu işleyen kişi, azmettirenin istediğinden farklı bir suç işlemişse, azmettiren bu suçtan sorumlu tutulamaz.

Yardım Etme

Yardım etme, bir suçun işlenmesine maddi veya manevi destek sağlama anlamına gelir. Yardım eden kişi, suça aktif olarak katılmamakla birlikte, suçun işlenmesini kolaylaştırır. Yardım etme suçu, TCK m. 39’da düzenlenmiştir. Yardım eden kişi, suçun sonucuna tam olarak hakim olmasa da suçun işlenmesine katkıda bulunduğu için sorumlu tutulur.

Özgü Suçlara ve Çok Failli Suçlara İştirak

Özgü suçlara iştirak mümkündür ancak bu suçlarda sadece belirli niteliklere sahip kişiler fail olabilir. Diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur. 

Çok failli suçlara iştirak de mümkündür. Tipik eylemde belirtilen kişi sayısının üzerinde faillerin bulunması halinde bu kişiler suça iştirak etmiş sayılırlar.

Taksirli Suçlara İştirak

Taksirli suçlara iştirak, kasten işlenen suçlarda olduğu gibi mümkün değildir. Taksirli suçlarda suça iştirak kavramı yerine, kişinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak suça sebebiyet verip vermediği değerlendirilir.

İştirak Edenlere Verilecek Ceza

Suça iştirak eden kişilere verilecek cezalar, fail veya şerik olmalarına göre farklılık gösterir. Faillik ve azmettirmeye verilen cezalar genellikle daha ağır olurken, yardım eden kişilere verilen ceza daha hafiftir. TCK m. 38’e göre, azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılırken; yardım eden kişilere TCK m. 39’a göre verilecek ceza yarı oranında indirilir, ancak sekiz yılı geçemez.

Bu şekilde suça iştirak, ceza hukuku açısından oldukça detaylı bir şekilde düzenlenmiş olup, her fail ve şerikin suça olan katkısı ve kusur derecesi dikkate alınarak cezalandırılır.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Kübra DEMİR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu