Sigorta Sözleşmelerine İlişkin Özel Hükümler
Sigorta sözleşmelerine ilişkin özel hükümlere ilişkin olarak; “hangi menfaat sigortalanabilir” sorusu önem arz etmektedir.
Bir menfaatin sigortalanabilir olması için meşru ve parayla ölçülebilir olması gerekir.
Sigortalanabilecek Menfaatin Mali Yönden Sınırları
Kar ya da kazanç kaybı veya malın ayıbından doğan zararlar; sigortalı bir mal teminat kapsamındaki bir riskten dolayı hasar gördüğünde ortaya farklı türden ekonomik zararlar çıkabilir.
Örneğin yangına karşı sigortalanan bir fabrika yangın nedeniyle hasar gördüğünde fabrikadaki mal veya makinalar bu yangın dolayısıyla doğrudan hasara uğrayacaktır. Ama bu yangın aynı zamanda fabrikanın faaliyetine de son verecek ve ortaya bir kazanç (kar) kaybı da çıkacaktır. Bu bağlamda temin edilen riskin gerçekleşmesiyle ortaya çıkan her türlü zararın tazmin edileceği söylenemez.
Nitekim kanunda aksine bir sözleşme olmadıkça sigorta sözleşmesinde belirlenmiş riskin gerçekleşmesi sonucu ortaya çıkan kazanç kaybı ile sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarların sigorta kapsamı dışında kalacağı düzenlenmiştir.
Bu düzenlemede aksine bir düzenleme ile kazanç kayıplarının teminat kapsamına alınmasına izin verilmiştir (SK1453/2’de düzenlenmiştir).
Bununla birlikte bunun da bir sınırı vardır, keza mahrum kalınan karın (kazancın) makul sınırı aşan kısmı aksine bir sözleşme ile dahi temin edilemez. Bunun sebebi zenginleşme yasağıdır.
Mal Sigortasında Menfaat Sahibi ile İlgili Meseleler
Mal sigortasında menfaat sahibi ile ilgili meseleleri ayrı ayrı incelemek gerekirse;
Kimler Sigortalı Olabilir?
Riskin gerçekleşmemesinde sigorta konusu malın zarar görmemesinde meşru ve parayla ölçülebilir bir menfaati olan herkes mal sigortalarında sigortalı olarak karşımıza çıkabilir.
Bunlar malikler, malikin adi ya da rehinli alacaklıları veya malın muhafazasından dolayı malike karşı sorumlu olan kişilerdir. (kiracılar, acenteler, komisyoncular vb.). Sigortalı olabilecek kişiler bunlarla sınırlı değildir.
Müşterek Menfaatlerin Sigortalanması (SK. m.1455)
SK m. 1455’e göre bir malı ya da o mal üzerindeki hakkı, sadece bir kısmında menfaat sahibi olan bir kişi kendisine ait kısımdan fazlası için bir sigorta yaptırırsa aşan kısım kendisi ile aynı menfaate sahip diğer hak sahipleri lehine yapılmış sayılır.
Mal Sigortalarında Başkası Lehine Sigorta Sözleşmesi
Sigorta sözleşmesi; sigorta ettiren dışında başkasına ait bir menfaat için yapılmışsa başkası lehine sigortadan söz edilir. Mal sigortaları açısından 1454. maddede açık bir şekilde başkası lehine bir sigorta yapıldığında bu sözleşmeden doğan hakların sigortalıya ait olacağı belirtilmiştir. Yine devamında, aksine sözleşme yoksa sigortalı doğrudan tazminatın ödenmesi için sigortacıya talepte bulunabilecek, sigortacıyı dava da edebilecektir. Dolayısıyla yapılan sözleşme tam üçüncü kişi yararına bir sözleşmedir. Aksine bir düzenleme ile eksik başkası lehine sözleşme ortaya çıkabilir.
Temsilen yapılan sigorta sözleşmesi ile başkası lehine yapılan sigorta sözleşmesinin farkları vardır. Bunlar iki şekilde yapılabilir:
- Sigortalının kimliği bellidir, değişmez. Dolayısıyla adı doğrudan poliçeye yazılır.
- Kimin olacaksa onun lehine sigorta olarak adlandırılır. Sigortalanan menfaatin sahibinin kim olduğu belli değildir, sürekli değişmektedir. O sebeple poliçeye isim/isimler yazılamaz. Kimin olacaksa onun lehine kaydı düşülür veya bunu gösteren başka bir ifade eklenir. Böylece risk gerçekleştiğinde o esnada sigortalanan menfaatin sahibi kim ise tazminat da ona ödenir. Bu özellikle deniz yoluyla taşınan mallara ilişkin sigortalarda ortaya çıkar.
Sigorta Konusu Mal Ya Da Menfaat Üzerinde Sınırlı Bir Ayni Hak Bulunması Ve Bununla İlgili Meseleler
Sigortalanan bir mal üzerinde bir sınırlı ayni hak tesis edilmiş olabilir.
Örneğin mal üzerinde alacaklı lehine bir ipotek tesis edilmiş olabilir. Böyle bir durumda aynı malla ilgili olarak sigortalanabilir iki farklı menfaat durumu ortaya çıkar:
- Birincisi, malın malikinin o malın zarar görmemesindeki menfaatidir.
- İkincisi, rehinli alacaklının malın zarar görmemesindeki menfaatidir.
Sigorta Konusu Mal Üzerinde Haciz Olması Meselesi
Sigorta konusu mala haciz konulduğu takdirde, zamanında bildirilmesi koşuluyla sigortacı tazminat ödeme borcundan ancak bu bedeli icra müdürlüğüne ödeyerek kurtulabilir, sigortalıya ödeyemez.
Haczin varlığını bildirim yükümlülüğü icra memurlarına yüklenmiştir. İcra memurları, hacze gittiklerinde borçludan haczedilen mallar üzerinde sigortanın olup olmadığı, varsa sigortacısının kim olduğunu sorma ve eğer mal sigortalıysa sigortacıya da ikinci bir bildirime kadar sigorta tazminatının sadece icra müdürlüğüne ödenmesi suretiyle borcundan kurtulacağını bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Zenginleşme Yasağı İlkesinin Mal Sigortasındaki Yansımaları
Zenginleşme yasağı ilkesi nedeniyle zarar/mal sigortalarından sigorta bedelinin sigorta menfaat değerine eşit olması ilkesi geçerlidir.
Sigorta menfaat değeri ya da kısaca sigorta değeri sigorta edilen menfaatin tam değerini anlatan bir kavramdır. Buna karşılık sigorta bedeli ise risk gerçekleştiğinde sigortacının ödeyebileceği azami miktardır. Bu prensibe rağmen her zaman bu eşitlik gerçekleşmeyebilir. Bu eşitsizlik de bazen sözleşme yapılırken, bazen menfaatin değerindeki değişmeler nedeniyle sonradan ortaya çıkabilir. Bu eşitsizlik bazen kasıtlı, bilinçli olarak yapılır bazen bilinçsiz olarak ortaya çıkar.
Mesela eksik sigortada, fazla prim ödememiz istenmediği zaman sigorta bedeli menfaat değerinden düşük tutulur ve prim tutarı azalır burada bilinçli eşitsizlik vardır. İşte tüm bu eşitsizlikler sigorta açısından aşkın, eksik, kısmi, çifte ya da müşterek sigorta gibi durumların ortaya çıkmasına yol açar.
Sigorta hukukuna ilişkin dava ve işlemlerin takibinin vekil aracılığıyla yürütülmesi hak kaybının engellenmesi için oldukça önemlidir. Ekin Hukuk Bürosu olarak sigorta hukuku alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN