Sigorta Himayesinin Sınırları ve Sigorta Türleri
Tespit edilmesi gereken ilk husus, geçekleşen rizikonun teminat içinde olup olmadığıdır. Teminat içerisindeyse, sigortacı ödeme yapmakla mükelleftir.
Sigortacının ödeme yapma borcunun doğduğu hallerde birtakım sınırlamalar söz konusudur. Bunlar özelikle aktif zarar sigortalarında gündeme gelir.
Sigorta Bedeli
Zarar ve meblağ sigortalarında geçen, esasen poliçede yazan; sigortacılığın ediminin üst sınırını oluşturan, sigortacının riziko gerçekleştiğinde ödeyeceği azami tutarı, bedeli ifade eden kavramdır.
Sigorta Değeri
Sigortaya konu olan menfaatin değerini ifade eder. Menfaat, zarar sigortalarından aktif sigortanın konusunu oluşturur.
Meblağ sigortalarında sigorta değeri ve menfaat kavramına yer yoktur.
Aktif sigortalarda bedel ve değerin eşit olması kuraldır. Mesela evin değeri 300.000 TL ise sigorta bedelinin de 300.000 TL olması gerekir. Bu eşitlik bozulduğunda da eksik sigorta ve aşkın sigorta olmak üzere iki farklı kavram ortaya çıkar.
Sigorta Zararı
Rizikonun gerçekleşmesi neticesinde oluşan somut zarar tutarını ifade eder. Başka bir deyişle sigorta zararını ifade eden, zarar sigortalarının bütün alanlarında geçen ve riziko gerçekleştiğinde ortaya çıkan; sigortacının ödeyeceği somut zarar tutarını ifade eder.
Örneğin, araç 100.000 lira ediyor olsun. Sigorta değeri de sigorta bedeli de 100.000 liradır. Aracı çarptık, 10.000 liralık masraf oluştu. Sigortacı bu zarar tutarını yani 10.000 TL’yi bize ödeyecektir. Bu somut tutara sigorta zararı denir.
Aktif sigortalarda değer ile zarar sigortalarında oluşan somut zarar tutarı, sigortacının ödeyeceği tutarın belirlenmesinde rol oynar.
Takseli Sigorta Nedir? (TTK. m. 1464)
Taraflar sözleşme ile sigorta değerini belirli bir para olarak belirlemişlerse, bu para taraflar arasında, sigorta değeri için esas olur. Takse esaslı şekilde fahiş ise, sigortacı taksenin indirilmesini isteyebilir.
Umulan kazanç takselenmiş ise, taksenin sözleşme yapıldığı sırada ticari tahminlere göre elde edilmesi mümkün görülen kazancı aşması hâlinde sigortacı bunun indirilmesini isteyebilir.
Sigortacı ve sigorta ettiren birlikte, menfaatin değerini tayin edip bunu da poliçeye yazıyorlarsa; takseli sigorta vardır. Amaç, ileride sigorta değeri belirlenirken uyuşmazlık çıkmasını engellemektir.
Takse, esaslı şekilde fahiş ise; sigortacı taksenin indirilmesini isteyebilmektedir. Bunu mahkemeden ister. Esaslı surette fahiş sayılma için, takse ile gerçek değer arasında %10’luk bir fark olmalıdır.
Eksik Sigorta Nedir?
Aktif sigortalarda kural olarak değer ve bedelin birbirine eşit olması gerekmektedir. Bu eşitlik bozulduğunda ortaya çıkan 2 sigorta türü vardır:
Eksik Sigorta
Bir tabirle “menfaat değerinin altında sigorta” olarak değerlendirilir. Bedel, değerden daha az belirlenmiş olmalıdır. 500.000 TL’lik ev, 300.000 TL’ye sigorta ettirildiğinde; eksik sigorta söz konusu olur.
Bedel ve değerin farklı belirlenmesinin bilinçli olmasına gerek yoktur; arada farkın olması yeterlidir. Menfaatin zarara uğraması halinde, sigortacının ödeyeceği tutar riziko gerçekleştiğinde tespit edilir. Tutulan eksper de eksik sigortanın varlığını tespit edebilir.
Sigorta bedeli, sigorta değerinden az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde sigortacı, aksine sözleşme yoksa sigorta bedelinin sigorta değerine olan oranına göre tazminat öder. (TTK. m.1462)
Eksik sigorta varsa, sigortacı TTK.1462’ye göre, sigorta bedelinin, sigorta değerine olan oranına göre tazminat öder. Bunun için ortada bir zarar sigortası olmalı ve somut olayda eksik sigortanın varlığının tespit edilmiş olması gerekir.
Aynı zamanda kısmi ziya ve hasar halinde; aksine sözleşme yoksa sigorta bedeli, sigorta değerine oranlanarak sigorta zararına yansıtılır.
Örnek, evin bedeli 500.000 TL iken, değeri 250.000 TL olsun. Bu durumda ½’lik bir oran söz konusudur. Somut olayda da 50.000 TL’lik bir zarar oluşmuş olsun. Bu halde, bulunan oran somut zarara oranlanır ve ödeme ona göre yapılır. Yani sigortacı 25.000 TL ödeyecektir.
Aksine sözleşme varsa buna ilk tehlike sigortası denir; bedel ve değerin birbirine eşitlenmesi, buna göre primin yeniden tayin edilmesi ve zararın buna göre ödenmesi istenebilir. Poliçede ilk tehlike sigortasına dair bir esas yoksa nispet kurala uyulur. Sigortaya konu olan şey tamamen zayi olursa, sigortacı poliçede yazan bedeli öder.
Aşkın Sigorta (TTK. m. 1463) Nedir?
Sigorta bedeli sigorta olunan menfaatin değerinin üstünde ise, aşan kısım geçersizdir. Bu sebeple, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilir ve tahsil edilmiş fazla prim geri verilir.
Sigorta ettirenin, mali çıkar sağlamak amacıyla kötüniyetle yaptığı aşkın sigorta sözleşmesi geçersizdir. Sözleşme yapılırken geçersizliği bilmeyen sigortacı, durumu öğrendiği sigorta döneminin sonuna kadar prime hak kazanır.
Sigorta bedeli, sigorta değerini aşıyorsa, menfaatin üstündeyse aşkın sigorta söz konusudur. Bu aktif sigorta grubuna girer. Aşkın sigortada, sigorta bedelinin sigorta değerini aşan kısmı geçersizdir.
Zarar sigortalarında zenginleşme yasağı söz konusu olduğu için; bedelin değeri aştığı kısım geçersiz olmaktadır. Sigorta sözleşmesi yoluyla zenginleşilemez, gerçek zarar neyse o tazmin edilir.
Aşkın sigorta halinde prim de ona göre belirleneceği için ödenenen fazla primler iade edilir. Sözleşme kanun yoluyla tadil edilmiş sayılır.
Hileli Aşkın Sigorta Nedir?
TTK. m. 1463/2’ye göre, kötü niyetle ve mali çıkar sağlamak amacıyla yapılan aşkın sigortanın tamamı geçersiz sayılır.
Sözleşmeyi yaparken bunu bilmeyen sigortacı, durumu öğrendiği sigorta dönemi sonuna kadar prime hak kazanır.
Müşterek Sigorta (TTK. m. 1466) Nedir?
Bir menfaat birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda, aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsi, ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılır. Bu takdirde sigortacılardan her biri, sigorta bedellerinin toplamına göre, sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olur.
Sözleşmelere göre sigortacılar müteselsilen sorumlu oldukları takdirde, sigortalı, uğradığı zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, sigortacılardan her biri yalnız kendi sözleşmesine göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olur.
Bu hâlde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkı, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda oldukları bedeller oranındadır.
Zarar Sigortalarında 3 grup sigorta söz konusudur:
- Müşterek sigorta – TTK. m. 1466
- Çifte sigorta – TTK. m. 1467
- Kısmi sigorta – TTK. m. 1468
Kanun koyucu müşterek ve kısmi sigortaya belirli şartlar altında izin verirken; çifte sigortayı kural olarak geçersiz saymaktadır. Çifte sigorta için 3 istisnai hal belirlemiştir; bunlar varsa, geçerli saymaktadır.
Müşterek Sigorta Nedir?
Aynı menfaat, aynı rizikolara karşı, aynı süre için sigorta teminatı altına alınır. Sigortacılar arasında, rizikoyu beraber taşıma iradesi vardır. Yani o kadar büyük bir riziko ki, birden fazla sigortacı beraber ancak üstlenebiliyorlar.
Böyle bir durumda müşterek sigortadan bahsedebilmek için, sigortacılar arasında rizikoyu birlikte taşıma iradesi olmalıdır. Sigortacılar, aldıkları risk oranında bedel öderler.
Örnek, bir inşaat var ve değeri 10 milyon TL. Beş sigorta şirketi, 2’şer milyonluk sigortalar yapıyor. Her sigorta şirketi, 2 milyondan sorumludur.
Sigortacılar arasında müteselsil sorumluluk da ayrı sorumluluk da kararlaştırılabilir. Sigortacıların birinden, kedi bedel oranından yüksek bir ödeme alınmışsa; bu sigortacı diğerlerine rücu hakkına sahiptir.
Kanuna göre jeran mümkündür. Jeran, poliçeyi düzenleyen şirkettir. Sigortacılar arasında bir jeran sigorta şirketi tayin edilebilir. Jerana yapılan bildirim, diğer sigorta şirketlerine de yapılan bildirim hükmündedir.
Çifte Sigorta (TTK. m.1467) Nedir?
Çifte sigorta yapılması istisna halleri dışında mümkün değildir; değerinin tamamı sigorta ile teminat altına alınıp, birden çok sigorta olacak şekilde aynı menfaat, aynı riziko ve aynı sigorta süresi çerçevesinde sigorta ettirilemez.
İstisnalar Nelerdir?
İstisnaları şu şekilde sayabiliriz:
- Sonraki ve önceki sigortacılar onay verirlerse; bu takdirde, sigorta sözleşmeleri aynı zamanda yapılmış sayılarak riziko gerçekleştiğinde sigorta bedeli, 1466’ncı maddede gösterilen oranda sigortacılar tarafından ödenir. (1466 – müşterek sigorta. Onay ile çifte sigorta mecburen müşterek sigortaya dönüşür.)
- Sigorta ettiren, önceki sigortadan doğan haklarını ikinci sigortacıya devir veya o haklardan feragat etmişse; bu takdirde, devir veya feragatin ikinci sigorta poliçesine yazılması şarttır; yazılmazsa ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır. (Haklar sonraki sigortacıya devredilmektedir. Dolayısıyla önceki sigorta sözleşmesinden doğan haklar artık söz konusu değildir. Devir veya feragat ikinci sözleşmede yazılmalıdır aksi halde ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır.)
- Sonraki sigortacının, ancak önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumluluğu şart kılınmış ise; bu hâlde önceden yapılmış olan sigortanın ikinci sigorta poliçesine yazılması gerekir; yazılmazsa, ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır. (Yani iki sigorta sözleşmesi de ayaktadır ancak sonraki sigortacı, önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumlu tutulabilir. Sigorta ettiren değerden fazlasını tazmin edemez. Aynı şekilde bunun da ikinci poliçeye yazılması gerekmektedir aksi halde geçersiz sayılır.)
Sigorta hukukuna ilişkin dava ve işlemlerin takibinin vekil aracılığıyla yürütülmesi hak kaybının engellenmesi için oldukça önemlidir. Ekin Hukuk Bürosu olarak sigorta hukuku alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN