Rekabet Hukukunda Muafiyet
Rekabet hukukunda muafiyet, genellikle rekabeti sınırlayan anlaşma ve uygulamaların rekabet kurallarından muaf tutulması anlamına gelir. Rekabeti sınırlayan anlaşmaların veya uygulamaların yasaklanması, rekabeti korumak amacıyla oluşturulmuş rekabet hukuku düzenlemelerine uygun olmayan işlemler olarak kabul edilir. Bununla birlikte, bazı durumlarda rekabeti sınırlayan anlaşmaların veya uygulamaların muafiyetleri söz konusu olabilir.
Muafiyetler, rekabeti sınırlayan anlaşma veya uygulamaların özelliklerine ve hedeflerine göre belirlenir. Bu kapsamda, bazı anlaşmaların veya uygulamaların rekabeti sınırlamakla birlikte, bunların üretim ve dağıtım verimliliği veya tüketicilerin yararına olduğu görülebilir. Bu nedenle, bazı durumlarda rekabeti sınırlayan anlaşmaların veya uygulamaların muafiyetleri söz konusu olabilir.
Rekabet hukukunda muafiyetler, genellikle belirli bir endüstri veya sektör için belirli bir süre veya koşullar altında verilir. Muafiyetlerin koşulları, rekabeti korumak amacıyla oluşturulmuş rekabet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenir. Ancak, muafiyetlerin verilmesi, her durumda rekabeti sınırlayan anlaşma veya uygulamaların kabul edilebilir olduğu anlamına gelmez.
Rekabet hukukunda muafiyetlerin verilmesi, genellikle ulusal veya uluslararası düzenleyici kurumlar tarafından yapılır. Bu kurumlar, rekabeti korumak amacıyla oluşturulmuş kanun ve düzenlemeleri uygularlar ve rekabeti sınırlayan anlaşmaların veya uygulamaların muafiyetlerine karar verirler. Bu kararlar, genellikle rekabet kurallarına uygunluğa ilişkin ayrıntılı bir değerlendirmeyi içerir.
Sonuç olarak, rekabet hukukunda muafiyetler, rekabeti sınırlayan anlaşmaların veya uygulamaların rekabet kurallarından muaf tutulmasıdır. Muafiyetler, belirli endüstriler veya sektörler için belirli koşullar altında ve belirli bir süre için verilir. Ancak, muafiyetler her zaman rekabeti sınırlayan anlaşmaların veya uygulamaların kabul edilebilir olduğu anlamına gelmez.
Bireysel Muafiyet
Rekabet hukukunda bireysel muafiyet, rekabeti sınırlayıcı bir anlaşma veya eylemin, rekabeti azaltan etkilerinin ortadan kaldırılabileceği veya önemsiz hale getirilebileceği durumlarda, ilgili şirket veya kişilere özel olarak tanınan bir muafiyet hakkıdır.
Bireysel muafiyet, söz konusu anlaşma veya eylemin rekabeti azaltan etkilerinin genel olarak kabul edilebilir olabileceği, hatta piyasanın işleyişi için gereklilik arz edebileceği durumlarda uygulanır. Bu durumda, ilgili şirket veya kişilerin rekabeti azaltıcı faaliyetleri, rekabeti koruma kurumları tarafından serbest bırakılabilir ve yasalara aykırı sayılmazlar.
Örneğin, küçük bir şirketin büyük bir şirketle anlaşma yapması ve büyük şirketin dağıtım kanallarını kullanarak ürünlerini pazarlaması, küçük şirketin pazar payını artırması için gerekli olabilir. Bu durumda, ilgili anlaşma, küçük şirket için bireysel muafiyet sağlayabilir ve rekabeti sınırlayıcı bir anlaşma olarak değerlendirilmeyebilir.
Bireysel muafiyet, şirketlere daha fazla esneklik sağlarken, aynı zamanda rekabeti koruma kurumlarına da daha fazla takdir yetkisi tanır. Ancak, bireysel muafiyet uygulamalarının kötüye kullanımı, rekabeti önemli ölçüde etkileyebilir ve dolayısıyla, rekabeti koruma kurumlarının bu tür durumları yakından takip etmesi ve kötüye kullanımlara karşı etkili önlemler alması önemlidir.
Grup Muafiyeti
Grup muafiyeti, belirli bir endüstri veya sektördeki belli türde anlaşmalara, kararlar veya koordinasyonlara yasal bir muafiyet sağlayan bir kurumsal muafiyet türüdür. Bu muafiyet, bir endüstri veya sektördeki tüm oyuncuların aynı muafiyetten yararlanmasına izin verir. Grup muafiyeti, belirli bir endüstri veya sektördeki anlaşmaların veya uygulamaların genellikle rekabeti kısıtlamadığı veya rekabeti artırdığı kabul edilen durumlarda uygulanabilir.
Grup muafiyeti, Avrupa Birliği rekabet hukukunda sıkça kullanılan bir kavramdır ve Avrupa Komisyonu tarafından belirlenmiş olan bir dizi kılavuz ve yönergeler tarafından düzenlenmektedir. Ancak, grup muafiyetleri, sadece belirli koşullar altında geçerlidir ve her durumda ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bir endüstri veya sektördeki belirli bir anlaşmanın grup muafiyeti altında değerlendirilmesi için, bu anlaşmanın belli şartları taşıması gerekir. Bu şartlar şunlardır:
- Anlaşma, yasalara uygun olmalıdır.
- Anlaşmanın amaçları, rekabeti kısıtlama amacı taşımamalıdır.
- Anlaşma, tüketicilere fayda sağlamalıdır.
- Anlaşma, katılımcıları için gerekli olmalıdır.
- Anlaşma, pazar payı açısından ölçülü olmalıdır.
Grup muafiyeti, belirli bir endüstri veya sektördeki belli türde anlaşmaların veya uygulamaların yasal olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla rekabet kurallarına aykırı olarak kabul edilmemesine izin verir. Ancak, grup muafiyetinin uygulanması her durumda ayrı ayrı değerlendirilmelidir ve belirli koşullar altında geçerlidir.
Hakim Durumda Olan Bir Teşebbüsün Grup Muafiyetinden Yararlanması
Rekabet hukukunda, hakim durumda olan bir teşebbüsün grup muafiyeti kapsamında değerlendirilmesi, ilgili teşebbüsün sahip olduğu hakim durumun, grup faaliyetleriyle ilgili olmayan bir piyasada kullanılması durumunda mümkündür.
Bu kapsamda, hakim durumda olan bir teşebbüsün faaliyetlerinin grup muafiyeti kapsamında değerlendirilmesi için bazı şartlar sağlanmalıdır. Bu şartlar şu şekildedir:
- Grup muafiyeti kapsamında yer alan anlaşmaların veya uyumlu davranışların, ilgili teşebbüs tarafından yapılmaması veya gerçekleştirilmemesi gerekmektedir.
- Hakim durumda olan teşebbüs, grup faaliyetlerinin sınırları dışında faaliyet göstermelidir.
- Grup muafiyeti kapsamındaki anlaşmalar veya uyumlu davranışlar, hakim durumda olan teşebbüsün grup faaliyetleriyle ilgili olmamalıdır.
- Grup muafiyeti kapsamındaki anlaşmalar veya uyumlu davranışlar, hakim durumda olan teşebbüsün grup faaliyetleri ile birlikte piyasada faaliyet gösteren diğer teşebbüsler üzerinde olumsuz bir etki yaratmamalıdır.
Hakim durumda olan teşebbüsün grup muafiyeti kapsamında değerlendirilmesi, rekabet otoritesi tarafından ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulur. Bu incelemenin sonucuna göre, ilgili teşebbüsün grup muafiyeti kapsamında değerlendirilmesi uygun görülürse, grup faaliyetleri için önceden belirlenmiş olan sınırlamalardan muaf tutulabilir. Ancak, grup muafiyeti kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmeyen hakim durumda olan teşebbüs, grup faaliyetleri için ayrı bir muafiyet başvurusunda bulunabilir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN