Miras Avukatı
Miras Hukuku Nedir?
Miras hukuku, gerçek kişinin ölümü veya gaipliği halinde, o kişinin malvarlığının kimlere hangi oranla ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır.
Miras hukuku 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 495-692. Maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Miras, bir kimsenin ölümü ile kendisine ait özel hukuk ilişkililerinin tümünü ifade eder. Miras hukukunda ölen kimseden geriye kalan şeyler tereke olarak adlandırılmaktadır.
Miras bırakan, ölümlüye birlikte özel hukuk ilişkilerinin akıbetini düzenleyen kişidir. Miras hukukunda sadece gerçek kişiler miras bırakabilirler. Miras bırakan, muris olarak da ifade edilmektedir. Murisin terekesi üzerinde külli halef sıfatıyla hak sahibi olan kişilere ise mirasçı denir.
Kaç Çeşit Mirasçı Vardır?
Ölenin terekesinde pay almaya hak kazanan kişilere mirasçı denmektedir.
Miras bırakandan farklı olarak mirasçı hem gerçek kişi hem de tüzel kişi olabilir.
Miras hukukunda iki çeşit mirasçı vardır. Bunlar yasal mirasçı ve atanmış mirasçı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
- Yasal mirasçı: Kanun gereği miras bırakanın mirasçısı olan kişilerdir.
- Atanmış mirasçı: Miras bırakanın iradesi ile mirasa çağırılan kişileredir.
Yasal mirasçı, miras bırakanın iradesine bağlı olmayan ve miras bırakanın ölümü üzerine doğrudan kanundan kaynaklanan miras hukuku statüsüdür. Yasal mirasçılar; miras bırakanın kan hısımları, evlatlık ve alt soyu ile sağ kalan eştir.
Atanmış mirasçılar ise murisin kendi iradesi ile seçildiğinden bunların kim olduğu kanunda düzenlenmemiştir.
Zümre Sistemi Nedir?
Miras hukukunda terekenin paylaşımında zümre sistemi uygulanmaktadır. Soy esasına dayanan zümre sisteminde zümreler miras bırakan esas alınarak belirlenmektedir.
Miras bırakanın her aslı zümre başı olarak alınıp, yakından uzağa doğru zümreler oluşturulur.
Miras hukukunda üç miras zümresi bulunmaktadır. Birinci zümre miras bırakanın alt soyudur. Birinci zümre aşağı doğru sınırsızdır.
İkinci zümre, miras bırakanın ana ve babası ile onların alt soyudur. Miras bırakanın kardeşleri, kardeş çocukları, kardeş torunları vs. aşağıya ve yana sınırsız olmak üzere ikinci zümreyi oluşturur.
Üçüncü zümre ise, yine aşağı ve yana doğru sınırsız olmak üzere miras bırakanın büyük ana ve babaları ile onların alt soyundan oluşur. Murisin amcası, halası, teyzesi ve onların alt soyu üçüncü zümrede yer almaktadır.
Boşanma Mirasçılığı Etkiler Mi?
Türk Medeni Kanunu’nun 181. maddesinde boşanan eşler bakımından miras hakları düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre, “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşamadıkça, kaybederler.”
Maddeden de anlaşılacağı üzere boşanmış eş mirasçı sıfatını kaybetmektedir.
Boşanma davası kesinleşmeden eşlerden birinin ölmesi durumunda, sağ kalan eş ölenin mirasçısı olur.
Ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam ederek diğer eşin kusuru ispatlaması halinde boşanan eş mirasçılık sıfatını kaybeder.
Saklı Paylı Mirasçılar Kimlerdir?
Miras bırakan kişinin mirasının tamamı üzerinde serbestçe tasarruf etmesine izin verilmemiştir. Murisin tasarruf etme yetkisi bazı mirasçıların payları bakımından sınırlanmıştır.
Miras bırakanın belirli miktar payları üzerinde tasarruf edemeyeceği kısma saklı pay denilmektedir. Bu hakka sahip mirasçılar ise saklı pay sahibi mirasçısı olarak adlandırılmaktadır.
Miras hukukunda saklı paylı mirasçılar altsoy, anne ve baba ve sağ kalan eş olmak üzere üç gruptan oluşmaktadır.
Saklı paylı mirasçılarının oranları Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup yasal miras payına göre belirlenmektedir.
- Altsoyun saklı pay miras oranı yasal miras payının ½’sidir.
- Anne ve babanın saklı pay miras oranı yasal miras payının ¼’üdür.
- Sağ kalan eşin zümre ile mirasçı olması durumunda saklı pay miras oranı yasal miras payının tamamıdır.
- Sağ kalan eşin Zümre ile mirasçısı olması durumunda saklı pay miras oranı yasal miras payının ½’dir.
- Sağ kalan eşin Zümre ile mirasçısı olması durumunda saklı pay miras oranı yasal miras payının ¾’üdür.
Tenkis Davası Nedir?
Miras hukukunda kural olarak tasarrufa ilişkin özgürlük ilkesi geçerlidir. Ancak bu özgürlük sınırsız olmayıp düzenlemeler ile birlikte sınırlandırılmıştır.
Nitekim Türk Medeni Kanunu’nun 505. Maddesine göre, “Mirasçı olarak alt soyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir.” Söz konusu maddeden de anlaşılacağı üzere tasarruf yetkisi saklı paylar bakımından sınırlandırılmıştır.
Tenkis davası, murisin malvarlığı üzerindeki tasarruf oranıyla yakından alakalıdır. Muris malvarlığı üzerinde saklı pay haricindeki kısım için serbestçe tasarruf etme hakkına sahiptir.
Saklı payı ihlal edilen mirasçıya, saklı payında tecavüz edilen kısım için tenkis davası açma hakkı tanınmıştır. Tenkis davası, miras bırakanın mirasçılar aleyhine mal kaçırma işlemlerine karşı etkili bir davadır.
Tenkis davası açma hakkı sadece saklı paylı mirasçılara tanınmıştır. Her saklı paylı mirasçı diğerlerinden bağımsız olarak tenkis davası açabilmektedir.
Vasiyetname Çeşitleri Nelerdir?
Miras bırakan hayattayken ölümünden sonra hükümlerini doğuracak emirlerini içeren bir hukuki işlem yapabilmektedir. Bu hukuki işlem ölüme bağlı tasarruf olarak adlandırılmaktadır.
Ölüme bağlı tasarruflar vasiyetname ve miras sözleşmesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Vasiyetname yapmak isteyen kişinin 15 yaşını doldurmuş olması ve ayırt etme gücüne sahip olması yeterlidir. Türk Medeni Kanunu’na göre üç şekilde vasiyetname yapılabilir:
- Resmi Vasiyetname
- El Yazılı Vasiyetname
- Sözlü Vasiyetname
Miras Paylaşımı Oranları Nasıl Belirlenir?
Miras paylaşım oranları, miras bırakanın eşinin sağ olup olmamasına göre değişkenlik göstermektedir. Sağ kalan eş herhangi bir zümreye dâhil olmayıp her zümreyle birlikte mirasçı olmaktadır.
Sağ kalan eş;
- Miras bırakanın alt soyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte birini alır, kalan dörtte üçü miras bırakanın alt soyu ile paylaşılır.
- Miras bırakanın anne ve babasıyla birlikte mirasçı olursa mirasın yarısını alır, kalan kısım miras bırakanın anne ve babası arasında eşit paylaşılır.
- Miras bırakanın büyük ana ve büyük babasıyla birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte üçünü alır, kalan kısım büyükanne ve büyükbaba arasında eşit olarak paylaşılır.
Miras Hukuku Alanına Hangi Davalar Girer?
Miras hukuku alanına giren davalar çok sayıda olup en önemleri aşağıda sayılmıştır:
- Tenkis davası,
- Reddi miras davaları,
- Vasiyetnamenin iptali davası,
- Mirasçılıktan çıkarma davası,
- Tereke tespit davaları,
- Miras paylaşım davası,
- Miras payı denkleştirme davası,
- Mirastan istihkak davası,
- Tekenin korunmasına ilişkin davaları.
Miras Paylaşımında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Miras davaları, malvarlığının tamamı için miras bırakanın yerleşim yerinde açılır.
Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesine görülür.
Mirastan kaynaklı davalarda görevli mahkeme davanın konusuna göre değişiklik göstermektedir. Miras davasının konusu olan terekenin tespiti için yetkili mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Miras paylaşım davası da miras bırakanın yerleşim yerimdeki Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülmektedir. Tenkis davalarında görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Mirastan Mal Kaçırılması Durumunda Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Miras hukukunda mirastan mal kaçırma, muris muvazaası olarak ifade edilmektedir.
Miras bırakanın ölmeden önce belirli bir taşınmazını tapuda satış göstermek suretiyle ancak bedelsiz olarak müstakbel mirasçılardan bir tanesine veya mirasçı dahi olmayan üçüncü bir kişiye devretmesi mirastan mal kaçırmaya örnek olarak gösterilebilir.
Bu gibi durumlarda miras hakkı çiğnen mirasçılar, miras bırakanın muvazaalı tasarruf işlemlerin iptali talebiyle dava açabilirler. Bu davalara muris muvazaası davası da denilmektedir. Mirastan mal kaçırma olarak bilinen muris muvazaası davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Mirastan mal kaçırma davası, muvazaanın şartlarının sağlanıp sağlanmadığına bağlıdır.
Muavazaa dört unsurdan oluşmaktadır. Bunlar:
- Görünürdeki işlem,
- Muvazaa anlaşması,
- Üçüncü kişileri aldatma amacı,
- Gizli sözleşme.
Reddi Miras Nedir?
Mirasçının, miras bırakanın her türlü borç ve alacaklarıyla birlikte oluşan mirasın hak ve yükümlülükleri reddetmesi; reddi miras olarak tanımlanmaktadır.
Reddi mirasta, reddeden mirasçı ile miras bırakanın terekesi ile olan ilişki ortadan kalmış sayılır.
Türk Medeni Kanunu’nun 609. Maddesine göre, “Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyan ile yapılır.” Söz konusu beyan kayıtsız ve şartsız olması gerekir.
Reddi miras süresi üç ay olup bu süre hak düşürücü niteliktedir. Buna göre miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre için mirasın reddi talebinde bulunulması gerekmektedir.
Sonuç
Miras hukuku alanında çıkan uyuşmazlıklar niteliği itibariyle uzman kişilerce dikkat ve özen gösterilerek yürütülmesi gereken uyuşmazlıklardır. Nitekim günümüzde mal kaçırma hususu oldukça yaygın bir biçim almış durumdadır.
Mirasçıların hak kaybına uğramaması adına başta tenkis davası olmak üzere tüm miras davalarının vekil aracılığıyla yürütülmesi daha sağlıklı olacaktır. Avukat aracılığıyla yürütülecek olan miras davaları hak kaybının engellenmesi için oldukça önemlidir. Ekin Hukuk Bürosu olarak her türlü hak kaybınızı engellemek için disiplinli ve tecrübeli ekimiz ile yanınızdayız.