Medeni Hukukta Ehliyetler Nelerdir?
Kişiler bir takım haklara sahiptir. Kişilerin bu haklardan yararlanabilmeleri için ehliyete sahip olmaları gerekir. Medeni hukukta ehliyetler hak ve fiil olmak üzere ikiye ayrılır.
Hak Ehliyeti Nedir?
Hak ehliyeti, kişilerin hukuki işlemler yapabilme, hak ve borç sahibi olabilme kapasitesine sahip olduğunu ifade eden bir kavramdır. Bir bireyin hak ehliyeti doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer. Hak ehliyetine sahip olan bir kişi, yasal olarak hak ve borçların sahibi olabilir.
Örneğin, bir kişinin bir malı satın alma veya bir mirasa hak kazanma gibi işlemleri yapabilmesi hak ehliyeti kapsamında değerlendirilir. Bu yetki, bireyin medeni haklara sahip olmasıyla doğrudan ilgilidir.
Çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder. (TMK m.28/2)
Hak Ehliyetinin Sınırlanması Halleri Nelerdir?
- Yaş,
- Ayırt etme gücünden yoksunluk,
- Cinsiyet,
- Akıl Hastalığı,
- Onur ve Saygınlık,
- Soybağı,
- Yabancılık.
Fiil Ehliyeti Nedir?
Fiil ehliyeti, bir kişinin kendi iradesiyle hukuki işlem yapabilme ve bu işlemlerden doğan hak ve borçlardan sorumlu olabilme yeteneğidir.
Fiil ehliyeti, kişinin yalnızca hak sahibi olması değil, aynı zamanda bu hakları kullanabilmesi ve sorumluluk alabilmesi anlamına gelir.
Fiil Ehliyeti Şartları Nelerdir?
Fiil ehliyeti için gereken şartlar şunlardır:
- Reşit olmak (erginlik): Türkiye’de reşit olma yaşı 18’dir. Ancak, belirli durumlarda, mahkeme kararıyla ya da evlenme durumunda 18 yaşından önce de reşit olunabilir.
- Ayırt etme gücüne sahip olmak: Ayırt etme gücü, kişinin yaptıklarının sonuçlarını algılama yeteneğidir. Bu güce sahip olmayan kişiler, yaptıkları işlemlerden sorumlu tutulmazlar.
- Kısıtlı olmamak: Mahkeme tarafından belirli durumlarda kişinin fiil ehliyeti kısıtlanabilir.
Zorunlu Kısıtlama Nedenleri Nelerdir?
Zorunlu kısıtlama nedenleri aşağıda sayılmıştır:
- Akıl Hastalığı
- Akıl Zayıflığı
- Savurganlık
- Kötü Yaşama Tarzı
- Alkol veya Uyuşturucu Madde Bağımlılığı
- Kötü Yaşama Tarzı
- Kötü Yönetim
- Özgürlüğü Bağlayıcı Cezaya Mahkumiyet
İsteğe Bağlı Kısıtlama Nedenleri Nelerdir?
İsteğe bağlı kısıtlama nedenleri aşağıda sayılmıştır:
- Yaşlılık
- Engellilik
- Deneyimsizlik
- Ağır Hastalık
Eylem Ehliyeti Yönünden Kişilerin Ayrımı
Türk Medeni Kanununda ehliyetler dört farklı şekilde sayılmıştır. Bunlar; Tam Ehliyetliler, Tam Ehliyetsizler, Sınırlı Ehliyetliler, Sınırlı Ehliyetsizlerdir.
Tam Ehliyetli Nedir?
Tam ehliyetliler, hukuki işlemlerini kendi başlarına yapabilen, yaptıkları işlemlerden doğan hak ve borçlardan bizzat sorumlu olan kişilerdir. Tam ehliyetli bir kişi, herhangi bir kısıtlamaya gerek olmaksızın kendi iradesiyle çeşitli hukuki işlemlere girişebilir ve bu işlemlerin sonuçlarına katlanır.
Bir kişinin tam ehliyetli sayılabilmesi için üç reşit olması, ayırt etme gücüne sahip olması ve kısıtlı olmaması gerekir:
Tam Ehliyetliler
Tam ehliyetli kişiler, başkalarının izni veya vasiliği olmaksızın birçok hukuki işlem yapabilirler. Örneğin:
- Mal satın alma veya satma
- Kendi başına kira sözleşmesi yapma
- İş kurma veya iş sözleşmesi yapma
- Vasiyetname düzenleme
- Dava açma veya açılan davalarda savunma yapma
Tam ehliyetliler, hukuk önünde kendi başlarına hareket etme ve aldıkları kararlardan sorumlu olma yeteneğine sahip bireylerdir.
Tam Ehliyetsizler
Tam ehliyetsizler, hukuki işlem yapabilme yeteneği olmayan, yani yaptıkları işlemlerden sorumlu tutulamayan kişilerdir. Tam ehliyetsiz kişiler, hukuki işlemlerinde kendi başlarına karar veremez ve bu işlemlerin geçerli olabilmesi için yasal temsilcilerinin onayı gerekir.
Bir kişinin tam ehliyetsiz sayılması için gerekli şartlar şunlardır;
- Ayrıt etme gücüne sahip olmama: Tam ehliyetsiz kişiler ayırt etme gücüne sahip olmayanlardır, yani yaptıkları işlemlerin sonuçlarını anlayacak zihinsel yeterliliğe sahip değillerdir. Bu durum genellikle küçük yaşta olmaktan (18 yaşın altı) veya akıl sağlığı yerinde olmamaktan kaynaklanabilir.
- Reşit olmama (Ergin olmama): 18 yaşından küçük kişiler, hukuki işlemlerinde yasal temsilcilerinin onayı olmadan karar veremezler. Reşit olmayan çocuklar ayırt etme gücüne sahip olsalar bile tam ehliyetsiz sayılırlar.
Tam Ehliyetsiz Kişilerin Hukuki Durumu
Tam ehliyetsiz kişiler, kendi başlarına hukuki işlem yapamazlar. Yaptıkları hukuki işlemler, yasal temsilcilerinin onayı olmadan geçersizdir.
Ancak tam ehliyetsiz kişiler, günlük yaşantının gerektirdiği küçük işlemleri yasal temsilcinin onayına gerek olmadan yapabilirler. Bu tür işlemler “kişiye yarar sağlayan, borç altına sokmayan işlemler” olarak kabul edilir.
Tam ehliyetsizler, ayırt etme gücüne sahip olmayan ve/veya küçük yaştaki kişilerdir. Bu kişiler hukuki işlemler yapamaz ve yaptıkları işlemler yasal temsilcilerinin onayına bağlıdır.
Sınırlı Ehliyetliler
Sınırlı ehliyetliler, fiil ehliyetine sahip olmakla birlikte, belirli hukuki işlemler için yasal temsilcilerinin (genellikle vasi veya kayyım) iznine ihtiyaç duyan kişilerdir. Sınırlı ehliyetliler, bazı durumlarda kendi başlarına hukuki işlem yapabilirken, bazı işlemleri gerçekleştirmek için izin almak zorundadır.
Bir kişinin sınırlı ehliyetli sayılabilmesi için şu şartları taşıması gerekir:
- Reşit olmak (ergin olmak): 18 yaşını doldurmuş kişiler sınırlı ehliyetli olabilir.
- Ayırt etme gücüne sahip olmak: Sınırlı ehliyetliler, yaptıkları işlemlerin sonuçlarını algılayabilen kişilerdir.
- Kısıtlanmış olmak: Sınırlı ehliyetliler, mahkeme kararıyla bazı hukuki işlemleri yapma yetileri kısıtlanmış olan kişilerdir. Bu kişiler, örneğin israf (aşırı harcama yapma), alkol veya madde bağımlılığı gibi durumları nedeniyle mahkeme kararıyla belirli işlemler için bir vasinin onayına ihtiyaç duyar.
Sınırlı Ehliyetlilerin Hukuki Durumu
Kendi Yararlarına Olan İşlemleri Yapabilirler: Kendilerine yalnızca yarar sağlayan, borç yüklemeyen işlemleri yasal temsilcinin izni olmaksızın yapabilirler. Örneğin, bağış kabul etmek gibi işlemleri kendi başlarına yapabilirler.
Bazı İşlemler için Yasal Temsilci İzni Gerekir: Sınırlı ehliyetliler, kendilerini borç altına sokacak ya da mali yükümlülük getirecek işlemleri yasal temsilcinin izni olmadan yapamazlar. Örneğin, borç almak, taşınmaz satın almak veya satmak gibi işlemler için izin almalıdırlar.
Sınırlı ehliyetliler ayırt etme gücüne ve belirli bir düzeyde hukuki işlem yapma yeteneğine sahip olmakla birlikte, bazı işlemleri gerçekleştirebilmek için yasal temsilcilerinin onayına ihtiyaç duyarlar. Bu kişiler, sınırlı sorumlulukla hareket eden yetişkinlerdir.
Kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişiye aşağıdaki işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanır:
- Dava açma ve sulh olma,
- Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
- Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehnedilmesi,
- Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri,
- Ödünç verme ve alma,
- Ana parayı alma,
- Bağışlama,
- Kambiyo taahhüdü altına girme,
- Kefil olma.
Sınırlı Ehliyetsizler
Sınırlı ehliyetsizler, ayırt etme gücüne sahip olmalarına rağmen ya reşit değillerdir ya da kısıtlanmışlardır. Bu kişiler, hukuki işlem yaparken yasal temsilcilerinin onayına ihtiyaç duyarlar.
Ancak bazı istisnai durumlarda, sınırlı ehliyetsizler yasal temsilcilerinin onayına gerek kalmaksızın hak kazanabilir ve borç altına girebilirler. Bu nedenle, sınırlı ehliyetsizlik durumunda ehliyetsizlik mutlak değil, sınırlıdır.
Sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcilerinin onayı bulunsa bile yapmaları yasak olan bazı hukuki işlemler vardır:
- Kefil olmak,
- Vakıf kurmak,
- Önemli bağışlarda bulunmak.
Sınırlı ehliyetsizler, yasal temsilcilerinin izni olsa dahi bu işlemleri yapamazlar; bu işlemler geçersiz sayılır. Bu kişiler, karşılıksız kazanma ve kendilerine sıkı sıkıya bağlı hakları yasal temsilci onayı olmaksızın kullanabilirler. Ancak kanun koyucu bazı durumlarda bu hakların kullanılmasında yasal temsilci izni aramıştır. Bu istisnalar arasında şunlar bulunur:
- Nişanlanma,
- Evlenme,
- Tanıma.
Kanun koyucu, sınırlı ehliyetsizleri koruma amacıyla onların işlemlerinin geçerliliğini yasal temsilci iznine bağlamıştır. Ancak bazı özel durumlarda, sınırlı ehliyetsizlerin yasal temsilcilerinin onayını almaksızın hukuki işlem yapmalarına izin verilmiştir. Bu, Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 359/1’de belirtilmiştir.
Çocuğa, ana ve babası tarafından meslek veya sanatla uğraşması için kendi malından verilen payın ya da kişisel kazancının yönetimi ve bu mallardan yararlanma hakkı tanınır.
Benzer bir düzenleme, TMK madde 453 ve 455’te vesayet altındaki sınırlı ehliyetsizler için de geçerlidir.
Vesayet altındaki bir kişi, vesayet makamının meslek veya sanat icrasına izin vermesi durumunda, bu işin gerektirdiği her türlü olağan işlemi yapma hakkına sahip olup bu işlemlerden doğan tüm borçlardan malvarlığıyla sorumlu olur.
Vesayet altındaki kişi, kendi tasarrufuna bırakılan malları ve vasinin onayıyla çalışarak kazandığı malları serbestçe yönetebilir ve kullanabilir.
Ayrıca, TMK madde 162/2’ye göre, ayırt etme gücüne sahip olan küçükler ve kısıtlılar, işledikleri haksız fiillerden sorumludur.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Mehmet Uğur DUDAKLI