Kullanma Hırsızlığı Suçu ve Cezası (TCK.m.146)
Kullanma hırsızlığı suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 146. maddesinde düzenlenmiş olup basit hırsızlık suçundan farklı olarak failin başkasının rızası olmadan kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacı ile aldığı malda ulaşılmak istenen yararın malın geçici süre ile kullanılması ile ortaya çıkmasıdır.
Kullanma Hırsızlığı Suçu Nedir?
Doktrinde kullanma hırsızlığının basit hırsızlıktan farklı bir suç tipi olduğunu savunanların yanında hırsızlığın daha az cezayı gerektiren nitelikli hali olduğunu belirtenler de bulunmaktadır.
Kullanma hırsızlığı Madde 146- (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz. |
Kullanma Hırsızlığı Suçunda Fiil
Kullanım hırsızlığı suçu ile yasaklanan fiil taşınır malı “geçici süre kullanıp iade etmek amacıyla almak”tır. Geçici süre kullanmaktan anlaşılması gereken ise Yargıtay’a göre kısa süreli kullanımdır.
Bu suç bakımından dikkat edilmesi gereken husus ise failin iadeyi isteyerek yapmış olmasıdır. Taşınır malın fail tarafından iade edilmek zorunda kalması halinde ise kullanma hırsızlığından değil hırsızlığın basit halinden bahsedilmektedir. Malın hasarlı şekilde iade edilmesi durumunda da kullanma hırsızlığına ilişkin hükümler uygulanır.
Yargıtay otomobil hırsızlığında aracın bozulması veya kazı yapılması sonucu terk edilmesi halinde ise kullanma hırsızlığı suçundan bahsedilemeyeceğini ifade etmektedir.
Madde metninde; “Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir. Bu ifadeden anlaşılması gereken ise failin başka bir suç işlemek veya o suçta vasıta olarak kullanıp iade etmek amacıyla malı zilyedin rızası bulunmaksızın alması durumunda 146. madde değil hırsızlık suçunun temel hali söz konusu olacaktır.
Failin muhafaza etmek veya kullanmak üzere zilyetliği kendisine bırakılan malı kendisinin veya başkasının yararına zilyetliğin devri amacı dışında kullanması durumunda artık kullanma hırsızlığından değil şartları bulunuyorsa güveni kötüye kullanma suçundan bahsedilebilecektir.
Kullanma Hırsızlığı Suçunda Fail
Hırsızlık suçunun faili bakımından kanunda açıkça özellik arz eden bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle hırsızlık suçunun faili herkes olabilecekken malın başkasına ait olması arandığından malın maliki suçun faili olamayacaktır.
Kullanma Hırsızlığı Suçunda Mağdur
Hırsızlık suçunda mağdur malı egemenlik alanından çıkarılan kişi yani malı çalınan kimsedir.
Kanunda mağdur bakımından özellik aranmadığından suçun mağduru herkes olabilmektedir. Bu bakımdan kullanım hırsızlığı ile hırsızlığın mağduru arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktadır.
Kullanma Hırsızlığı Suçunun Konusu
Kullanma hırsızlığı suçunun konusunu da hırsızlık suçunun konusunda olduğu gibi başkasına ait taşınır bir mal oluşturmaktadır. Bu durumda hırsızlık suçunun oluşabilmesi için bir mal bulunması, taşınır nitelikte olması ve bu malın başkasına ait olması gerekmektedir. Ancak bu suç tipinde suçun temel halinden farklı olarak taşınır malın geçici süre kullanılıp iade etmeye elverişli olması aranmaktadır.
Kullanılarak tüketilmesi mümkün olan mallar kullanma hırsızlığı suçunun konusunu oluşturmamaktadır. Elektrik, su gibi kullanılmakla tüketilen ürünler, kullanma hırsızlığının konusunu oluşturmaz.
Kullanma Hırsızlığı Suçunda Nitelikli Haller
Suçun nitelikli halleri bakımından hırsızlık suçunun kullanma hırsızlığı suçuyla çatışmadığı durumlarda kanunda sayılan nitelikli haller bu suç tipi bakımından da geçerli olacaktır.
Örneğin suçun gece vakti işlenmesi halinde olduğu gibi failde geçici süre kullanıp malı iade etme saiki mevcutsa bu durumda temel ceza öncelikle artırılmalı ardından kullanma hırsızlığı kapsamında azaltılmalıdır.
TCK 142. maddenin 3. fıkrasında belirtilen sıvı veya gaz halindeki enerji bakımından hırsızlık suçunun işlenmesi halinde bu enerjiler tüketilebilir nitelikte olduğundan kullanma hırsızlığından bahsedilemeyecektir.
Kullanma Hırsızlığı Suçunun Manevi Unsurları
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için failin kastının yanı sıra yararlanma maksadı da aranmaktadır. Kullanma hırsızlığı suçunda ise bu unsurların yanı sıra taşınır malın zilyedine iade edilmek üzere bulunduğu yerden alınmış olması gerekmektedir.
Kullanma hırsızlığının gerçekleşebilmesi için alınan malın aynen veya alındığı miktarda iade edilmesi gerekmektedir. Eksik veya alınan şeyden başka şeyin iadesi halinde kullanma hırsızlığından değil hırsızlık suçunun temel halinden bahsedilecektir.
Failin iade etmek amacıyla hareket edip etmediğinin belirlenmesinde Yargıtay malın niteliğine, failin davranışlarına, yakalanma şekline göre değerlendirme yapmaktadır.
Malın hangi niyetle alındığı hususunda şüphe varsa bu durumda “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği sanığın malı iade etmek amacıyla aldığı kabul edilmektedir.
Kullanma Hırsızlığı Suçuna Teşebbüs
Kullanma hırsızlığı suçunda suçun tamamlanması konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır. İlk görüşe göre kullanma maksadı ile almanın gerçekleşebilmesi için kullandıktan sonra iadenin gerektiğini savunmaktadır.
İkinci görüş ise suçun tamamlanmasının failin iade etmek saiki ile malı alması olduğu, iadenin gerçekleşmediği hallerde de eğer fail iade etme saiki ile almış ise kullanma hırsızlığının suçunun oluşacağını ifade etmektedir. İlk görüşe göre failin malı iade edene kadar hangi anda olursa olsun yakalandığında suç teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilirken ikinci görüşte ise malın alınmasına kadar teşebbüsün mümkün olduğu savunulmaktadır.
Kullanma Hırsızlığı Suçuna İştirak
Madde metninde kullanma hırsızlığı suçu bakımından hırsızlık suçunda olduğu gibi özel bir iştirak haline yer verilmediğinden iştirakin her hali kullanma hırsızlığı suçunda gündeme gelebilmektedir.
Kullanma Hırsızlığı Suçunda Muhakeme ve Verilecek Cezalar
Kullanma hırsızlığı suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.
Hırsızlık suçunun temel şekli iade edilmek üzere işlenmişse hırsızlığın basit halinde verilecek olan ceza yarı oranına kadar indirilebilecektir.
Kullanma hırsızlığı suçu da hırsızlık suçunun temel hali gibi uzlaştırma kapsamındadır.
Kullanma Hırsızlığı Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları
- YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2020/4135 Esas, 2021/3671 Karar, 24.02.2021 Tarih.
Sanık ve müşteki beyanları ile dosya kapsamına göre; sanığın müştekinin iş yerinde yazları işçi olarak çalıştığı sanığın işten ayrılmasının ardından, iş yerinin etrafı çevrili olmayan avlusuna kilitlemeden ve üzerinde anahtar ile park ettiği motosikleti sanığın gelip alıp gitmesi ve kamera kaydından gören müştekinin sanıktan şikayetçi olduğu ancak sanığın şikayetten haberi olmadan, sokakta gördüğü müştekinin yanında çalışmakta olan ve tanık olarak dinlenen …’un yanına gelerek müştekiye ait motosikleti al götür diye teslim ettiğinin anlaşılması karşısında; eylemin TCK’nın 146. maddesinde tanımlanan kullanma hırsızlığı suçunu oluşturabileceği ve atılı suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu gözetilerek, müştekinin de birinci celsedeki beyanlarında şikayetçi olmadığı dikkate alınarak, sanığa müştekinin şikayetten vazgeçmesine dair beyanını kabul edip etmediği sorulduktan sonra sonucuna göre; şikayetten vazgeçmeyi kabul etmesi halinde sanığın üzerine atılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçundan şikayet yokluğundan düşme kararı verilmesi gerektiği halde, sanığın yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş…
- YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ 2020/7361 Esas, 2021/7102 Karar, 08.04.2021 Tarih.
Kullanma hırsızlığı suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu ve müştekinin de şikayetten vazgeçtiği anlaşılmakla; Sanığın müştekinin şikayetten vazgeçmesine dair beyanını kabul edip etmedikleri sorularak sonucuna göre, 5237 sayılı TCK’nın 73/4-6 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davaların düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş…
- YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2019/8312 Esas, 2019/17675 Karar, 13.11.2019 Tarih.
Kullanma hırsızlığı suçunun oluşabilmesi için geçici yararlanma amacıyla alınan aracın kısa bir süre kullanıldıktan sonra sahibine geri verilmesi veya kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakılmamış ise geri verilmek üzere alındığının açıkça anlaşılması ve iade amacının araç alınırken mevcut olması gerektiği, dava konusu olayda ise; oluşa ve dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocukların, müştekinin iş yeri önünde park halinde olan otomobili 20/04/2014 günü saat 20.47 sıralarında çaldıkları, 21/04/2014 günü saat 00:33 sıralarında geri getirip müştekiye ait iş yeri önüne bıraktıkları, suça sürüklenen çocuk …’in soruşturma aşamasındaki savunmalarında arabayı 2-3 saat kullanıp aldıkları yere bıraktıklarını belirttiği, mağdurun da şikayetçi olmadığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 146. maddesinde düzenlenen suçu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
- YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2020/20550 Esas, 2020/15859 Karar, 16.12.2020 Tarih.
TCK’nun 146/1. maddesinde tanımlanan kullanma hırsızlığı suçunun manevi ögesi, geçici olarak kullandıktan sonra geri verme amacıyla almak bilinç ve iradesidir. Araç alınırken geri vermek iradesi yoksa kullanma hırsızlığı oluşmaz. Bu suç, ancak tüketilmeden kullanılan mallara karşı işlenebilir. Yağ, yakıt, elektrik akımı, su ve benzerleri gibi mallar kullandıklarında tüketildiklerinden, bu madde kapsamına girmezler. Somut olayda; sanığın başlangıçta aracı geri verme iradesi olmadığı gibi, kullanma sırasında harcanan yağ ve yakıtın tüketilen mal cinsinden oldukları gözetildiğinde, olayda kullanma hırsızlığı suçunun öğelerinin oluşmadığının anlaşılması karşısında…
- YARGITAY 17. CEZA DAİRESİ 2019/9860 Esas, 2020/1170 Karar, 22.01.2020 Tarih.
Sanığın soruşturma aşamasında, suça konu eşyayı aldığını, çalışmaması üzerine tekrar aldığı ikamete bıraktığını, kovuşturma aşamasında ise suça konu eşyayı aldığını, kullandıktan sonra iade ettiğini beyan etmesi karşısında, sanığın suça konu eşyayı aldığı yere bırakma sebebi konusundaki beyanları arasındaki farklılık giderilerek, hakkında 5237 sayılı TCK’nun 146. maddesinde düzenlenen kullanma hırsızlığı suçunun oluşup oluşmayacağının, ayrıca 5237 sayılı TCK’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi…
Sonuç;
Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Av. Ezgi YÜCEL