Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçu ve Cezası
Kişisel verileri yok etmeme suçu, kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın kişisel verileri yok etmek ile görevli olanların bu görevlerini kasten yerine getirmemesi halinde meydana gelir.
Kişisel verileri yok etmeme suçu, hayatın özel alanına ilişkin suçlardan olup TCK m. 138’de “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” arasında düzenlenmiştir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçuyla Korunan Hukuki Değer
Kişisel verleri yok etmeme suçuyla korunan hukuki değer kişinin özel hayatıdır.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Fail ve Mağdur
Kişisel verileri yok etmeme suçu fail bakımından özellik taşır.
Kişisel verileri yok etmeme suçu ancak verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlar işleyebilir. O halde bu suç bir özgü suçtur. Önemli olan failin verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olmasıdır. Bu çerçevede fail bir kamu görevlisi olabileceği gibi bir meslek ve sanat sahibi de olabilir. Bu nedenle yasa koyucu diğer suçlar bakımından kabul ettiği m. 137’deki cezayı ağırlaştıran nitelikli unsurları bu suç bakımından öngörmemiştir.
Kişisel verileri yok etmeme suçu mağdur bakımından da özellik taşır. Bu suçun mağduru da sadece kişisel verileri sisteme yüklü bulunan kişilerdir. Gerçekten suç verileri sistem içinde yok etmek yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suretiyle işlenebildiğine göre suçun konusu sistem içinde bulunan kişisel veri ve mağduru da bu verinin sahibi olan kişidir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Eylem
Kişisel verileri yok etmeme suçu ihmali hareketle işlenebilen bir suçtur. Ceza hukukunda ihmal, yapılması gereken bir hareketin yapılmaması şeklinde anlaşılmaktadır. Gerçekten tipte görevin yerin e getirilmemesinden söz edilmektedir.
Bilindiği gibi ihmali suçlar şekli suç niteliğinde olup tipte yer alan ihmali hareketin gerçekleştirilmesi ile tamamlanır. Bu nedenle kural olarak bu suça teşebbüs mümkün değildir. Öte yandan tipte ihmali harekete bazı özellikler de yüklenmiştir. Buna göre tipte yer alan ihmali hareketin gerçekleşmiş sayılması bakımından;
- Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olması,
- Failin verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olması gerekir.
Buradaki kanun hem maddi hem de şekli kanun yani hukuk kuralı olarak anlaşılmalıdır. O halde sadece bir kanunla değil, idarenin herhangi bir düzenleyici işlemiyle bir verinin belli bir süre sonra yok edilmesi öngörülmüş ise yine bir yükümlülüğün doğduğu kabul edilmelidir.
Öte yandan hüküm de süreden söz ediliyor ise de bunun mutlaka 10 gün 1 ay gibi somut bir süre şeklinde anlaşılmaması gerekir. Gerçekten mevzuatımızda bazen verinin belli kararların verilmesi halinde yok edileceğine ilişkin düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin fizik kimliğin tespiti sonucu elde edilen veriler bakımından CMK m. 81/2 Kovuşturmaya yer olmadığı veya beraat kararı verilmesi hâllerinde söz konusu kayıtlar Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus tutanağa geçirilir.
Fail verileri yok etmekle yükümlü olmalı ve bu failin görev alanına giriyor bulunmalıdır. Bu durum failin tabi olduğu mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Örneğin, Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler ve Fizik Kimliğin Tespiti Hakkında Yönetmelik m. 16 “Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde bu Yönetmeliğin 15’inci maddesi hükümleri uyarınca elde edilen veriler, Cumhuriyet savcısının huzurunda ve uygun göreceği usullerle derhâl yok edilir ve bu husus tutanağa geçirilir” hükmünü getirirken; m. 17 “Mahkumiyet kararı verilmesi hâlinde bu Yönetmeliğin 15’inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca elde edilen veriler kolluk tarafından, üçüncü florasında belirtilen diş izleri ise bu işlemi yapan sağlık kuruluşu tarafından arşivlenir” düzenlemesini getirmektedir. Her iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde verileri yok etme yükümlülüğünün asıl olarak Cumhuriyet savcısına verildiği söylenmelidir. Ancak bu savcının imha ile görevli savcı olması gerekir. Nitekim aynı Yönetmelik m. 22’ye göre “Cumhuriyet başsavcılıklarınca yapılan iş bölümlerinde, bu Yönetmelik kapsamında elde edilen verilerin imha edilmesi ve diğer işlemlerin yürütülmesi amacıyla yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı görevlendirilir.”
Konuyla ilgili bir diğer düzenleme de Adli Sicil Kanunu’nda yer almaktadır. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu m. 9 ve 12 uyarınca adli sicil bilgilerini silmekle yükümlü olan kamu görevlisi bu yükümlülüğünü kasıtlı olarak kanunda belirtilen süreler geçmesine rağmen yerine getirmezse bu suçun oluştuğundan söz edilebilir.
Kişisel veriler hukuka aykırı olarak ele geçirilmiş ve sonra da yok edilmem işse iki ayrı suç bulunur. Suçun tamamlanmış sayılması için kişisel verinin yükümlülüğe aykırı olarak yok edilmemiş olması yeterlidir; bundan bir zarar doğması da şart değildir. Bu nedenle suç bir tehlike suçudur. Suç tipinde hareket ile tehlike neticesi arasında bir nedensel ilişkinin varlığını araştırmak yönünde zorunluluk bulunduğuna ilişkin ifade yer almaması, suçun soyut tehlike suçu olarak kabul edilmesini sonuçlar.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Nitelikli Hali
21.02.2014 tarih ve 6526 yasayla eklenen düzenlemeye göre, “Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır. “
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru
Kişisel verileri yok etmeme suçu bakımından ilginin rızası hukuka uygunluk sebebi düşünülebilir ise de kural olarak soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi suçlar bakımından mağdurun üzerinde tasarrufta bulunabileceği bir hakkın var olduğu kabul edilebileceğinden ve m. 138’de yer alan bu suç şikayete bağlı bulunmadığından bu suç bakımından ilgilinin rızası hukuka uygunluk sebebi uygulanabilir değildir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Manevi Unsuru
Kişisel verileri yok etmeme suçu genel kastla işlenebilir.
Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir (m.21/1). O halde failin kastı tipte yer alan unsurları kapsamalıdır.
Genel kastla işlenebilen suçun kural olarak olası kastla işlenmesi de mümkündür. Bu kişisel söz konusu suç için de geçerlidir. Olası kast, failin neticeyi öngörmesi ancak meydana gelmesi konusunda kayıtsız kalması; meydana gelememesi için çaba sarf etmemesi, neticeyi göze alması olarak anlaşılmalıdır.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunda Teşebbüs
Kişisel verileri yok etmeme suçu neticesi harekete bitişik bir suçtur. Dolayısıyla söz konusu suç kural olarak teşebbüse elverişli değildir.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçuna İştirak
Kişisel verileri yok etmeme suçuna iştirakin her şekli mümkün görünmektedir. Bu yönüyle iştirak açısından bir özellik göstermemektedir.
Suçların İçtimai
Kişisel verileri yok etmeme suçunun zincirleme suç şeklinde işlenmesi mümkündür.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Cezası
Kişisel verileri yok etmeme suçunun cezası altı aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır.
O halde paraya veya tedbirlerden birine çevrilmesi (m.50) veya ertelenebilmesi (m.51) mümkündür.
Kişisel Verileri Yok Etmeme Suçunun Muhakemesi
Kişisel verileri yok etmeme suçu re’sen soruşturulan ve kovuşturulan bir suçtur. Zira TCK m. 139 ile bu suç takibi şikayete tabi olmaktan çıkarılmıştır.
Hükümde öngörülen cezanın üst sınırı 1 yıl olduğuna göre görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak; suçun mağduru veya faili olmanız halinde sürecin takibini gerçekleştirebiliriz. Ceza hukuku alanında uzman avukat kadromuzla görüşmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN