Ceza Muhakemesi Hukuku

Kanıtlara Nasıl Ulaşılır Ve Nasıl İncelenir?

Kanıtlar Nasıl Toplanır?

Kanıtların eksiksiz şekilde toplanması ceza muhakemesi hukukunun amacı olan maddi gerçeğe ulaşma bakımından önem arz etmektedir. Delillerin toplanması kural olarak soruşturma aşamasında gerçekleştirilmektedir. Soruşturma sürecinde toplanan delillere göre savcı iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye sevk eder. Savcı hazırladığı iddianamede suçun işlendiğine dayanak gösterdiği delilleri de suçu oluşturan olayla ilişkilendirerek açıklamalıdır. Kovuşturma evresinde de mahkeme tarafından delillerin toplanması mümkündür.

Zorla Getirme Nedir?

Beyanları soruşturma ve kovuşturma bakımından önem taşıyan kişilerin gerektiğinde kolluk kuvvetleri aracılığıyla adli makamların önünde hazır edilmesine zorla getirme denilmektedir.

Ceza Muhakemesi Kanununun 146. Maddesine göre zorla getirme kararı verilebilecek haller şunlardır:

  • Çağrı yapılmasına rağmen adli makamlara gidilmemesi. İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır. Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikâyetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.
  • Şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için yeterli nedenin bulunması,
  • Şüpheli veya sanık hakkında yakalama emri düzenlenmesi için gerekli şüphenin bulunması

Ceza Muhakemesi Kanununun 146. Maddesinin 7. Fıkrasına göre; “Zorla getirme kararı, şüpheli veya sanığın açıkça kim olduğunu, kendisiyle ilgili suçu, gerektiğinde eşkâlini ve zorla getirilmesi nedenlerini içerir.”

Zorla getirme kararı ile çağrılan şüpheli veya sanık derhal, olanak bulunmadığında yol süresi hariç en geç yirmidört saat içinde çağıran hâkimin, mahkemenin veya Cumhuriyet savcısının önüne götürülür ve sorguya çekilir veya ifadesi alınır.

Gözlem Altına Alma Nedir?

Ceza Muhakemesi Kanununun 74. Maddesinin 1. Fıkrasına göre gözlem altına alınma ; “Fiili işlediği yolunda kuvvetli şüpheler bulunan şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığını, akıl hastası ise ne zamandan beri hasta olduğunu ve bunun, kişinin davranışları üzerindeki etkilerini saptamak için; uzman hekimin önerisi üzerine, Cumhuriyet savcısının ve müdafiin dinlenmesinden sonra resmî bir sağlık kurumunda gözlem altına alınmasına, soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından karar verilebilir.” Şeklinde tanımlanmıştır.

Gözlem altına alınma kararı uzman hekimin önerisi üzerine Cumhuriyet savcısı ve müdafinin dinlenmesinden sonra soruşturma evresinde sulh ceza hakimliği, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilebilir.

Gözlem süresi 3 haftayı geçemez. Şayet bu sürenin yetmeyeceği konusunda şüpheye düşülürse bu durumda resmi sağlık kurumunun istemi üzerine her seferinde üç haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir, bu süre üç ayı geçemez.

Gözlem altına alınma kararına itiraz edilebilecekse de itiraz bu işlemin uygulanmasını durdurmayacaktır.

Beden Muayenesi Ve Vücuttan Örnek Alınması Nedir?

Örnek Alma

  • Şüpheli veya Sanık

Şüpheli veya sanık üzerinde bir suça ilişkin kanıt elde edilebilmesi için iç beden muayenesi yapılması ve saç, tırnak gibi örnekler alınabilmesi mümkündür.

Ceza Muhakemesi Kanununun 75. Maddesi sanık veya şüpheli hakkında beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasını şu şekilde düzenlemiştir:

Şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması Madde 75 – (Değişik: 25/5/2005 – 5353/2 md.) (1) Bir suça ilişkin delil elde etmek için şüpheli veya sanık üzerinde iç beden muayenesi yapılabilmesine ya da vücuttan kan veya benzeri biyolojik örneklerle saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesine; Cumhuriyet savcısı veya mağdurun istemiyle ya da re’sen hâkim veya mahkeme, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz.

 

İç beden muayenesi yapılabilmesi veya vücuttan örnek alınabilmesi için şu şartların varlığı aranmaktadır:

  • Müdahalenin kişinin sağlığına zarar vermeyecek olması gerekmektedir.
  • Müdahale sağlık mesleği mensubu kişi tarafından yapılmalıdır.
  • Şüpheli veya sanığa isnat edilen suçun üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektirmelidir.
  • Hakim veya mahkeme kararı bulunmalıdır.

Özel yasalarda düzenlenen  alkol muayenesi ve kan örneği alınmasına ilişkin düzenlemeler saklı tutulmaktadır.

  • Diğer Kişiler

Bir suça ilişkin olarak kanıt elde etmek amacıyla mağdurun üzerinde dış ve iç beden muayenesi yapılabilmesi mümkündür.

Mağdurun üzerinde beden muayenesi yapılabilmesi ve vücudundan örnek alınabilmesi için şu şartların varlığı aranmaktadır:

  • İşlemin mağdurun sağlığını tehlikeye düşürmemesi gerekir.
  • Cerrahi bir müdahalede bulunmamak gerekir.
  • Mahkemece karar verilemeyen gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebilmektedir.

Mağdurun rızasının varlığı halinde, bu işlemlerin yapılabilmesi için birinci fıkra hükmüne göre karar alınmasına gerek yoktur.

Tanıklıktan çekinme sebepleri ile muayeneden veya vücuttan örnek alınmasından kaçınılabilir. Çocuk ve akıl hastasının çekinmesi konusunda kanunî temsilcisi karar verir. Çocuk veya akıl hastasının, tanıklığın hukukî anlam ve sonuçlarını algılayabilecek durumda olması hâlinde, görüşü de alınır. Kanunî temsilci de şüpheli veya sanık ise bu konuda hâkim tarafından karar verilir.

Bu madde kapsamında verilen kararlara itiraz edilebilmektedir.

Kadının muayenesi ise istemi ve olanakların mevcudiyeti halinde kadın hekim tarafından yapılmalıdır.

Moleküler Genetik İnceleme Nedir?

75 ve 76 ncı maddelerde öngörülen işlemlerle elde edilen örnekler üzerinde, soybağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması hâlinde moleküler genetik incelemeler yapılabilir. Alınan örnekler üzerinde bu amaçlar dışında tespitler yapılmasına yönelik incelemeler yasaktır.

Moleküler genetik inceleme yapılabilmesi için şu şartların varlığı aranmaktadır:

  • Soybağının veya elde edilen bulgunun şüpheli veya sanığa ya da mağdura ait olup olmadığının tespiti için zorunlu olması hali.
  • Moleküler genetik inceleme yapılabilmesi için hakimin kararı aranmaktadır.

Alınan örnekler üzerinde yapılan incelemeler; kişisel veri niteliğinde olduğundan Ceza Muhakemesi Kanununun 80. Maddesinin 2. Fıkrasına göre; bu bilgiler, kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus dosyasında muhafaza edilmek üzere tutanağa geçirilir

Fizik Kimliğinin Tespiti Nedir?

Fizik kimlik, bir kimsenin dış görünüş özelliklerinin bütünüdür.

Fizik kimliğinin tespiti kanunun 81. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Üst sınırı iki yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde, Cumhuriyet savcısının emriyle fotoğrafı, beden ölçüleri, parmak ve avuç içi izi, bedeninde yer almış olup teşhisini kolaylaştıracak diğer özellikleri ile sesi ve görüntüleri kayda alınarak, soruşturma ve kovuşturma işlemlerine ilişkin dosyaya konulur.”

Fizik kimliğinin tespiti yoluna başvurabilmek için şu şartların oluşması gerekmektedir:

  • Şüpheli veya sanığa isnat edilen suçun üst sınırının iki yıl veya daha fazla hapis cezası gerektiren suç olmalı
  • Kimliğin teşhisi için gerekli olmalı
  • Cumhuriyet savcısı talepte bulunmalı

Alınan örnekler üzerinde yapılan incelemeler; kişisel veri niteliğinde olduğundan 81. Maddenin 2. Fıkrasına göre; “Kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz süresinin dolması, itirazın reddi, beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilip kesinleşmesi hâllerinde söz konusu kayıtlar Cumhuriyet savcısının huzurunda derhâl yok edilir ve bu husus tutanağa geçirilir.”

Keşif Nedir?

Hakimin muhakeme konusu olayla ilgili hususları duyuları vasıtasıyla incelemesine keşif denir. Keşif; hakim veya mahkeme tarafından yapılmaktadır. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından keşif yapılabilir.

Keşif sırasında tutanak tutulur ve keşif tutanağına, var olan durum ile olayın özel niteliğine göre varlığı umulup da elde edilemeyen delillerin yokluğu da yazılır.

Şayet sanık veya şüpheli tutuklu ise mahkeme tarafından ancak zorunlu sayılan hallerde keşifte hazır bulundurulmasına karar verilebilir.

Yer Gösterme Nedir?

Yer gösterme ile anlatılmak istenilen suç konusu olayın geçtiği yerin bulunması için yapılan çalışmadır. Cumhuriyet savcısı, kendisine yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmuş olan şüpheliye yer gösterme işlemi yaptırabilir. Soruşturmayı geciktirmemek kaydıyla, müdafi de yer gösterme işlemi sırasında hazır bulunabilir.

Susma hakkını kullanan şüpheliye yer gösterme işlemi yaptırılamaz.

Yer gösterme işlemini kural olarak Cumhuriyet savcısı yaptırabilir.

Teşhis Nedir?

Teşhis, gözaltına alınan şüphelinin olaydaki fail ile aynı kişi olup olmadığının tespiti için başvurulan yöntemdir.

Tanıklıktan çekinebilecek olanlar, teşhiste bulunmaya zorlanamaz.

Ölünün Kimliğini Belirleme Ve Adli Muayene Nedir?

Ceza Muhakemesi Kanununun 86. Maddesine göre; “Engelleyici sebepler olmadıkça ölü muayenesinden veya otopsiden önce ölünün kimliği her suretle ve özellikle kendisini tanıyanlara gösterilerek belirlenir ve elde edilmiş bir şüpheli veya sanık varsa, teşhis edilmek üzere ölü ona da gösterilebilir.”

Ölünün adli muayenesi ölüm zamanı, ölüm nedeni gibi belirlemelerin yapılması için başvurulan yöntemdir.

Ceza Muhakemesi Kanununun 88. Maddesi yeni doğanın cesedi üzerindeki adli muayeneyi şu şekilde düzenlemiştir; “Yeni doğanın cesedi üzerinde adlî muayene veya otopside, doğum sırasında veya doğumdan sonra yaşam bulgularının varlığı ve olağan süresinde doğup doğmadığı ve biyolojik olarak yaşamını rahim dışında sürdürebilecek kadar olgunlaşmış olup olmadığı veya yaşama yeteneği bulunup bulunmadığı saptanır.”

Bu muayene tipi Cumhuriyet savcısının huzurunda ve bir hekim görevlendirilerek yapılmaktadır.

Kanıtlar Nasıl İncelenir

Otopsi Nedir?

Ceza Muhakemesi Kanununun 87. Maddesinin 1. Fıkrasında otopsi konusunda; “Otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adlî tıp, diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Müdafi veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir. Zorunluluk bulunduğunda otopsi işlemi bir hekim tarafından da yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir.”

Otopsi hekimler açısından bilirkişi incelemesi niteliğinde iken savcı açısından keşif niteliğindedir.

Cesedin durumunun olanak sağlaması halinde mutlaka baş, göğüs ve karnın açılması gerekmektedir.

Otopsi ya da mezardan çıkarma işlemleri yapılırken cesedin görüntüleri kayda alınır.

Kanıtların Ortaya Konulması Ve Tartışılması Nasıl Olur?

Ceza Muhakemesi Kanununun 206. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; “Sanığın sorguya çekilmesinden sonra delillerin ortaya konulmasına başlanır. Ancak, sanığın tebligata rağmen mazeretsiz olarak gelmemesi sebebiyle sorgusunun yapılamamış olması, delillerin ortaya konulmasına engel olmaz. Ortaya konulan deliller, sonradan gelen sanığa bildirilir.”

Ceza Muhakemesi Kanunu delillerin reddedilebileceği bazı halleri düzenlemiştir. Bu haller;

  • Delilin kanuna aykırı şekilde elde edilmesi
  • Delil ile ispat edilmek istenilen olayın karara etkisi yoksa,
  • İstem yalnızca davayı uzatmak amacıyla yapılmışsa

Ceza Muhakemesi Kanununun 206. Maddesinin 3. Fıkrasında; “Cumhuriyet savcısı ile sanık veya müdafii birlikte rıza gösterirlerse, tanığın dinlenmesinden veya başka herhangi bir delilin ortaya konulmasından vazgeçilebilir.”

Delilin ileri sürülmesi istemi ise geç bildirilmiş olması sebebiyle reddedilemez.

Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.

Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir yani ceza muhakemesi hukukuna delil serbestisi ilkesi hakimdir.

Kanıtların Değerlendirilmesi Nasıl Olur?

Ceza Muhakemesi hukukunda karar verme yetkisine sahip olan kişi veya makamların toplanan kanıtlardan sonuç çıkarmasına kanıtların değerlendirilmesi denilmektedir.

Hakim delilleri vicdani kanısıyla serbestçe takdir eder.

Bilirkişi Mütalaası Nasıl Olur?

Çözümü uzmanlığı gerektiren hallerde oy ve görüşüne başvurulan kişiye bilirkişi denir. Bilirkişi mütalaası bir delil olmayıp kanıtların değerlendirilmesi için araçtır.

Ceza Muhakemesi Kanununun 62. Maddesine göre; “Tanıklara ilişkin hükümlerden aşağıdaki maddelere aykırı olmayanlar bilirkişiler hakkında da uygulanır.”

Kanun koyucu bazı kişilerin bilirkişi olarak atanmasını yasaklamıştır. Bu kişiler;

  • Kamu görevlileri, bağlı bulundukları kurumla ilgili davalarda bilirkişi olarak atanamazlar.
  • Ölümünden hemen önceki hastalığında öleni tedavi etmiş olan tabibe, otopsi yapma görevi verilemez.

Kural olarak ceza muhakemesinde bilirkişiye başvurma zorunluluğu bulunmasa da şu hallerde bilirkişiye başvurulması zorunludur:

  • Ölü muayenesi ve otopsi
  • Zehirlenme şüphesi olan durumlar
  • Para ve Devlet tarafından çıkarılan tahvil ve Hazine bonosu gibi değerler üzerinde işlenen sahtecilik suçlarında.

Bilirkişinin Görevleri;

  • Hazır Bulunma Ödevi
  • Bilimsel veya Teknik Görüşünü Bildirme Ödevi
  • Yemin Etme Ödevi

Bilirkişinin Yetkileri;

  • Şüpheli, sanık veya diğer ilgililerin bilgisine başvurma,
  • Dosyayı İnceleme
  • Uzmanlık Alanına Girmeyen Konularda Ek Yardım Alma
  • Doğrudan veya Dolaylı Olarak Şüpheli veya Sanığa Soru Sorma,
  • Tedbir Alınmasını İsteme

Bilirkişinin reddi Ceza Muhakemesi Kanununun 69. Maddesinin 1. Fıkrasında şu şekilde ifade edilmektedir; “Hâkimin reddini gerektiren sebepler, bilirkişi hakkında da geçerlidir. Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanunî temsilci, ret hakkını kullanabilirler. Hâkim veya mahkeme tarafından atanan bilirkişinin adı ve soyadı, engel sebepler olmadıkça ret hakkına sahip olanlara bildirilir. Ret istemini davayı görmekte olan hâkim veya mahkeme inceler. Soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısınca kabul edilmeyen ret istemi sulh ceza hâkimince incelenir. Reddi isteyen kişi, bunun nedenini, dayandığı olguları göstererek açıklamakla yükümlüdür.”

        

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu