İş Hukukunda Temel Kavramlar
Karşılaşılan bir sorunun çözümünde ilk yapılması gereken, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi ve tarafların hukuki sıfatlarının belirlenmesidir. Çalışma hayatında ortaya çıkan tüm ilişkilerin ve kişilerin iş hukukunda nasıl nitelendirildiğinin tespiti, hukuki normların somut olaya uygulanabilmesi açısından büyük önem taşır. Bu çerçevede işçi, işveren, çırak, stajyer, alt işveren gibi kavramların hepsi kanun tarafından tanımlanmıştır. Ayrıca, hukuken nerenin işyeri olarak nitelendirileceği de belirlenmiştir.
İşçi
Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye “işçi” denir (İşK m. 2/1). İş sözleşmesi olmayan, eser, vekalet, adi şirket sözleşmeleriyle çalışanlar ve memurlar, çıraklar, stajyerler işçi sayılmaz. İşçinin işçi niteliği, özel veya kamu sektörü fark etmeksizin iş sözleşmesine dayanır.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (STİSK) ve Deniz İş Kanunu’nda işçi, “gemiadamı” olarak tanımlanır. Basın İş Kanunu’nda ise işçi “gazeteci” olarak ifade edilir.
Çırak ve Stajyer
Çıraklar, Mesleki Eğitim Kanunu’na göre bir meslek alanında eğitim gören kişilerdir ve işçi sayılmazlar. Stajyerler, mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmek için işyerinde çalışan kişilerdir.
Çıraklar ve stajyerler İş Kanunu’nun uygulama alanı dışında tutulmuş, ancak İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına alınmışlardır.
İşveren
İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara “işveren” denir (İşK m. 2/1). Kamu kurumları da işveren olabilir. İşveren sıfatına sahip olabilmek için iş sözleşmesinin tarafı olmak şarttır.
Deniz İş Kanunu’nda işveren, gemi sahibi veya işleten kişidir. Basın İş Kanunu’nda ise işveren tanımı yapılmamıştır.
İşveren Vekili
İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin yönetiminde görev alan kimselere “işveren vekili” denir. İşveren vekili işçi statüsündedir. Temsil yetkisi ve yönetimde görev almak işveren vekilliği için gereklidir.
STİSK’de işveren vekili olmak için işletmenin bütününü yönetmek gerekir. Deniz İş Kanunu’nda işveren vekili, kaptan veya işveren adına hareket eden kimsedir.
Alt İşveren
Bir işverenden belirli işlerde iş alan ve bu iş için işçilerini sadece o işyerinde çalıştıran diğer işverene “alt işveren” denir (İşK m. 2/7). Alt işverenin çalıştırdığı işçiler sadece alt işverene bağlıdır.
Alt işverenlik ilişkisi için yazılı sözleşme, işyerinde işçi çalıştıran asıl işveren, işin asıl işverene ait işyerinde yapılması, işin asıl işverene ait işyerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin olması, işçilerin sadece asıl işverenin işyerinde çalıştırılması, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan biri olmaması gereklidir.
Asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Bu sorumluluk emredici bir hükümdür ve sözleşme ile kaldırılamaz.
Alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğu tespit edilirse, alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılır.
İşyeri
İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi ve maddi olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime “işyeri” denir. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda işyeri kavramı İş Kanunu’ndaki gibidir. Deniz İş Kanunu’nda “gemi”, Basın İş Kanunu’nda ise “gazete ve mevkuteler” olarak ifade edilmiştir.
İşyeri; asıl işin yapıldığı yer, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar olarak dört bölüme ayrılır.
İşyerini kuran veya devralan işveren, 1 ay içinde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirmek zorundadır. Bildirim yükümlülüğüne uymayan işverene idari para cezası verilir.
İşyeri veya bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak devredildiğinde, iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile devralana geçer. Devreden işveren, devir tarihinden itibaren 2 yıl boyunca doğan borçlardan sorumludur. Devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz.
İşveren, işyerini kapatmak için işçilere fesih bildiriminde bulunmak ve yasak haklarını ödemek zorundadır. Kapatma durumu 1 ay içinde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne bildirilmelidir.
Sonuç
İş hukukuna ilişkin sorunların çözümü, işçi ve işveren haklarının korunması açısından büyük önem taşır. İş sözleşmelerinin doğru şekilde yorumlanması, işçi haklarının gözetilmesi ve işveren yükümlülüklerinin yerine getirilmesi gibi konular, hukuki bilgi ve uzmanlık gerektirir. Bu nedenle, iş hukuku kapsamındaki herhangi bir sorunun ortaya çıkması durumunda, uzman bir avukata başvurulması en doğru yaklaşımdır.
Avukatlar, hukuki süreci doğru şekilde yöneterek tarafların haklarını savunur ve adil bir çözümün sağlanmasına katkıda bulunur. Bu sayede, iş ilişkilerinde yaşanan anlaşmazlıkların hukuki çerçevede ve etkin bir şekilde çözülmesi mümkün olur.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Evrim ÜSTÜNDAĞ