İdarenin Örgütlenme ve Ceza Verme Yetkisi
Örgütlenme yetkisi, kanuni idare yetkisi kapsamında idare örgütlerinin kuruluşunun kanun ile olacağı idari örgüt kurma yetkisinin öncelikle yasama organına ait olduğu bir yetkidir.
Anayasa İle Kurulan İdari Örgütler Nelerdir?
Anayasa ile kurulan idari örgütler, idari örgütlenmenin kanunla ya da cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapılmasının bir istisnasıdır. Bazı idari örgütler doğrudan doğruya anayasa tarafından kurulmuştur.
Anayasa ile kurulan idari örgütler devlet tüzel kişiliği, taşra teşkilatı, mahalli idareler, hizmetsel kurumlar, üst kurullar, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Ekonomik ve Sosyal Konseydir.
Mutlaka Kanun İle Kurulması Gereken İdari Örgütler Nelerdir?
Anaysa hükmü gereğince bazı kamu örgütlerinin mutlaka kanun ile kurulması zorunludur.
Anayasaya göre kanun ile kurulması zorunlu olan kamu örgütleri; il ve ilçe idareleri, üniversiteler, büyükşehir belediyeleri ve kamu kurumu niteliği taşıyan meslek kuruluşlarıdır.
İdari İşlemler İle Kurulabilen İdari Örgütler Nelerdir?
İdari işlemler ile kurulabilen idari örgütler; bakanlıklar ile merkez ve taşra örgütleri, milli güvenlik kurulu ile devlet denetleme kurulunun teşkilat, görev ve yetkileri, belediyeler, kamu iktisadi kuruluşları, iktisadi devlet teşekkülleri, bağlı ortaklığa dönüştürme, bölge idareleri, kalkınma ajansları, mahalli idare birimleri ve köydür.
İdarenin Ceza Verme Yetkisi Nedir?
İdareye toplumsal düzeni derinden etkilemeyen gürültü yapmak, çevreyi kirletmek, kırmızı ışıkta geçmek, sağlıksız gıda üretmek gibi basit ihlaller için yaptırım uygulayabilme yetkisi tanınmıştır.
Uyuşmazlık mahkemesine göre kanunun öngördüğü bir cezanın idarenin bir organı eliyle uygulanabildiği durumlarda söz konusu bu durum ceza hukukunun bir yaptırımı değil idare hukukunun yaptırımı olarak kabul edilir. Bu tür cezaların amacı idarenin kamu düzenini sağlaması, koruması ve yükümlülüğünü yerine getirmesidir.
İdari Cezaların Niteliği Nedir?
İdari cezalar tek taraflı ve birel idari işlemlerdir. İlgilisi hakkında olumsuz sonuçlar doğurur. Bu sebeple yükümlendirici işlem olarak nitelendirilir. Amacı hatalı bir davranışı cezalandırmaktadır.
Devletin Cezalandırma Yetkisi Klasik Cezalandırma ve Yeni Bir Cezalandırma Alanı Olarak Kabahatler Nelerdir?
Devletin yargısal cezalandırma alanı, ceza hukuku ve ceza muhakemesinin konusu kapsamındadır. İdari cezalandırma ise yargısal alan değil idareye bırakılan cezalandırma ve yaptırım uygulama alanı olarak kabul edilir.
Kabahatler hukuku ise bu 2 cezalandırma alanına göre nispeten daha yeni bir alandır. Eski Türk Ceza Kanunu’nda yargısal suçlar, cürüm ve Kabahatler olarak ikiye ayrılmaktadır. Ancak yeni Türk Ceza Kanunu’nda bu ayrım ortadan kaldırılmıştır. Eski yasada yer alan Kabahatler ile günümüzde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu oluşturulmuştur.
5326 Sayılı Kabahatler Kanununun Temel Hükümleri Nelerdir?
Yargısal cezalandırma alanıyla alakalı olan eylemler yargısal suç, klasik idare cezalandırma alanıyla alakalı eylemler ise idari suç olarak nitelendirilirken kabahatler kanununa ilişkin eylemler kabahat olarak adlandırılmaktadır.
Söz konusu bu kanuna göre kabahat, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık şeklinde tanımlanır.
Kabahatler karşısında iki tür yaptırım uygulanmaktadır. Bu yaptırımlar, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesidir.
Kabahat sebebiyle idari yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idari kurul, idari makam ya da kamu görevlileri yetkilidir.
Kabahatler Kanunu’nun idari yaptırım kararlarına karşı itirazla alakalı hükümleri diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması durumunda uygulanır. Kendi kanununda hakkında idari para cezası ya da mülkiyetin kamuya geçirilmesi gibi yaptırım bağlanmış eylemlere uygulanan yaptırımlara karşı açıkça idari yargıya başvurulacağı düzenlendiği durumlarda Kabahatler kanunun genel itirafı hükümlerinin uygulanabilmesi mümkün değildir.
Kabahatlere İlişkin Diğer Esaslar Nelerdir?
Türkçe ceza kanununun zaman ve yer açısından uygulamaya ilişkin hükümleri kabartılar açısından da uygulanmaktadır.
Kabahatler kanunda açıkça hüküm bulunmayan durumlarda hem kasten hem de taksirle işlenebilir.
Fiil işlendiği esnada 15 yaşını doldurmamış olan çocuk hakkında idari para cezası uygulanamaz.
Aksine hüküm bulunmayan durumlarda Türk Ceza Kanunu’nun hukuka uygunluk nedenleri ile kusurluluğu ortadan kaldıran nedenlere ilişkin hükümleri Kabahatler açısından da uygulanır.
Kabahate teşebbüsün cezalandırılabilmesi söz konusu değildir. Ancak teşebbüsün de cezalandırılan bileceğine dair kanunda hüküm bulunan haller saklı tutulur. Bu durumda Türk Ceza Kanunu’nun suça teşebbüse ve gönüllü vazgeçmeye ilişkin hükümleri Kabahatler açısından da uygulanır.
Kabahatin işlenişine birden fazla kişinin iştirak etmesi durumunda bu kişilerin her biri hakkında fail olarak idari para cezası verilir.
Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN