Hayat Sigortaları Nelerdir?
Hayat sigortalarını farklı başlıklar altında inceleyeceğiz.
Hayat sigortalarını şu şekilde sınıflandırabiliriz:
- Yaşama ihtimaline karşı hayat sigortaları,
- Ölüm riskine karşı hayat sigortaları,
- Karma hayat sigortaları.
Yaşama İhtimaline Karşı Hayat Sigortaları
Yaşama ihtimaline karşı hayat sigortalarında sigortacı, sigorta bedelini sigortalı kişinin hayatta kalması şartına bağlı olarak verir. Yani sigortalı hayatta kalırsa sigortacı sigorta bedelini öder. Bu sigortanın kendi içinde iki alt türü vardır;
- Yaşama hali meblağ ya da tutar sigortaları: Burada sigortacı, sigorta bedelini bir defada öder. Sözleşmede belirlenen şartlar dahilinde, Sigortalı hayatta kaldığında.
- Yaşama hali irad ya da gelir sigortaları: Burada da sigortacı, sigortalı hayatta kalırsa sigorta bedelini gelir şeklinde yani irad şeklinde belli aralıklarla öder.
Ölüm Riskine Karşı Hayat Sigortaları
Ölüm riskine karlı hayat sigortalarında sigortacı sigorta bedelini sigortalının ölmesi şartıyla öder. Alt türleri vardır;
- Süresiz ölüm riskine karşı hayat sigortası: Burada sigortacı, sigorta bedelini sigortalının herhangi bir tarihte ölmesi durumunda öder. Ölüm riskinin gerçekleşmesi için bir süre tayini yapılmaz. Sigortacı, sigortalı herhangi bir tarihte öldüğünde ödeme yapar. Ölüm gerçekleştiğinde ödeme, ya lehtara, lehtar yoksa sigorta ettirenin mirasçılarına ödenir.
- Süreli ölüm riskine karşı hayat sigortası: Asından anlaşılacağı üzere burada sigortacının sigorta bedelini ödemesi için ölümün sözleşmede belirlenen süre içinde gerçekleşmesi gerekir. Aksi halde sigortacı, bedeli ödemekten kurtulur, primleri de kendisine saklar.
- Sigortalının ölümünde lehtarın hayatta olması şartıyla yapılan hayat sigortaları: Burada da sigortacının ödeme yapmakla mükellef olması için sigortalının ölümünde lehtarın hayatta olması gerekir aksi halde borcundan kurtulur.
Karma Hayat Sigortaları
Burada, sözleşmede belirlenen süre içinde sigortalı ölürse sigorta bedeli lehtara yoksa mirasçılarına ödenir.
Sözleşmede belirlenen süre içinde sigortalı ölmezse yani hayatta kalırsa sigorta bedeli sigortalının kendisine ödenir. Yani her halükârda sigortacı bir ödeme yapar sadece ödemenin yapıldığı kişiler değişir. Hem ölüm hem de hayatta kalma riski temin edilir.
Hayat Sigortalarında İlgili Kişiler
Sigorta ettiren, sigortacı, sigortalı ve lehtar yine burada da vardır. Sigorta ettirenin ve lehtarın tanımında hiçbir değişiklik yoktur.
Sigortalı, diğer ismi riziko/risk şahsıdır. Riskin üzerinde gerçekleştiği kişidir. Hayat sigortasında temin edilen risk insana ait özellikler olduğu için burada tüzel kişiler sigortalı olarak gösterilemez.
Hayat sigortasında sigortalı olarak gösterilebilecek kişiler, sigorta ettiren kendisini veya bir başkasını sözleşmede sigortalı olarak gösterebilir. Bu bakımdan sınırlı ehliyetsizler ve tam ehliyetsizler dahil kural olarak tüm gerçek kişiler sigortalı olabilir.
Kural dışı olduğu için eğer sigorta ettiren kendisi dışında bir başkasını sigortalı olarak gösterecekse kanunda aranan iki şartı yerine getirmelidir. Bu şartların varlığı halinde herhangi bir kişi sigortalı olarak gösterilebilir.
Bunlardan ilki, menfaat şartıdır. Buna göre, bir başkasının hayatı üzerine sigorta yaptırılabilmesi için lehtarın, sigortalı olarak gösterilen kişinin ölmemesinde yani hayatının devamında menfaatinin olması gerekir. Bu menfaat maddi de manevi de olabilir. Maddi menfaatin tespiti kolaydır. En güzel örneği bankaların yaptığı kredi hayat sözleşmeleridir.
Manevi menfaatin tespiti ise daha zordur. Burada kriteri biraz daha sıkı tutmak gerekir. Menfaatin varlığını ispat yükü lehtarın üstündedir. Son olarak menfaatin varlığı, sözleşme boyunca korunmalıdır, sona erdiği anda sözleşme geçersiz olur.
Nafaka alma ihtimali varsa maddi menfaat gerçekleşir, nafaka alma ihtimali de yoksa hem manevi hem de maddi menfaat kalmadığı için sözleşme geçersiz olur. Menfaat şartı geçersiz hale geldiği noktada sözleşme geçersiz olur, sigorta ettirene, varsa ayrı bir lehtar ona, iştira değeri ödenir.
İştira değeri, hayat sigortalarında sigortalının sözleşmeyi süresinden önce feshettiği durumlarda, o ana kadar ödediği prim ve buna ilişkin gelir payından sigorta ettirene iade edilen kısma iştira payı denir. İştira payı hayat sigortalarına özgü bir kavramdır. Bunun sebebi, hayat sigortalarının aslında bir tasarruf sözleşmesi olmasındandır.
Başkasının sigortalı olarak gösterildiği sigorta sözleşmelerinin geçerli olması için ikinci koşul sigortalının iznidir. Bu koşul sadece ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortalarında aranmıştır.
1490’daki düzenlemeye göre, eğer kararlaştırılan sigorta bedeli, mutad cenaze giderlerini aşacak miktardaysa sigortalının ya da varsa kanuni temsilcisinin izninin alınması gerekir. Eğer sigortalı 15 yaşından küçükse kanuni temsilcisinin vasi/veli izni yeterlidir. Ama 15 yaşından büyükse hem kendisinin hem de temsilcisinin izni alınmalıdır. Kanuni temsilci, sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren ya da lehtar olarak kaydedilmişse, izin verme yetkisi kalkar.
Sigorta hukukuna ilişkin dava ve işlemlerin takibinin vekil aracılığıyla yürütülmesi hak kaybının engellenmesi için oldukça önemlidir. Ekin Hukuk Bürosu olarak sigorta hukuku alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN