Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçu
Haberleşmenin gizliliğini ihlâl suçuyla korunan hukuki değer TCK m. 132’de yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ile başlığından da anlaşılacağı üzere, haberleşme özgürlüğünün korunmasıdır.
Haberleşme özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ilkesinin unsurlarından biridir. Bu anlamda haberleşme özgürlüğü; hale sahibinin dilediği kimselerle dilediği biçimde haberleşmesinin engellenmemesi ve bu haberleşmenin ilgililerin izni olmadıkça üçüncü kişilerin algı ve müdahalesinden korunmasını ifade etmektedir.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunun Maddi Konusu
Suçun maddi konusunu haberleşmenin içeriği oluşturmaktadır. Gerçekten hükümde “kişiler arasındaki haberleşme” değil, “kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin” ihlalinin cezalandırılacağı söylenmektedir.
Gizliliğin ihlali esas itibariyle “haberleşmenin içeriği”ni ifade etmektedir. Teknolojinin gerisinde kalan eski TCK’daki düzenlemenin yerini alan 5237 s. TCK m. l32’de sayma yöntemi terk edilerek “haberleşme” terimine yer verilmekle sayma yönteminin sakıncası da ortadan kaldırılmak istenmiştir.
O halde haberleşme aracının niteliği ne olursa olsun içeriğinin gizliliğinin ihlali madde kapsamındaki suçu oluşturur. Bu durumda mektup, telgraf, faks, elektronik posta, telefon gibi haberleşme araçlarının kullanılması mümkündür.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunda Fail-Mağdur
Söz konusu suçu, bu haberleşmenin tarafı olmayan kişi işleyebilir. O halde haberleşmenin taraflarından birisinin haberleşmenin gizliliğini ihlal etmesinin TCK m. 132/1’deki suçu oluşturmayacağı söylenebilir. Ancak gizliliği ihlal eden haberleşmenin taraflarından birisi ise bu durumda TCK m. l32/3’teki suç oluştur.
Öte yandan failin sıfatı bu suç bakımından cezayı ağırlaştıran bir nitelikli hal olarak da kabul edilmiştir. Gerçekten TCK m. 137/1-a’ya göre haberleşmeyi ihlal suçunu işleyen kişinin kamu görevlisi olması ve bu suçu yetkisini kötüye kullanarak işlemesi halinde ceza artırılarak verilir. Bu suçun mağduru haberleşmelerinin gizliliği ihlal edilen kişi/kişilerdir.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçuna Etki Eden Haller
Haberleşmenin gizliliğini ihlâl suçuna etki eden haller şunlardır:
- Gizliliğin İhlâlinin Haberleşme İçeriklerinin Kaydı Suretiyle Gerçekleşmesi (m.132/1 c.2)
Kayıt, konuşmanın bir ses kayıt cihazı ile belirlenmesi, mektubun bir kopyasının yapılması ya da bir faksın fotoğraf makinesi ya da kamera ile kaydedilmesi şeklinde olabilir. Kaydetme “haberleşmenin içeriğinin herhangi bir şekilde somutlaştırılması, yazı ya da sözlü olarak tekrar okunup, dinlenebilecek hale getirilmesi” şeklinde tanımlanabilir.
Kayda almak zorunlu olarak gizliliğin ihlali sonucunu da doğuracağından bu durum bir nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
- Suçun Kamu Görevlisi Tarafından ve Görevinin Verdiği Yetki Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi (m.137/1 A):
Bu nitelikli halin uygulanması bakımından failin hem kamu görevlisi olması hem de görevinin verdiği yetkinin kötüye kullanılması gerekir. Kamu görevlisi, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanmaktadır (TCK m.6).
- Suçun Belli Bir Meslek ve Sanatın Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak Suretiyle İşlenmesi (m. 137/1 b)
“Belli bir m eslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan ne anlaşılması gerektiği konusunda gerekçede bir açıklama yer almamaktadır. Öncelikle ifade etmek gerekir ki hükümde yer alan “ve ”, “veya” olmalıdır. “Meslek ve sanat” ibaresi yapılan uğraşının her iki niteliğe de sahip olması gerektiği gibi bir anlam ortaya çıkarmaktadır.
Halbuki söz konusu nitelikli halinde uygulanması bakımından yapılan uğraşının hem m eslek hem de sanat niteliğinde olması gerekmez; bunlardan biri olması yeterlidir.
Meslek, insanın yaşamını sürdürebilmek için icra ettiği ve genellikle yoğun bir eğitim, çalışma, bilgi birikimi, seçilen mesleğe bağlı olarak yetenek geliştirmeyi gerektiren ve tüm bu sürecin sonunda kişilerin kazandığı ünvan olarak tanımlanabilir. Sözlük anlamı itibariyle ise meslek “Bir kimsenin geçim ini sağlam ak için yaptığı sürekli iş”tir.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru
Bu suç bakımından kanun hükmünün yerine getirilmesi hukuka uygunluk sebebi düşünülmelidir (m. 24/1). Gerçekten kanunun verdiği bir yetkiyi kullanan ya da görevi yerine getiren kişiye ceza verilmez.
Buradaki kanun hem şekli hem de maddi kanun anlamına gelir. İdarenin düzenleyici işlemlerinin verdiği yetkiyi kullanmak kanuna aykırı olmadığı sürece fiili hukuka uygun hale getirir. Ancak yetkinin koşullarına uygun olarak kullanılması gerekir.
Bu suç bakımından ilgilinin rızası hukuka uygunluk sebebinin gerçekleşmesi de mümkündür. Bu çerçevede haberleşmenin tüm taraflarının fiile rıza göstermesi gerekir. Konu özellikle İş Hukuku bakımından da önem göstermektedir.
Uygulamada işverenler çalışanlarının özellikle elektronik posta adreslerindeki kayıtları denetlemekte ve kayda almaktadır. Şayet çalışan böyle bir uygulamaya yazılı, sözlü, açık ya da zımni rıza göstermiş ise söz konusu rızanın eylemi hukuka uygun hale getirdiği kabul edilmelidir.
İşyerinde denetim ve kayda ilişkin genel bir uygulamanın varlığı, çalışan bundan haberdar değil ise rızanın var olduğu şeklinde kabul edilemez. Yine özellikle bankalar ile yapılan haberleşmede konuşmanın kayda alınacağı uyarısına rağmen konuşmaya devam edilmesi durumunda da eylem hukuka uygun hale gelir.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunun Manevi Unsuru
Bu suç kasten işlenebilen bir suçtur. Buradaki kastın haberleşmenin gizliliğini ihlale yönelik olması gerekir. Failin başka bir kastı varsa fiil bu suçu değil, kastedilen suçu oluşturur.
Örneğin, mektubun açılmasının sebebi içindeki parayı almak ise artık hırsızlık suçu vardır. Kasten işlenebilen bir suç kural olarak olası kastla da işlenebilir. Bu haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu bakımından da geçerlidir. Ancak bu durumda cezada belli miktarda indirim yapılır (TCK m. 21/2).
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçuna Teşebbüs
Bu suça teşebbüs hareketler bölünebildiği ölçüde söz konusu olabilir. Bu anlam da haberleşmenin içeriğinin tamamının öğrenilmesi gerekmediği için haberleşmeye tanık olunduğu anda suç tamamlanmıştır.
Keza haberleşme içeriklerinin ifşasında da hareketlerin bölünmesi zor görünmektedir.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçuna İştirak
Bu suça iştirak mümkündür. Bir özellik göstermez.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse ayrıca bu içerikleri hukuka aykırı olarak ifşa etmişse artık hem TCK m. l32/1’deki suç hem de TCK m. 132/2 ’de yer alan suç oluşmuştur. Bu halde gerçek içtima uygulanır.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunun Cezası
Haberleşmede gizlilik esas olup, bu gizliliğin üçüncü bir kişi tarafından ihlal edilmesi suç teşkil etmektedir.
Buna göre kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Haberleşmenin Gizliliğini İhlâl Suçunun Muhakemesi
Bu suçların kovuşturulması ve soruşturulması şikayete bağlıdır. Görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Ceza miktarı göz önünde bulundurulduğunda görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarında gizlilik ihlalinin gerçekleştirildiği yer mahkemesidir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak; suçun mağduru veya faili olmanız halinde sürecin takibini gerçekleştirebiliriz. Ceza hukuku alanında uzman avukat kadromuzla görüşmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN