Ceza Muhakemesi Hukuku

Ceza Muhakemesinin Özneleri Kimdir?

Ceza muhakemesi makamları üçe ayrılmakta olup iddia, savunma ve yargılama makamlarıdır.

İddia Makamı Kimdir?

 İddia makamı, şüphelinin suç işlediği ve cezalandırılmasının gerektiğini ileri süren muhakeme makamıdır.

İddia makamı, bireysel iddia ve kamusal iddia makamı olmak üzere iki türlüdür. Kamusal iddia makamı Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Bireysel iddia makamı ise katılandır.

Savcı Kimdir?

Savcı, ceza muhakemesindeki iddia makamı olup uyuşmazlığı iddianame vasıtasıyla yargılama makamı önüne taşımaktadır. İddia makamı olan savcının en önemli görevi kendisine ulaşan şikayet veya ihbar üzerine soruşturma yürüterek kovuşturma yapılmasına yer olup olmadığına karar vererek iddianame düzenlemektedir.

Cumhuriyet başsavcılığında bir Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı bulunmaktadır. Cumhuriyet savcısı ceza muhakemesinde önemli bir yere sahip olup Ceza Muhakemesi Kanununun 289. Maddesinin 1. Fıkrasına göre Cumhuriyet savcısının yokluğunda duruşma yapılması kesin hukuka aykırılık nedenidir.

Savcılık hiyerarşik bir yapıdan oluşmaktadır. 5235 sayılı kanunun 18. Maddesinin 2. Fıkrasında bu husus şu şekilde düzenlenmiştir: “Ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet başsavcısının; ağır ceza mahkemesinin yargı çevresinde görevli Cumhuriyet başsavcıları, Cumhuriyet başsavcıvekilleri, Cumhuriyet savcıları ile bağlı birimler üzerinde gözetim ve denetim yetkisi vardır.”

Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanunun 20. Maddesi Cumhuriyet savcılarının görevlerini şu şekilde düzenlemiştir:

Madde 20-Cumhuriyet savcısının görevleri şunlardır:

1. Adlî göreve ilişkin işlemleri yapmak, duruşmalara katılmak ve kanun yollarına

başvurmak,

2. Cumhuriyet başsavcısı tarafından verilen adlî ve idarî görevleri yerine getirmek,

3. Gerektiğinde Cumhuriyet başsavcısına vekâlet etmek,

4. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak

 

Savcının Görev ve Yetkileri Nelerdir?

  • Suçun Öğrenilmesi Üzerine Soruşturma Sürecini Yürütme:
    Ceza Muhakemesi Kanununun 160. Maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.”Düzenlemesine yer verilmiştir. Cumhuriyet savcısı suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez faili ve suçun işlenip işlenmediğini araştırmaya başlar. Savcı maddi gerçeğin araştırılması sürecinde şüpheli lehine ve aleyhine delilleri toplamalıdır.

Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adlî kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir. Cumhuriyet savcısı, adlî görevi gereğince nezdinde görev yaptığı mahkemenin yargı çevresi dışında bir işlem yapmak ihtiyacı ortaya çıkınca, bu hususta o yer Cumhuriyet savcısından söz konusu işlemi yapmasını ister.

  • İddianame Düzenleyerek Kamu Davasını Takip Etme:
    Suçun işlendiği konusunda yeterli şüphenin mevcudiyeti halinde soruşturma sonucunda savcı tarafından iddianame düzenlenmektedir. Ceza Muhakemesi Kanununun 170. Maddesine göre; “Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.”
  • Yasa Yollarına Başvurma:
    Gerçekleştirilen kovuşturma evresi sonucunda Cumhuriyet savcısı verilen hükümde hukuka aykırılık olduğunu öngörürse bu karara karşı kanun yollarına başvurabilmesi mümkündür. Cumhuriyet savcısı sanığın lehine veya aleyhine kanun yollarına başvurabilmektedir.
  • Bazı Hukuk Davaları İçin Başvuruda Bulunma:
    Savcının asıl görevi ceza muhakemesi alanında olsa da bazı hukuk davalarının açılması hususunda da görevleri bulunmaktadır.

Savcının Görev Ve Yetkileri Nelerdir

Katılan Kimdir?

İlgisi bulunan kişinin açılan kamu davasında savcının yanında yer almasına davaya katılma denilmektedir. Kamu davasına katılma isteminin kabul edilmesi durumunda ilgili kişiye katılan denilmektedir.

Katılan olmak için dört koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar;

  • Davaya katılma talep üzerine olur.
  • Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar davaya katılma talebinde bulunabilir. Mağdur; suç oluşturan eylemden doğrudan hakları ihlal edilen kimsedir. Malen sorumlu ise yargılama konusunun hükme bağlanması sonucunda maddi sorumluluğa katlanacak kişidir. Katılan, vazgeçerse veya ölürse katılma hükümsüz kalır. Bu durumda ise mirasçıları davayı takip etmek için davaya katılabilirler.
  • İstemde bulunan kişi tam ehliyetli olmalıdır.
  • Katılma istemi ilk derece mahkemesinde hüküm verilinceye kadar söz konusu olabilir.

Katılma Usulü Nasıldır?

Katılma usulü Ceza Muhakemesinin 238. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; “Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. Cumhuriyet savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir.”

Katılanın Hakları Nedir?

Katılanın katıldığı davayı takip etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle katılan duruşmaya gelemezse davadan vazgeçmiş sayılmaz.

Katılanın hakları Ceza Muhakemesi Kanununun 239. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;

  • Mağdur veya suçtan zarar gören davaya katıldığında, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteyebilir
  • Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir.
  • Katılmadan önce verilmiş olan kararlar katılana tebliğ edilmez.

Savunma Makamı Kimdir?

Savunma, iddia makamının savlarını çürütmek amacıyla yapılan faaliyettir. Savunma bireysel ve kamusal olmak üzere ikiye ayrılır. Bireysel savunma; şüpheli veya sanığın temsilcisi, kamusal savunma ise müdafi aracılığıyla yapılmaktadır.

Bireysel Savunma Nedir?

Bireysel savunma, şüpheli veya sanığın bizzat veya temsilcisi aracılığı kendisini savunması eylemidir. Ceza Muhakemesi Kanununun 155. Maddesinde; “Sanığın kanunî temsilcisine duruşma gün ve saati bildirilir ve duruşmaya kabul edilerek istemi üzerine dinlenebilir.”Düzenlemesine yer verilmiştir. Sanığı, temsilcisi olan eşi, velisi veya vasisi savunabilir.

Sanık Kimdir?

Sanık, kovuşturmanın başlamasından itibaren hüküm kesinleşinceye kadar suç şüphesi altında bulunan kişidir. Sanıklık kovuşturma evresine geçilmesiyle başlar. Şüpheli hakkında hazırlanan iddianamenin mahkemece kabul edilmesiyle kişi sanık vasfını taşır. Sanık statüsünün sona ermesi kovuşturma aşamasının sonlanmasıyla olur. Kovuşturma aşaması hükmün kesinleşmesiyle sonlandığından hüküm kesinleşinceye kadar sanık vasfı devam eder.

Sanık olmanın koşulları şunlardır;

  • Sanık gerçek kişi olmalıdır.
  • Sanık belli olmalıdır.
  • Sanık hakkında düzenlenen iddianamenin kabul edilmiş olması gerekmektedir.

Gaipliğin sanıklığa etkisi ise Ceza Muhakemesi Kanununun 244. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Bulunduğu yer bilinmeyen veya yurt dışında bulunup da yetkili mahkeme önüne getirilemeyen veya getirilmesi uygun bulunmayan sanık gaip sayılır. Gaip hakkında duruşma açılmaz; mahkeme, delillerin ele geçirilmesi veya korunması amacıyla gerekli işlemleri yapar.”

Sanık Kimdir

Sanığın Hakları Nelerdir?

  • Sanığın en başta gelen hakkı hakkındaki suçlamaları öğrenmektir.
  • Savunma hakkı da sanığın başlıca haklarından biridir. Ceza Muhakemesi Kanununun 147. Maddesine göre ; sanığa müdafi seçme hakkının bulunduğu ve onun hukukî yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifade veya sorgusunda hazır bulunabileceği, kendisine bildirilir. Müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirilir.
  • Sanığın susma hakkı da bulunmaktadır. Susma hakkı ile anlatılmak istenilen sanığın hakkındaki isnatlara yanıt vermemesidir. Sanığın susma hakkı savunma hakkı kapsamında olduğundan suçu ikrar ettiği anlamına gelmemektedir.
  • Sanık adil yargılanma hakkına sahiptir. Bu hak kapsamında; savunmasını hazırlamak için yeterli zaman verilmesi, yöneltilen suçlama hakkında detaylı bilgilendirilmesi vs gerekmektedir.
  • Sanığın suçsuzluk karinesinden yararlanma hakkı vardır. Bu hak kapsamında bir kimsenin mahkeme kararıyla suçluluğu ispat edilene kadar suçlu sayılmaması gerekmektedir.

Sanığın Ödevleri Nelerdir?

  • Sanığın hazır bulunma ödevi bulunma ödevi bulunmaktadır. Mahkeme, sanığın hazır bulunmasına ve zorla getirme kararı veya yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir.
  • Sanık hakkında verilen kararlara uymak zorundadır.
  • Sanık kimliğine ilişkin soruları doğru cevaplamakla yükümlüdür.

Kamusal Savunma Nedir? Müdafi Nedir?

Müdafi, şüpheli veya sanığın muhakemenin farklı aşamalarında savunmasını yapan avukattır. Doktrinde tartışmalar mevcut olsa da müdafi sanığın temsilcisi değil yardımcısıdır.

Türk hukukunda müdafi ile temsil zorunluluğu bulunmayıp istisnai bir haldir.

Müdafi Olabilme Koşulları Nelerdir?

Müdafi olabilme koşulları şunlardır;

  • Avukatlık yapabilme yetkisine sahip olmak gerekmektedir.
  1. a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
  2. b) Türk hukuk fakültelerinden birinden mezun olmak veya yabancı memleket hukuk fakültesinden mezun olup da Türkiye hukuk fakülteleri programlarına göre noksan kalan derslerden başarılı sınav vermiş bulunmak,
  3. c) Avukatlık stajını tamamlayarak staj bitim belgesi almış bulunmak,
  4. e) Levhasına yazılmak istenen baro bölgesinde ikametgahı bulunmak,
  5. f) Bu Kanuna göre avukatlığa engel bir hali olmamak gerekir
  • Davaya bakmaktan yasaklı olmamak gerekir.
  • Aynı muhakemede daha önce hakim, savcı, sanık, tanık sıfatıyla yer almamak gerekmektedir.
  • Yararları çatışan kişilerin avukatlığını üstlenmemek gerekir.

Müdafilik Sistemleri Nelerdir?

Müdafi atanmasının sanık veya şüpheliye bırakılması halinde ihtiyari müdafilik, rızasına bırakılmaması halinde zorunlu müdafilikten bahsedilir.

Kural olarak duruşmada müdafiinin hazır bulunması gerekmez.

Zorunlu Müdafilik Sisteminin Uygulandığı Haller şunlardır;

  • Şüpheli veya sanık 18 yaşını doldurmamışsa,
  • Şüpheli veya sanık sağır veya dilsizse,
  • Şüpheli veya sanık kendini savunmayacak derecede malulse,
  • Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada zorunlu müdafilik mevcuttur.
  • Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır.
  • Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre savunması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ve bitirir. Ancak, sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir müdafi görevlendirilmesini ister.

Şüpheli veya sanık yargılamanın tüm aşamalarından bir veya birden çok müdafinin yardımından faydalanabilir. Soruşturma evresinde ifade almada ise en fazla üç avukat hazır bulunabilir.

Müdafinin Yetkileri Nelerdir?

  • Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukukî yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.
  • Müdafilerin dava dosyasını inceleme ve belge suretini alma yetkisi bulunmaktadır. Ancak örnek alması soruşturmanın amacını tehlikeye düşürecekse bu halde kısıtlanabilir.
  • Müdafi; keşifte, ifade ve sorguda hazır bulunabilir.
  • Şüpheli veya sanık, vekâletname aranmaksızın müdafii ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tâbi tutulamaz.
  • Müdafi; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler.

Yargılama Makamı Kimdir?

Yargılama makamı önüne getirilen uyuşmazlığı karar vererek çözen makamdır. Bu makam hakimlik ve mahkeme olarak ikiye ayrılır.

Hakim Kimdir?

Hakim hukuki uyuşmazlıkları çözen, mesleki güvencesi bulunan bağımsız ve tarafsız kamu görevlisidir. Anayasanın 140. maddesinde hakimler hakkında; “Hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Hakim Kimdir

Hakimin Yasaklıklığı

Hakimin davada tarafsız olamayacağı varsayılan veya öyle olacağına kesin bakılan hallerde davaya bakmak yasaklanmıştır.

Hakimin Davaya Bakamayacağı Haller

Davaya bakamama nedenleri Ceza Muhakemesi Kanununun 22. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

Madde 22 –

(1) Hâkim;

a) Suçtan kendisi zarar görmüşse,

b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa,

c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise,

d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa,

e) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa,

f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa,

g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa,

h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse, Hâkimlik görevini yapamaz.

 

Hakimin Davaya Katılamayacağı Haller

Yargılamaya katılamama hakimin yargılamanın bir bölümüne katılıp geri kalan kısmına katılamamasıdır. Yargılamaya katılamama sebepleri Ceza Muhakemesi Kanununun 23. maddesinde şu şekilde sayılmıştır;

Yargılamaya katılamayacak hâkim

Madde 23 –

(1) Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.

(2) Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde görev yapamaz.

(3) Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz.

 

Hakim yasaklılığını gerektiren nedenlere dayanarak çekindiğinde merci bir başka mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir. Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir.

Hakimin Reddi

Hakimin reddi, hakimin davada tarafsız olacağından kuşku duyulan hallerde taraflardan birinin istemi üzerine ya da kendiliğinden davaya bakmamasının istenilmesidir.

Ret nedenleri Ceza Muhakemesi Kanununun 24. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.”

Ret isteminde bulunabilecek olanlar; Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık, müdafi, katılan ve katılan vekilidir. Bu kişilerin dışındakiler hakimin reddini isteyemez.

Hakimin reddini isteme süresi ret nedenine göre farklılık arz etmektedir. Yasaklılık nedenleri söz konusuysa süre bulunmamaktadır. Tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı bir hâkimin reddi, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya; duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu ve Yargıtayda görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından yazılmış olan rapor üyelere açıklanıncaya kadar istenebilir. Diğer hâllerde, inceleme başlayıncaya kadar hâkimin reddi istenebilir.

Ret isteminin usulü Ceza Muhakemesi Kanununun 26. maddesinde düzenlenmiştir. Hâkimin reddi, mensup olduğu mahkemeye verilecek dilekçeyle veya bu hususta zabıt kâtibine bir tutanak düzenlenmesi için başvurulması suretiyle yapılır. Ret isteminde bulunan, öğrendiği ret sebeplerinin tümünü bir defada açıklamak ve süresi içinde olguları ile birlikte ortaya koymakla yükümlüdür. Reddi istenen hâkim, ret sebepleri hakkındaki görüşlerini yazılı olarak bildirir.

Reddi istenen hâkim, ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde sakınca olan işlemleri yapar. Ret isteminin kabulüne karar verildiğinde, gecikmesinde sakınca bulunan hâl nedeniyle yapılmış işlemler dışında, duruşma tekrarlanır.

Hakimin Reddi

Mahkeme Nedir?

Ceza mahkemeleri; asliye ceza, ağır ceza ile özel yasalarla kurulan diğer ceza mahkemelerinden oluşur.

DİĞER ÖZNELER KİMLERDİR?

KOLLUK NEDİR?

Kolluk suçları önleme ve suç işlendikten sonra suçluları yakalama ve suç kanıtlarını toplamakla görevli görevlilerdir. Bir kolluk görevlisinin bir görevde adli kolluk bir görevde idari kolluk olarak görev yapması mümkündür.

Ceza Muhakemesi Kanununun 164. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda öncelikle adlî kolluğa yaptırılır.  Adlî kolluk görevlileri, Cumhuriyet savcısının adlî görevlere ilişkin emirlerini yerine getirir.”

Mağdur-Şikayetçi Nedir?

Mağdur suçtan doğrudan etkilenerek hukuken korunan hakları ihlal edilen kişidir. Mağdur ile şikâyetçi, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenir. Bu hususta yapılacak çağrı bakımından tanıklara ilişkin hükümler uygulanır.

Mağdur ve şikayetçinin hakları 234. maddede şu şekilde düzenlenmiştir;

Mağdur ile şikâyetçinin hakları

Madde 234 –

(1) Mağdur ile şikâyetçinin hakları şunlardır:

a) Soruşturma evresinde;

1. Delillerin toplanmasını isteme,

2. Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme,

3.Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,

4. 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme,

5. Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma.

b) Kovuşturma evresinde;

1. Duruşmadan haberdar edilme,

2. Kamu davasına katılma,

3. Tutanak ve belgelerden örnek isteme, (

4.Tanıkların davetini isteme,

5. (Değişik: 24/7/2008-5793/40 md.) Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme,

6. Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu