Ceza Muhakemesi Hukuku

Ceza Muhakemesinde Olağanüstü Kanun Yolları

Kanun yolları olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Olağanüstü kanun yolları;

  • Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı,
  • Kanun yararına bozma,
  • Yargılamanın yenilenmesi olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İtirazı (CMK m. 308)

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının hukuka aykırı gördüğü Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı re’sen veya istem üzerine başvurduğu olağanüstü kanun yoludur.

İtiraz kanun yolu, ceza dairesinin kararında hukuka aykırı olduğu savına dayanır. Başsavcının itiraz yetkisi, bir aylık süreye tabidir. Süre, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren başlar. Yani itiraza konu ceza dairesi kararının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verildiği tarihten başlar. Sanığın lehine itirazda süre şartı bulunmamaktadır.

İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir. Daire mümkün olan en kısa süre içerisinde itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu yola Yargıtay ceza dairelerinden birisinin kararına karşı başvurabilir. Bu kanun yolunun amacı, hukuka aykırı daire kararlarının yeniden incelenmesini sağlamaktır.

Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı (CMK m. 308/A)

Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı (CMK m. 308/A)

CMK’da bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince verilen kararlardan hangilerinin kesin nitelikte olduğu düzenlenmiş, temyiz edilemeyen bu kararlara karşı olağanüstü bir kanun yolu öngörülmemiştir. Yargıtay ceza dairelerince verilen kararlara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi düzenlenmiş, ancak bölge adliye mahkemesi ceza dairelerince verilen kararlara karşı benzer bir olağanüstü kanun yolu açılmamıştır.

Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı  re’sen veya istem üzerine, kararın kendisine verildiği tarihten itibaren bir ay içinde kararı veren daireye itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.

Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kesin nitelikteki kararlarına karşı yapılan itirazlar öncelikle kararı veren ceza dairesi tarafından incelenir. Daire mümkün olan en kısa sürede yapacağı incelemede itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmez ise dosyayı itirazı incelemek üzere Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderir.

Kurula gönderilen itiraz hakkında, kararına itiraz edilen dairenin başkanı veya görevlendireceği üye tarafından kurula sunulmak üzere bir rapor hazırlanır. Kurulun itirazın kabulüne ilişkin kararları, gereği için dairesine gönderilir. Kurulun verdiği kararlar kesindir. Dörtten fazla ceza dairesi olan bölge adliye mahkemelerinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından daire başkanları arasından belirlenen ve dört üyeden oluşan başkanlar kurulu bu incelemeyi yapar.

Kanun Yararına Bozma (CMK m. 309)

Kanun yararına bozma, hakim ya da mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümler için başvurulan olağanüstü kanun yoludur. Bu kanun yoluna yazılı emir ya da olağanüstü temyiz de denilmektedir.

Kanun yararına bozma yolu, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke sathında uygulama birliğine ulaşılmasını sağlama amacıyla düzenlenmiştir.

Kanun yararına bozma yoluna gidilebilmesi için karar ya da hükmün, istinaf ya da temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olması gerekir.

Kanun yararına bozma isteminde bulunma yetkisi Adalet Bakanlığı’na aittir. Adalet Bakanlığı, ilk derece mahkemelerinden verilip kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşen kararları Cumhuriyet başsavcılıklarının bildirmesi üzerine öğrenir.

Hakim ya da mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulmasını istemini içeren yazısını Yargıtay’ın ilgili ceza dairesine verir. Yargıtay’ın  ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.

Bozma nedenleri şunlardır:

  • CMK m. 223’te tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkinse, kararı veren hâkim veya mahkeme, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yeniden karar verir.
  • Mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkinse, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
  • Davanın esasını çözüp de mahkûmiyet dışındaki hükümlere ilişkinse, aleyhte sonuç doğurmaz ve yeniden yargılamayı gerektirmez.
  • Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa, cezanın kaldırılmasına; daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa, bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.

Yargılamanın Yenilenmesi (CMK m. 311)

Yargılamanın Yenilenmesi (CMK m. 311)

Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş hükümlerdeki hukuka aykırılıkları ortadan kaldırmak için başvurulabilecek olan olağanüstü bir yasa yoludur. Yargılamanın yenilenmesi yoluyla hükümlerdeki maddi soruna ilişkin fiili yanılgıların giderilebilmesi amaçlanmaktadır.

Yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilecek kararlar “kesin hüküm” niteliği kazanmış kararlardır. Hükmün infaz edilmiş olması veya hükümlünün ölümü, yargılamanın yenilenmesi istemine engel olmaz. Yargılamanın yenilenmesi yolunun işlerlik kazanabilmesi için mutlaka istek gerekir.

Başka bir anlatımla, mahkeme re’sen yargılamanın yenilenmesi yoluna gidemez. Yargılamanın yenilenmesini; savcı, hükümlü, hükümlü ölmüşse, eşi, altsoyu ile üstsoyu ve kardeşleri isteyebilir. Bu kişilerin yokluğu durumunda, Adalet Bakanı da yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilir. Hükümlü kendi lehine yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilir, ancak onun kendi aleyhine yargılamanın yenilenmesini isteme hakkı yoktur. Beraat eden sanık ise gerek kendi lehine gerek kendi aleyhine yargılamanın yenilenmesini isteyemez. Cumhuriyet savcısı ise hem lehte hem de aleyhte yenileme isteminde bulunabilir. Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez. Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir.

Yargılamanın Yenilenmesi Başvuru Nedenleri

Yargılamanın yenilenmesi nedenleri, lehe ve aleyhe nedenler olmak üzere ikiye ayrılır.

Sanık veya Hükümlü Lehine Olan Nedenler

Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:

  • Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
  • Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
  • Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
  • Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
  • Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
  • Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.

Sanık veya Hükümlü Aleyhine Olan Nedenler

Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava bazı hallerde sanık veya hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülür.

Bu haller şunlardır:

  • Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin anlaşılması,
  • Hükme katılmış olan yargıçlardan birinin, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş olması,
  • Sanığın beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak yargıç önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunması.

Yargılamanın Yenilenmesi Başvuru Usulü

Yargılamanın hükümlü lehine yenilenmesinde herhangi bir süre aranmaz. Yargılamanın yenilenmesi talep üzerine olur. Bu talep, hükmü veren mahkemeye yapılır. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.

Mahkeme, yargılamanın yenilenmesi istemini yerinde bulursa delillerin toplanması için bir naip hâkimi veya istinabe olunan mahkemeyi görevlendirebileceği gibi; kendisi de bu hususları yerine getirebilir.

Yeniden yapılacak duruşma sonucunda mahkeme, önceki hükmü onaylar veya hükmün iptali ile dava hakkında yeniden hüküm verir. Yargılamanın yenilenmesi istemi hükümlünün lehine olarak yapılmışsa, yeniden verilecek hüküm önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır bir cezayı içeremez.

Karar

Yargılamanın yenilenmesi isteminde ileri sürülen iddialar,

  • Yeterli derecede doğrulanmazsa ya da
  • Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin,
  • Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiğinin,
  • Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliğinin ileri sürülmesi dolayısıyla yapılan başvurularda bunların önce verilmiş olan hükme hiçbir etkisi olmadığı anlaşılırsa,

Yargılamanın yenilenmesi istemi esassız olması nedeniyle duruşma yapılmaksızın reddedilir. Aksi hâlde mahkeme, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verir. Bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir

Yargılamanın yenilenmesi durumunda önceki yargılamada görev yapan yargıç aynı işte görev alamaz. Zira ilk kararı veren yargıcın olayla ilgili bir görüşü oluşmuş olup yargıcın yargılamanın yenilenmesi aşamasında, önceki görüşünün etkisi altında kalabilmesi mümkündür. Bu bakımdan olaya tamamen yabancı, farklı bir yargıcın istemi incelemesi yerinde olacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu