Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme Suçu
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçu, Türk Ceza Kanunu’nun m. 230. maddesinde düzenleme altına alınmıştır.
TCK m. 230’a göre, aynı anda birden fazla evlilik yapmak, başka bir kişiyle evli olduğunu bilerek evlenmek, gerçekleştirilmemiş bir dinî nikah töreniyle evlenmek suç teşkil etmektedir. Bu suçların her biri ayrı ayrı düzenlenmiş olsa da aynı hüküm altında toplanarak cezalandırılmaktadır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçuyla Korunan Hukuki Değer
Birinci fıkra, birden fazla evliliğin yapılmış olması halinde ceza verirken, ikinci fıkra hileli evlenmeleri ve üçüncü fıkra da din kurallarına göre yapılan dinsel törenleri suç olarak tanımlar. Bu suçların cezaları da ayrı ayrı belirlenmiştir.
Ayrıca, Türk Ceza Kanunu m. 230’un koruduğu hukuki değerler nedeniyle, bu suçun mağduru da belirli kişilerdir. Özellikle mevcut eşler ve çocuklar, birden fazla evlilik durumunda mağdur olabilirler. Dolayısıyla, suçun unsurları yanı sıra mağdurun kim olduğu da dikkate alınması gereken bir husustur.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunda Fail
TCK m. 230’da düzenlenen suçların her biri ayrı ayrı unsurları belirtilerek tanımlanmıştır ve farklı fail tiplerine yönelik hükümler içermektedir. İlk fıkrada evli bir kişinin birden fazla evlilik yapması suç olarak tanımlanırken, ikinci fıkra bekar bir kişinin evli bir kişiyle hileli olarak evlenmesini suç saymaktadır. Üçüncü fıkra ise bekar bir kişinin birden fazla evlilik yapması durumunu düzenlemektedir. Beşinci fıkra ise herhangi bir kişinin birden fazla evlilik yapması suçunu düzenlemektedir. Altıncı fıkra ise dinî bir törenle hileli olarak evlenmeyi suç olarak tanımlamaktadır.
TCK m. 230 ile korunan hukuki değerler aile düzeni, evlilik kurumunun ciddiyeti ve tek eşliliktir. Bu suçlar işlendiğinde, Medeni Hukuk açısından, birden fazla evlilik durumunda ikinci evlilik geçerli olmayacaktır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunda Mağdur
TCK m. 230, aile düzeninin yasal değerini, evlilik kurumunun ciddiyetini ve tek eşliliği korumayı amaçlamaktadır. Bu suçun unsurları, her bir fıkra ayrı bir suç teşkil ettiğinden her bir hüküm için ayrı ayrı değerlendirilir. Maddenin fıkrasına göre suçun faili ve mağduru farklılık göstermektedir.
Suçun mağduru, eş, çocuklar veya aile bireyleri gibi suçtan doğrudan etkilenen kişidir. Bazı durumlarda gerçek bir mağdur olmayabilir, ancak suç yine de toplumsal ve ahlaki değerleri etkiler.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunda Eylem
Birden fazla evlilik suçu işlemek için, evli bir kişinin başka biriyle evlenme işlemini yapması gerekmektedir. Diğer kişinin evli ya da bekar olması fark etmez, ancak evlilik işlemini yaptıran kişi de evli ise, her iki kişi de TCK m.230/1 uyarınca cezalandırılır.
Bekar bir kişinin evli biriyle evlenme işlemi yapması durumunda ise ceza sorumluluğu, o kişinin evli olup olmadığına göre belirlenir. Eğer failin evli olduğu biliniyorsa, evlilik işleminin diğer tarafı ikinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Aksi halde, sadece evli olan kişi cezalandırılır.
Bu suçun oluşması için failin evli olması gerekmektedir ve failin evli olduğunun kabul edilebilmesi için, medeni nikahın bulunması şarttır. Dolayısıyla, dini nikah ile birlikte yaşayan bir kişinin, bir başkasıyla medeni nikahla evlenmesi durumunda suç oluşmaz. Benzer şekilde, evlilik herhangi bir şekilde geçersiz ise, bu suç da oluşmaz.
Fail, medeni nikahla evli olduğu sürece, evliliği yapma sebebini ne olduğu önemli değildir. Fail, muvazaalı bir evlilik bile yapmış olsa, resmen evli olduğundan başka bir evlilik işlemi yaptırması durumunda bu suçu işlemiş olacaktır.
Birden çok evlilik suçunun oluşması için evli bir kişinin bir başkasıyla medeni nikah töreni yaptırması gereklidir. Bu suç, evlilik töreninde kadın ve erkeğin “evet” demesiyle gerçekleşir ve ani bir suçtur. Bu suçun oluşması için, failin evli olması ve medeni nikahın geçerli olması gereklidir. Yani, dini nikah veya geçersiz medeni nikahlar bu suçun oluşmasına etki etmez. Failin ikinci evliliği Türkiye’de veya yurt dışında gerçekleşebilir ve ikinci evlilikteki partnerin evli veya bekar olması suçun oluşması için önemli değildir. Ancak, fail ikinci evliliği yaptıktan sonra hala evli olması gereklidir ve evlilik birliğinin sona ermesi suçun oluşmasına etki etmez. Tarafların birlikte yaşamaları veya cinsel ilişkiye girmeleri de suçun oluşması için gerekli değildir.
Ancak ikinci fıkra, bir kişinin diğer bir kişinin evli olduğunu bilerek onunla evlenmesi halinde suç işleneceğini belirtmektedir. Burada, failin evli olup olmadığına bakılmaksızın suçun oluştuğu belirtilmektedir. Bu durumda, evlilik işlemi yaptıran kişi suçlu kabul edilecektir. Ayrıca, birinci fıkrada olduğu gibi, bu suçun oluşması için evlilik işleminin mutlaka medeni nikahla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Nikahın dini bir şekilde gerçekleştirilmesi durumunda bu suç oluşmayacaktır.
TCK’nın 230. maddesi, evlilikle ilgili bazı suçları düzenlemektedir. Bu suçlar arasında birden fazla evlilik yapmak, evli olmasına rağmen başka biriyle evlenmek ve gerçek kimliği saklayarak evlenmek gibi durumlar yer almaktadır. Bu suçların oluşabilmesi için bazı şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
Örneğin, birden fazla evlilik suçunun işlenebilmesi için failin medeni nikah töreni yaptırması gerekir. Gerçek kimliğini saklayarak evlenme suçu için ise failin gerçek kimliğini hem evleneceği kişiden hem de evlendirme memurundan saklaması gerekir.
Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla TCK m. 230/5 hükmü iptal edilmiştir. Dolayısıyla artık “imam nikahı” olarak bilinen dinsel törenle yapılan evlilikler, TCK’nın 230. maddesi kapsamında bir suç teşkil etmez. Ancak, resmi nikah yapılmadan sadece dinsel törenle yapılan evlilikler Türk Medeni Kanunu’na göre geçersizdir ve hukuki sonuçları yoktur.
Anayasa Mahkemesi’nin 27.5.2015 tarihli kararı ile TCK m. 230/6 hükmü de iptal edilmiştir. Bu hüküm, evlenme belgesi ibraz edilmeden dini nikah kıyan imama para cezası öngörüyordu. Anayasa Mahkemesi, bu hükmün Anayasa’nın eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığını ve dini nikahın sadece imam tarafından kıyılmaması gerektiğini belirterek iptal etmiştir.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru
Açıklanan fiiller için herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin kural olarak ortaya çıkmamaktadır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunun Manevi Unsuru
TCK m. 230’da düzenlenen tüm suçlar kasten işlenebilir. Bu suçlar arasında taksirle işlenebilen bir fiil yer almamaktadır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunda Şahsi Cezasızlık Sebebi
TCK m. 230/5 c.2’de yer alan medeni nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar şeklindeki düzenleme şahsi bir cezasızlık sebebi olarak kabul edilmekteydi.
Söz konusu hüküm yukarıda zikredilen Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş olduğuna göre burada yapılan açıklamaların bir anlamı kalmamıştır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçuna Teşebbüs
TCK m. 230’da yer alan suçların hepsi, hareket suçu niteliğindedir ve tipte netice belirtilmemiştir. Ancak, suçun işlenmesi için bir zarar neticesinin ortaya çıkması gerekmez, fakat soyut tehlike suçu olarak kabul edilmesi de yanlıştır. Bu suçlar, somut tehlike suçu olarak kabul edilmektedir.
Somut tehlike suçları, zararın gerçekleşmeden önce önlenmesi gereken durumları düzenlerken, soyut tehlike suçları, gelecekte ortaya çıkabilecek bir tehlikenin önlenmesini amaçlar. TCK m. 230’da yer alan suçlar, gerçekleşmesi olası bir tehlikeyi önlemek amacıyla düzenlenmiştir, bu nedenle somut tehlike suçu olarak kabul edilirler.
Ayrıca, suçların tamamı teşebbüse açıktır. Suçun hareket unsurunun bölünebilirliği veya bölünememesi teşebbüs aşamasının mümkün olup olmadığını belirlemez. Örneğin, evlenecek kişilerin olumlu iradelerini açıklamasıyla icra hareketlerine başladıkları anda suçun teşebbüs aşamasına geçilir ve imza atılmamış olsa bile suç tamamlanmamıştır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunda İçtima
TCK madde 230 kapsamındaki suçların içtima özellikleri şunlardır: Eğer suç faili sahte resmi veya özel belgeyi kullanarak herhangi bir suçu işlerse, TCK madde 212’nin gerçek içtima kuralı uyarınca hem Türk Ceza Kanunu madde 230 hem de madde 204 veya 207’deki suçları işlemiş sayılır.
Eğer fail hileli bir şekilde evlenmek için yalan beyanda bulunursa, TCK madde 230/3 ve madde 206 arasında içtima ilişkisi oluşur. Eğer fail evliliği gerçekte evlendiği kişiden bir yarar sağlamak için dolandırarak gerçekleştirirse, iki ayrı suçtan bahsedilir. Bir kişi birden fazla kişiyle dini nikahla evlenirse, evlendiği kişi sayısı kadar suç işlemiş sayılır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçuna İştirak
TCK m. 230’da yer alan suçlara herhangi bir şekilde iştirak edilebileceği belirtilmektedir. Bu nedenle, örneğin, evlenecek kişinin velisi ya da vasisi, suçun azmettiricisi olabilirler. Nikah töreni açısından, şahitler veya dini nikah törenini yapan kişi, birlikte fail olarak sorumlu olabilirler. Evlendirme memuru da, tarafların evli olduğunu bildiği halde işlem yapması durumunda suça iştirak etmiş sayılacaktır. Ancak evlenme memuru görevinin gereğini yerine getirmediği için tarafların evli olduğunu bilmeden nikah kıyarsa, TCK m. 257/2’de düzenlenen bir suç oluşabilir.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunda Zamanaşımı
TCK m. 230/4’te zamanaşımının başlangıcına ilişkin özel bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre TCK m. 230/1, 2 ve 3 ’te yer alan suçlarda zamanaşımı evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunun Cezası
Evli olmasına rağmen başkasıyla evlenen kişi ve bunun yanında kendisi evli olmamakla evli olduğunu bildiği kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören Suçunda Görevli Mahkeme
TCK m. 230’da yer alan suçlar re’sen kovuşturulur. Görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak; suçun mağduru veya faili olmanız halinde sürecin takibini gerçekleştirebiliriz. Ceza hukuku alanında uzman avukat kadromuzla görüşmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN