Kıymetli Evrak Hukukunda Kavramlar
Kıymetli evrak değeri olan, bir hak bildiren belgelerdir. Kıymetli evraklarda hak senede bağlıdır ve senetten ayrı olarak ileri sürülememektedir. Bir senedin kıymetli evrak sayılabilmesi için senetteki hak ile senedin iç içe geçmiş olması ve bu hakkın senetten koparılamaması gerekmektedir.Kıymetli Evrak TTK m.645 hükmü uyarınca şu şekilde belirtilmiştir:
Kıymetli evrakın tanımı
MADDE 645- Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez.
İlgili kanun maddesi uyarınca kıymetli evrakta mutlaka bulunması gereken unsurlar belirtilmiştir.
Kıymetli Evrak Türleri Nelerdir?
- Poliçe, çek, bono, tahvil
- Anonim ve paylı komandit şirketlerde pay senetleri ve ilmühaberler.
- Makbuz senedi, varant, konşimento, ipotekli borç senedi, irat senedi, rehinli tahvilat.
- İpotekli borç senedi, Rehinli tahvilat ve İrat senedi
- İntifa senetleri, tahvil, kupon, talon
Şeklindedir.
Kıymetli Evrak Unsurları Nelerdir?
Kıymetli Evrak Bir Senettir
Kıymetli Evrak, diğer bir adıyla varaka, TTK m.645 hükmü uyarınca da belirtildiği üzere bir senettir. Senet, bir kişinin kendi aleyhinde meydana getirdiği ve aleyhinde delil olarak kullanılabilecek yazılı belgelerdir. Senet, kişinin irade açıklamasını ve kendi işaretini (imza, mühür vs) taşıyan yazılı bir belgedir. Kıymetli evraklarda, özellikle kambiyo senetlerinde her yazının el imzası ile atılması TTK m.756 kanun hükmünce zorunlu tutulmuştur.
Kıymetli Evrakta Hak ve Senet Mündemiçtir(İçkin) ; İç İçe Geçmiştir
Kıymetli evrakın konusuna giren senet kira kontratı, ödeme makbuzu gibi adi senetlerden farklı olarak kaybedilmesi durumunda hakkın ortadan kalktığı senetlerdir. Çünkü Kıymetli evraktaki senette hak ve senet iç içe geçmiştir. Kaybedilmesi durumunda alacaklı olan hak sahibinin hakkı senetle bağlantılı olduğu için senet olmadığı sürece hakkını ileri sürememektedir.
Senette Yapışık Hakkın Senetten Ayrı Devredilememesi ve İleri Sürülememesi
Türk Ticaret Kanunu m.645 kanun hükmü uyarınca senetteki hakkın senetten ayrı ileri sürülemeyeceği ve devredilemeyeceği belirtilmiştir. Bunun sebebi senetteki hakkın senetle iç içe geçmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Hakkın devredilebilmesi ve başkası tarafından kullanılabilmesi için senedinin devrinin yanında ayrıca devri için senedin teslimi de gerekmektedir.
Kıymetli Evrakta Borçlunun Durumu:
Kıymetli evrakta borçlunun durumu ve borçtan kurtulmasının yolları TTK m.646 kanun hükmünde belirtilen şartlara bağlanmıştır.
MADDE 646-
Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi karşılığında ödeme ile yükümlüdür.
Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vade geldiğinde, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.
Borçlunun borçtan kurtulması için 4 şart vardır:
Senedin Teslimi Yoluyla Borçtan Kurtulma Nasıl Olur?
Senetteki hakkın senetle iç içe geçmesi unsurundan ötürü borçlunun senette belirtilen kişiye ödeme yapmasıyla borcundan kurtulmuş olmaz. Yaptığı ödeme sonucu borca sebep olan senedi alacaklıdan alması gerekmektedir. Ödeme karşılığı senedi değil de makbuz alırsa, makbuzu sadece lehtara karşı ileri sürebilir. Eğer lehtar bu senedi iyiniyetli 3.kişiye satarsa borçlu ödeme makbuzunu 3.kişiye öne sürerek borçtan kurtulamamaktadır. 3.kişiye de ödeme yapmak zorundadır. Fakat Elindeki ödeme makbuzuyla 3.kişiye yaptığı ödemenin miktarını lehtardan talep edebilir.
Ödeme Yaparken Hile Veya Ağır Kusurunun Olmaması Gerekmektedir
Senet borçlusu senetteki miktarın ödemesini gerçekleştirirken senedi elinde tutan kişinin senedin gerçek sahibi olmadığını bildiği halde veya herhangi bir araştırmayla bunu öğrenebileceği durumlarda bu kişiye yaptığı ödeme geçerli sayılmaz. Senedin gerçek sahibine bir kez daha ödeme yapması gerekmektedir.
Vadede Ödeme Yaparsa Borçtan Kurtulur
Genellikle kıymetli evraklarda ödeme yapılırken, ilgili sent üzerindeki vade tarihi gelmeden ödeme yapılmamalıdır. Vade tarihi gününde ödeme yapılmalıdır. Eğer borçlu vade tarihi gelmeden bir ödeme gerçekleştirirse TTK m.710/2 kanun hükmünde belirtilen riskleri kabul etmiş sayılmaktadır.
Vadeden önce ve vadesinde ödeme
MADDE 710- Vadeden önce ödeyen muhatap, bundan doğacak tehlike kendisine ait olmak üzere hareket etmiş olur
Borçlu vadesinden önce senede sadece şeklen sahip olan kişiye ödeme yaparsa imzaların sıhhatini de araştırmak zorundadır. Eğer borçlu vadesinden önce senede sadece şeklen sahip olan kişiye ödeme yaparsa ve senedin maddi anlamda sahibine karşı yaptığı ödeme geçersiz olursa borçlu bu durumda haksız tahsilat yapan kişiye başvurmak zorunda kalacaktır.
Fakat borçlu senedi şeklen elinde bulunduran kişiye vadesinde ödeme yaparsa borcundan kurtulur ve maddi anlamda senede sahip olan kişi ödemenin geçersiz olduğunu ileri sürerse borçluya değil haksız tahsilatı yapan kişiye başvuracaktır.
Senedin borçlusu senedi şeklen ve maddi olarak elinde bulunduran kişiye vadesinden önce ödeme yaparsa hiçbir sorun yoktur. Yaptığı ödeme karşılığında senedini almasıyla birlikte borçtan kurtulur.
Senedin Niteliğine Göre Hak Sahibi Olduğu Anlaşılan Kişiye Ödeme Yapılmasıyla Borçtan Kurtulur
Eğer senet emre yazılıysa ciro zinciri, nama yazılıysa alacağın temliki beyanı incelenip senedin zilyedi ve bu kişilerin uyuşması halinde ödeme yapılabilecektir.
Senede zilyet olan herkes senet üzerinde hak sahibi olacağından borçlunun bu kişilere yaptığı ödeme geçerli sayılmaktadır. Bu şekilde senede şeklen sahip olmayan kimselere yapılan ödemeler geçersizdir. Vadesi geldiğinde senede şeklen sahip olan kimselere yapılan –hile ve ağır kusur olmaksızın- ödemeler karşılığında senedin alınması borçluyu borçtan kurtarmaktadır.
Borçlunun Ödeme Yaparken İyiniyetli Olması Tek Başına Onu Borçtan Kurtarmaz
Kıymetli Evrak ve Borçlar Hukuku arasındaki en temel farklılıklardan biri unsurda çıkmaktadır. Türk Borçlar Kanunu m.186’ da ‘Borçlu, alacağın devredildiği, devreden veya devralan tarafından kendisine bildirilmemişse, önceki alacaklıya; alacak birkaç kez devredilmişse, son devralan yerine önceki devralanlardan birine iyiniyetle ifada bulunarak borcundan kurtulur’
Hükmü bulunmaktadır. Fakat bu hüküm Kıymetli Evrak Hukukunda mevcut değildir. TTK’da iyiniyet kavramı yerine m.646’da ‘hile veya ağır kusur.’ Kavramı kullanılmaktadır. Kıymetli Evrakta borçlu sırf iyiniyetli olduğunu düşündüğü birine ödeme yaparsa yaptığı ödeme geçersiz sayılmamaktadır. Bu hükmün sebebi senet alacaklarını, ticari güveni ve piyasa güvenliğini sağlamaktır.
Özel Düzenleme
Türk Ticaret Kanunu m.646 hükmü dışında kıymetli evraklardan bono ve poliçe hakkında yapılan ödemelerle ilgili olarak TTK m.710’da özel bir düzenleme bulunmaktadır.
Vadeden önce ve vadesinde ödeme
MADDE 710-
(1) Poliçenin hamili, vadeden önce ödemeyi kabulle yükümlü değildir.
(2) Vadeden önce ödeyen muhatap, bundan doğacak tehlike kendisine ait olmak üzere hareket etmiş olur.
(3) Hile veya ağır bir kusuru bulunmadıkça poliçeyi vadesinde ödeyen kişi borcundan kurtulur. Ödeyen kişi, cirolar arasında düzenli bir teselsülün bulunup bulunmadığını incelemekle yükümlü ise de cirantaların imzalarının geçerliliğini araştırmak zorunda değildir.
Kıymetli Evrakın Devri Nasıl Olur?
Kıymetli evraklar devredilebilir senetlerdir. Yani senetteki hak sahibinin hakkını üçüncü kişilere devredebilmesi mümkündür. Fakat kıymetli evrakın türüne göre devrin nasıl yapıldığı hususu değişiklik göstermektedir. Devir türlerine göre nama(ada), emre(belirli bir kişinin emrine) veya hamiline yazılı olarak üçüncü kişilere devredilebilirler. TTK m.647 kanun hükmü uyarınca ‘emre yazılı senetlerde ciroya, nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanına da gerek vardır. Bu beyan kıymetli evrakın veya ayrı bir kâğıdın üzerine yazılabilir’ hangi türün ne şekilde devredilebileceği düzenlenmiştir. Mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak kurulması amacıyla kıymetli evrakın devri için her hâlde senet üzerindeki zilyetliğin devri şarttır. Her devir şeklinde artı olarak mutlaka senedin devri de şarttır.
Av.Ahmet EKİN & Stj. Av. Mervenur ÖZKAN