Ceza Hukuku Genel Hükümler

Ceza Hukukunda Zamanaşımı, Af ve Ön Ödeme

Suçun işlenmesi ile devlet ve fail arasında doğan ceza ilişkisi belirli hallerde sonlanabilir. Bu durum iki şekilde gerçekleşebilir. İlkinde verilen cezanın dayanağı kamu davası düşebilir. İkincisinde ise kamu davası sonucu verilen cezada düşüm olabilir.

Davayı ve cezayı düşüren sebeplerin ortak özellikleri şunlardır:

  • Düşme nedenleri kişiseldir.
  • Düşme nedenleri şayet birden çoksa bu durumda ceza ilişkisini kaldıranlar infaz ilişkisini kaldıranlardan önce uygulanır.
  • Düşme nedenleri diğer nedenlerden önce dikkate alınır. Ancak beraat kararı verilebilecek hallerde düşme kararı verilmesi mümkün değildir.
  • Düşme nedenleri takdiri olmayıp yasalarla düzenlenmiştir.

Sanığın Ve Hükümlünün Ölümü Nedir?

Türk Ceza Kanununun 64. maddesine göre; Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir. Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur.”

Şayet suç iştirak halinde işlenmiş ise sanığın ölümü diğer şahıslar bakımından kamu davasının düşmesine sebebiyet vermeyecektir.

Şüphelinin ölümü halinde davanın düşmesinden bahsedilemeyecektir. Çünkü şahıs hakkında henüz kamu davası açılmamış ve sanık statüsüne girmemiştir.

Hükümlünün ölümü ile hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezaları ortadan kalkar ve mirasçıların bu cezalardan sorumluluğu söz konusu olmaz.

Af Nedir?

Af; egemenin bağışlama işlemidir. Uygulamada her ne kadar af ve erteleme kavramları karıştırılsa da ertelemeye kural olarak hakim karar verirken af yetkisi TBMM’de istisnai olarak Cumhurbaşkanındadır.

Af Türleri Nelerdir?

Af; genel af ve özel af olmak üzere ikiye ayrılır. Türk Ceza Kanununun 65. maddesinin 1. fıkrasına göre; Genel af halinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar. TBMM bireysel veya toplu af çıkarabilir. Yani tüm suçluları kapsayan af çıkarılabileceği gibi bazı suçluları kapsayan af çıkarılabilmesi de mümkündür.

Genel af da çeşitli başlıklara ayrılabilir;

  • Muhakemeden veya kesin hükümden önce verilen affa kesin tam genel af; kesin hükümden sonra verilen affa tam olmayan genel af denilmektedir.
  • Tüm suçluları kapsayan affa mutlak genel af; af kapsamındaki suçları işleyen bazı suçluları kapsayan affa kısmi genel af denilmektedir.
  • Yükümlülük yükleyip yüklememesine göre de af koşullu af ve koşulsuz af olarak ikiye ayrılır.

Genel affın sonuçları şu şekildedir;

  • Af kapsamında olan suçlara ilişkin açılmış kamu davalarında düşme kararı verilir.
  • Kesinlemiş ceza mahkumiyeti olup infazına başlanmışsa bu durumda infazına son verilir.
  • Affın güvenlik tedbirlerine etkisi bulunmamaktadır.
  • Affa uğrayan cezalar adli sicil kaydından silinir.
  • Genel aftan sonra suç işlendiğinde genel affa uğrayan ceza ertelemeye engel olmaz.
  • Genel af ile mahkumiyet sebebiyle doğan hak yoksunlukları ortadan kalkar.
  • Genel affa uğrayan suçlar zincirleme suçun belirlenmesinde dikkate alınmaz.
  • Genel af ile kamu davasının düşmesi tazminata ilişkin hususları düşürmez.

Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir. Bu kapsamda adli para cezalarının özel afla azaltılması veya kaldırılması söz konusu değildir. Özel af çıkarmaya kural olarak TBMM yetkilidir. Cumhurbaşkanı ise istisnai hallerden sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.

Özel affın sonuçları şunlardır;

  • Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.
  • Özel af kamu davasını düşürmez.
  • Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir.
  • Özel affın mahkumiyete etkisi olmadığından özel affa uğrayan ceza tekerrüre esas alınır.
  • Özel af halinde müsadere edilen şeyler geri alınamaz.

 Hukukumuzda af zorunlu olup reddedilebilmesi mümkün değildir Ancak henüz hüküm kesinleşmeden çıkan af kişinin beraat etme hakkını engeller.

Af kural olarak geri alınamaz.

Anayasa bazı suçların affedilemeyeceğini ortaya koymuştur. Örneğin 169. maddenin 3. fıkrasına göre; Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.”

Zamanaşımı Nedir?

Zamanaşımı suçun işlenmesinden itibaren belirli süre geçmesiyle devletin dava açma ve ceza verme yetkilerinin sona ermesidir. Zamanaşımı re’sen değerlendirilmesi gereken bir husustur.

Zamanaşımı Türleri Nelerdir?

Türk Ceza Kanununa göre 2 çeşit zamanaşımı mevcuttur. Bunlar dava zamanaşımı ve ceza zamanaşımıdır.

Dava Zamanaşımı Nedir?

Dava zamanaşımı işlenen suçtan dolayı yasada öngörülen sürelerin geçmesiyle davanın açılamaması halinde devletin dava açma hakkını kaybetmesidir.

Dava Zamanaşımı süreleri Türk Ceza Kanununun 66. maddesinde düzenlenmiştir.

Dava zamanaşımı

Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl, d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl, e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.

 

Söz konusu sürelerin belirlenmesinde yasada yer alan cezanın yukarı sınırı dikkate alınmaktadır. Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.

Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.

Dava zamanaşımının durması işlemiş sürenin saklı tutulmasıyla sebep ortadan kalkıncaya kadar sürenin işlememesidir. Dava zamanaşımı 4 halde durur;

  • Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının izin alınmasına bağlı olması
  • Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının karar alınmasına bağlı olması
  • Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunması hallerinde,
  • Suç failinin kaçak olduğuna karar verilmesi halinde.

Dava zamanaşımının kesilmesinde ise durmasının aksine  süre kesilmeden itibaren tekrar başlar.

Dava zamanaşımını kesen haller ise 5 tanedir. Bunlar;

  • Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması
  • Şüpheli veya sanıklardan birinin sorguya çekilmesi,
  • Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
  • Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
  • Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi.

Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.

Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.

Ceza Zamanaşımı Nedir?

Ceza zamanaşımı kesinleşmiş cezanın yasada öngörülen süre içerisinde infaz edilememesi halinde cezanın infaz yetkisinin kaybolmasıdır.

Ceza zamanaşımı süreleri kanunun 68. maddesinde düzenlenmiştir:

Madde 68-

(1) Bu maddede yazılı cezalar aşağıdaki sürelerin geçmesiyle infaz edilmez:

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk yıl.

b) Müebbet hapis cezalarında otuz yıl.

c) Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında yirmidört yıl.

d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl.

e) Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında on yıl.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle ceza infaz edilmez.

 

Türleri başka başka cezaları içeren hükümler, en ağır ceza için konulan sürenin geçmesiyle infaz edilmez. Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı günden itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır.

Hak yoksunlukları zamanaşımı dolana kadar devam eder.

Türk Ceza Kanununda ceza zamanaşımını durduran bir neden öngörülmemiştir.

Ceza zamanaşımını kesen nedenler ise kanunun 71. maddesinde düzenleme alanı bulmuştur;

Mahkûmiyet hükmünün infazı için yetkili merci tarafından hükümlüye kanuna göre yapılan tebligat veya bu maksatla hükümlünün yakalanması ceza zamanaşımını keser. Bir suçtan dolayı mahkûm olan kimse üst sınırı iki yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlediği takdirde, ceza zamanaşımı kesilir

Şikayetten Vazgeçme Nedir?

Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarda şikayet yapan kişinin şikayetini etkisiz hale getirmesine şikayetten vazgeçme denilmektedir. Şikayetten feragatın şikayetten vazgeçmeden farkı feragatin henüz şikayet gerçekleşmeden yapılmasıdır.

Şikayetten vazgeçme iki taraflı bir işlemdir. Mağdurun şikayetten vazgeçmesine rağmen fail vazgeçmeyi kabul etmezse muhakeme devam eder.

Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz.

Suçun bölünmezliği gereği iştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.

Birden fazla şikayetçi bulunması halinde hepsi şikayetten vazgeçme hakkını birbirinden bağımsız olarak kullanabilir.

Şikayetten hüküm kesinleşene kadar vazgeçilebilmesi mümkündür.

Şikayetten vazgeçmeden vazgeçilemez.

Uzlaşma Nedir?

Uzlaşma fail ve mağdurun yasal koşullar çerçevesinde anlaşması halinde ceza ilişkisinin askıya alınmasını veya tamamen kaldırılmasını sağlayan haldir. Uzlaşma hukukumuza 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile girmiştir.

Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir. Şayet uzlaştırmayı takiben edim yerine getirilirse davanın düşmesine takside bağlanırsa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir.

Ön Ödeme Nedir?

Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili bir miktar parayı kabul edilerek ödemektedir.

Ön ödemenin teklif edilmesi zorunlu değildir.

Madde 75-

(1) Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adlî para cezasını gerektiren veya kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan suçların faili;

a) Adlî para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını,

b) Hapis cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için otuz Türk Lirası üzerinden bulunacak miktarı,

c) Hapis cezası ile birlikte adlî para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın (b) bendine göre belirlenecek miktar ile adlî para cezasının aşağı sınırını, Soruşturma giderleri ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde hakkında kamu davası açılmaz.

 

Ön Ödeme Türleri Nelerdir?

Ön ödemeler kamu davasının açılmasını önleyen ön ödeme ve kamu davasını düşüren ön ödeme olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Kamu Davasını Önleyen Ön Ödeme Nedir?

Kamu davasının açılmasını önleyen ön ödemenin şartları şunlardır;

  • Uzlaştırma kapsamında yer almayan bir suç işlenmiş olmalıdır.
  • Suçun cezası yalnızca adli para cezası veya yasada yazılı cezasının yukarı sınırı altı ayı aşmayan hapis cezası veya ikisini de gerektirmelidir.

Bu Kanunda yer alan ön ödeme;

  1. Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi (98 inci maddenin birinci fıkrası),
  2. Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması (madde 171),
  3. Çevrenin taksirle kirletilmesi (182 nci maddenin birinci fıkrası),
  4. Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma (264 üncü maddenin birinci fıkrası),
  5. Suçu bildirmeme (278 inci maddenin birinci ve ikinci fıkraları), suçları,
  6. b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 108 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan suç,
  7. c) (Ek:17/10/2019-7188/16 md.) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 74 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan suç,
  8. d) (Ek:17/10/2019-7188/16 md.) 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan suç, bakımından da uygulanır.

Kamu Davasını Düşüren Ön Ödeme Nedir?

Kamu davasını düşüren ön ödeme iki durumda söz konusu olabilir:

  • Özel kanun hükümleri gereğince işin doğrudan mahkemeye intikal etmesi halinde de fail, hakim tarafından yapılacak bildirim üzerine birinci fıkra hükümlerine göre saptanacak miktardaki parayı yargılama giderleriyle birlikte ödediğinde kamu davası düşer.
  • Cumhuriyet savcılığınca madde kapsamına giren suç nedeniyle ön ödeme işlemi yapılmadan dava açılması veya dava konusu fiilin niteliğinin değişmesi suretiyle madde kapsamına giren bir suça dönüşmesi halinde de kamu davasını düşüren ön ödeme söz konusu olabilir.

Bu tip ön ödeme bakımından herhangi bir ödeme süresi öngörülmemiştir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu