Ceza Hukuku

Ceza Muhakemesinin Evreleri

Ceza muhakemesi hukuku, devletin cezalandırma yetkisini hangi usullerle kullanacağını belirleyen ve birey haklarını güvence altına almayı amaçlayan temel hukuk dallarından biridir. Bu alan, suç şüphesinin öğrenilmesinden itibaren başlayan ve hükmün kesinleşmesiyle sona eren çok aşamalı bir süreci kapsamaktadır.

Ceza muhakemesinin yapısı incelendiğinde, bu sürecin genel olarak iki temel evreye ayrıldığı görülmektedir: soruşturma ve kovuşturma. Soruşturma evresi, suçun işlenip işlenmediğinin ve failin kim olduğunun araştırıldığı, kamu davasının açılıp açılmayacağının değerlendirildiği hazırlık safhasıdır. Buna karşılık kovuşturma evresi, iddia makamı tarafından açılan kamu davasının mahkeme huzurunda yargı organları tarafından incelendiği, delillerin değerlendirildiği ve nihai hükmün verildiği aşamadır. Kovuşturma, yalnızca maddi gerçeğe ulaşmayı değil, aynı zamanda adil yargılanma hakkı çerçevesinde, yargılamanın şeffaf ve hukuka uygun şekilde gerçekleştirilmesini de hedeflemektedir. Bu bağlamda kovuşturma evresi, ceza muhakemesi hukukunun en görünür ve tartışmaya açık alanlarından birini oluşturmaktadır.

Ceza Muhakemesinin Evreleri

Kovuşturma Evresi

İddianamenin kabulüyle, kamu davası açılmış olur ve kovuşturma evresi başlar.  Kovuşturmanın başlamasıyla şüpheli “sanık” sıfatını kazanır. Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır.

Bu evrede mahkeme duruşma gününü belirler ve iddianame, çağrı kağıdı ile birlikte sanığa tebliğ olunur. Çağrı kağıdının tebliğiyle duruşma günü arasında en az 1 hafta bulunmalıdır. Bu süreye uyulmamışsa sanık duruşmaya ara verilmesini isteyebilir. Ayrıca bu hakkı kendisine hatırlatılır.

Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan veya çağrıldığı halde gelmeyen şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir. Çağrıya rağmen gelmeyen tanık, bilirkişi, mağdur ve şikayetçi ile ilgili olarak da zorla getirme kararı verilebilir.

Sanık, tanık veya bilirkişinin davetini veya savunma delillerinin toplanmasını istediğinde bunlara ilişkin olduğu olayları göstermek suretiyle bu husustaki dilekçesini duruşma gününden en az 5 gün önce mahkeme başkanına veya hakime verir.

Mahkeme başkanı veya hakim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. Bu kişiler duruşmada dinlenir ancak davayı uzatmak amacıyla yapılan talepler reddedilir.

Duruşmada Hazır Bulunacaklar

Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması şarttır.

Müdafiin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmaya devam edilebilir.

Bir oturumda bitmeyecek davada, herhangi bir nedenle bulunamayacak üyenin yerine geçmek ve oya katılmak üzere yedek üye bulundurulabilir.

Kovuşturma evresinde birden çok avukat ve savcı bulunabilir.

Sanığın kanuni temsilcisine duruşma gün ve saati bildirilir ve duruşmaya kabul edilerek istemi üzerine dinlenebilir.

Sanığın eşi de istemi üzerine duruşmada dinlenebilir ancak kendisine tebligat yapılmaz.

Duruşmanın Özellikleri

Sözlülük: Soruşturmanın aksine kovuşturmada sözlülük ilkesi esastır. Deliller sözlü olarak tartışılır.

Doğrudan Doğruyalık: Hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir.

Kesintisizlik (Yoğunluk): Duruşmaya kural olarak ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak zorunlu hallerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette olması koşuluyla duruşmaya ara verilebilir.

Alenilik (Açıklık): Duruşma kural olarak herkese açıktır. Lakin her kuralda olduğu gibi bu kuralın da istisnası vardır.

İhtiyari Kapalılık: Genel ahlakın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde, mahkeme duruşmanın tamamının veya bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına karar verilebilir.

Duruşmanın kapalı yapılması konusundaki gerekçeli karar ile hüküm açık duruşmada açıklanır.

Zorunlu Kapalılık: Sanık, 18 yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır; hüküm de kapalı duruşmada açıklanır.

Kapalı duruşmada mahkeme, bazı kişilerin hazır bulunmasına izin verebilir.

Kapalı Duruşmada Yayın Yasağı: Kapalı duruşmanın içeriği hiçbir iletişim aracıyla yayımlanamaz.

Açık Duruşmada Yayın Yasağı: Açık duruşmanın içeriği, milli güvenliğe veya genel ahlaka veya kişilerin saygınlık, onur ve haklarına dokunacak veya suç işlemeye kışkırtacak nitelikte ise; mahkeme, bunları önlemek amacı ile ve gerektiği ölçüde duruşmanın içeriğinin kısmen veya tamamen yayımlanmasını yasaklar ve kararını duruşmada açıklar.

Duruşmanın Başlaması

Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar.

Duruşmada, sırasıyla;

a) Sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır,

b) İddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır,

c) Sanığa, hakları bildirilir,

d) Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır.

Sanığın Duruşmada Hazır Bulunmaması

Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir. Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı ve güvenlik tedbiri dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.

Sanığın Mahkemeden Uzaklaşması

Mahkemeye gelen sanığın duruşmanın devamı süresince hazır bulunması sağlanır ve savuşmasının önüne geçmek için mahkeme gereken tedbirleri alır.

Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir.

Sanığın Yokluğunda Duruşma

Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır.

Sanığın kaçak olması durumunda kovuşturma yapılabilir ancak ceza verilmesine yer olmadığı kararı veya mahkumiyet hükmü verilemez.

Sanığın Duruşmadan Bağışık Tutulması

Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.

Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.

Sorgu tutanağı duruşmada okunur. Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.

Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.

Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir.

Duruşmanın Disiplinini Bozan Sanığın Dışarı Çıkartılması

Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır.

Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyasının durumuna göre savunması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ve bitirir. Ancak, sanığın müdafii yoksa mahkeme barodan bir müdafii görevlendirilmesini ister.

Oturuma yeniden alınmasına karar verilen sanığa yokluğunda yapılan işlemler açıklanır.

Tanık veya Suç Ortaklarının Dinlenmesi Sırasında Sanığın Dışarı Çıkartılması

Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verebilir.

Sanık tekrar getirildiğinde, tutanaklar okunur ve gerektiğinde içeriği anlatılır.

Duruşmanın Disiplinini Bozan Sanığın Dışarı Çıkartılması

Sanığın İstinabe Yoluyla Sorgusu

Alt sınırı 5 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda, sanık istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.

Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir.

Hakim veya mahkemenin zorunluğu gördüğü durumlarda aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.

Doğrudan Soru Yöneltme

Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.

Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler, birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir.

Duruşmada Anlatılması Zorunlu Belge Ve Tutanaklar

Naip veya istinabe yoluyla sorgusu yapılan sanığa ait sorgu tutanakları, naip veya istinabe yoluyla dinlenen tanığın ifade tutanakları ile muayene ve keşif tutanakları gibi delil olarak kullanılacak belgeler ve diğer yazılar, adlî sicil özetleri ve sanığın kişisel ve ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yer aldığı belgeler, duruşmada anlatılır.

Sanığa veya mağdura ait kişisel verilerin yer aldığı belgelerin, açıkça istemeleri halinde, kapalı oturumda anlatılmasına mahkemece karar verilebilir.

Duruşmada Okunmayacak Belgeler

Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez.

Tanıklıktan çekinebilecek olan kişi, duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki ifadesine ilişkin tutanak okunamaz.

Duruşmada Okunmasıyla Yetinilebilecek Belgeler

a) Tanık veya sanığın suç ortağı ölmüş veya akıl hastalığına tutulmuş olur veya bulunduğu yer öğrenilemezse,

b) Tanık veya sanığın suç ortağının duruşmada hazır bulunması, hastalık, malûllük veya giderilmesi olanağı bulunmayan başka bir nedenle belli olmayan bir süre için olanaklı değilse,

c) İfadesinin önem derecesi itibarıyla tanığın duruşmada hazır bulunması gerekli sayılmıyorsa, Bu kişilerin dinlenmesi yerine, daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgeler okunabilir.

Bu kişilerin dinlenilmesi yerine daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanaklar ile kendilerinin yazmış olduğu belgeler okunabilir.

Sonuç

Ceza muhakemesi hukukunda yargılamanın temelini oluşturan kovuşturma evresi, adil yargılanma hakkının en yoğun şekilde hayata geçirildiği safhadır. Bu evre, iddianamenin kabulüyle başlayarak hükmün verilmesine kadar devam eder ve yalnızca maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını değil, aynı zamanda yargılamanın hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yürütülmesini amaçlar. Sözlülük, doğrudanlık, alenilik ve kesintisizlik gibi temel ilkeler doğrultusunda şekillenen bu süreçte; tarafların iddia ve savunmaları dinlenir, deliller toplanır ve değerlendirilir, duruşmalar icra edilir. Sanığın hakları, duruşmalara katılımı ya da yokluğunda yargılama yapılması gibi birçok mesele, mevzuatta ayrıntılı biçimde düzenlenerek sürecin hem usule hem esasa uygun şekilde ilerlemesi sağlanır.

Kovuşturma evresi, yalnızca yargılamanın sonuca ulaşmasını sağlayan teknik bir süreç olmanın ötesinde, birey hak ve özgürlüklerinin korunduğu, toplum vicdanının tatmin edildiği ve ceza adalet sistemine olan güvenin pekiştirildiği bir alanı temsil eder. Bu bağlamda kovuşturmanın, ceza muhakemesi sürecindeki işlevi ve önemi göz önünde bulundurularak yürütülmesi; hem adil bir yargılama sürecinin temini hem de hukuk devleti ilkesinin yaşatılması açısından hayati bir öneme sahiptir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Tuğçe ŞEN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu