İcra ve İflas Kanununda Şikayet

İcra ve iflas organlarında çalışan görevlilerin hukuka aykırı işlemlerine karşı, kanun koyucu şikayet yolu olarak bir denetim yöntemi düzenlemiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, şikayet yalnızca icra ve iflas görevlilerince yapılan işlemlere karşı yapılır; tarafların birbirlerini zarara uğratmak amacıyla gerçekleştirdiği işlemler şikayetin konusu oluşturmaz. Ayrıca, şikayet daha çok usul hukuku ile ilgili işlemleri ilgilendirir. Dolayısıyla, maddi hukuk kurallarının yanlış uygulanması, şikayet yolunu değil, daha çok itiraz yolunu ilgilendirir.
İcra ve iflas organlarının yaptığı işlemler hakkında kanuna aykırılık, hadiseye uygun olmama, bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması veya bir hakkın sebepsiz yere yerine getirilmemesi sebebiyle icra mahkemesine şikayet başvurusu yapılabilir (m. 16). Kanunda sayılan bu sebeplerin yanı sıra, öğreti ve içtihatlarda “kamu düzenine aykırılık” başlığıyla bir şikayet sebebi daha kabul edilmiştir.
Bu sebepler şu şekilde sıralanabilir:
- Kanuna aykırılık
- İşlemin hadiseye uygun olmaması
- Hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması
- Hakkın sebepsiz yere yerine getirilmemesi
- Kamu düzenine aykırılık
İşlemlerine Karşı Şikayet Yoluna Gidilebilecek İcra ve İflas Organları
İşlemlerine karşı şikayet yoluna başvurulabilecek organlar yalnızca icra ve iflas daireleri ile sınırlı değildir. İcra ve iflas dairelerinin yanı sıra, iflas bürosu, iflas idaresi, birinci alacaklılar toplantısı, ikinci alacaklılar toplantısı, konkordato komiseri ve konkordato alacaklılar kurulunun işlemlerine karşı da şikayet yoluna gidilebilir. Bu durum, ilgili maddelerde açıkça belirtilmiştir.
İcra mahkemesinin ve genel mahkemelerin işlemlerine karşı şikayet yoluna gidilemez. Zira, mahkemelerin işlemlerine karşı şikayet yolu değil, kanun yolu (istinaf ve temyiz) öngörülmüştür. Bunun yanı sıra, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda tasfiye memurlarının işlemine karşı da şikayet yolu öngörülmemiştir.
Şikayetin Tarafları
Şikayet, dava, çekişmesiz yargı işi veya kanun yolu değildir. Öğretide, şikayetin kendine özgü bir yol olduğu kabul edilmektedir. Buna bağlı olarak, şikayetin tarafları için “davacı” ve “davalı” sıfatlarını değil, “şikayet eden” ve “şikayet edilen” sıfatlarını kullanmak daha uygun olacaktır. Şikayet, bir dava olmadığı için dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurların şikayet dilekçesinde bulunması gerekmez. Ayrıca, şikayet tutanağa geçirilerek sözlü olarak da yapılabilir (m. 18/2).
Şikayet başvurusunu sadece takibin tarafları değil, yapılan işlemin şikayete konu olmasında menfaati bulunan herkes yapabilir. Başka bir ifadeyle, söz konusu işlemin iptal edilmesinde veya düzeltilmesinde menfaati bulunan herkes şikayet yoluna başvurabilir. Örneğin, rehin hakkı sahipleri, açık artırmaya katılanlar, borçlunun aile üyeleri gibi kişiler, takibin tarafı olmasalar da şikayet yoluna başvurabilirler.
Şikayet için kişinin zarara uğraması veya işlemi yapan icra ve iflas organının kusurlu olması şart değildir. Kısaca, şikayet için zarar ve kusur aranmaz.
Şikayet başvurusunun karşı tarafı ise işlemi tesis eden icra ve iflas organıdır. Şikayet başvurusunda karşı tarafın yanlış gösterilmesi veya hiç gösterilmemesi başvuruyu geçersiz kılmaz. Zira şikayet bir dava değildir.
İcra ve iflas organları, şikayet yoluna başvuramaz. İcra ve iflas dairesi, bir işlemi yanlış yaptığını düşünüyorsa, şikayet süresi içinde olmak şartıyla o işlemi kaldırabilir veya değiştirebilir. Şikayet süresi geçtikten sonra ise söz konusu işlemi kaldıramaz veya değiştiremez, çünkü süre geçtiğinde işlem kesinlik kazanır.
Şikayet Sebepleri
İcra ve iflas organlarının yaptığı işlemler, bazı durumlarda hukuka aykırı olabilir. Kanuna uygun olmayan, hadiseye uygun düşmeyen veya bir hakkın sebepsiz yere yerine getirilmemesi gibi durumlar, icra mahkemesine şikayet başvurusu yapılmasını gerektirir. Şikayet sebepleri, yalnızca usule ilişkin konularla sınırlı olup, maddi hukuk hataları bu kapsama girmez. Hukuka aykırılığı ortadan kaldırmak ve hak kayıplarını önlemek için şikayet sürecinin nasıl işlediğini bilmek büyük önem taşır.
Kanuna Aykırılık
Kanuna aykırılık, işlem tesis edilirken kanun hükmünün hiç uygulanmaması ya da eksik veya yanlış uygulanmasıdır. İşlemin kanuna aykırı tesis edilmesi genel olarak bir şikayet sebebidir. İşlemin kanuna aykırı olması gerekçesiyle şikayet yoluna gidilebilmesi için gerekli süre, işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gündür (m. 16/1). İİK 16.maddede “kanun” ifadesi kullanılmış olsa da, bunu şekli anlamda kanun olarak anlamamak gerekir. Esasen burada kanuna aykırılık olarak ifade edilmek istenen şey mevzuata aykırılıktır. Dolayısıyla, bir işlemin tüzük, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik vb. düzenleyici işlemlere aykırı şekilde tesis edilmesi de kanuna aykırılıktan bahisle şikayet sebebidir. İşlemin taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı şekilde tesis edilmiş olması ise kanuna aykırılık kapsamında değerlendirilemez.
Kanuna aykırılık örnekleri:
- Haciz ancak alacaklının talebi ile gerçekleştirilebilir (m. 78/1). İcra dairesi, alacaklının talebi olmadan haciz gerçekleştirirse, borçlu, bu işleme karşı kanuna aykırı olması gerekçesiyle şikayet yoluna gidebilir.
- Maaş haczinde haczedilecek miktarın, maaşın 1/4’ünden az olamayacağı kanunda belirtilmiştir (m. 83/2). Eğer icra dairesi, maaşın 1/4’ünden az bir miktarını haczederse, alacaklı, kanuna aykırılık gerekçesiyle şikayet yoluna gidebilir.
İşlemin Hadiseye Uygun Olmaması
İşlemin hadiseye uygun olmaması, kanunun icra memuruna takdir yetkisi tanıdığı hâllerde, icra memurunun bu takdir yetkisini somut olayın şartlarına uygun kullanmaması durumudur. İşlemin hadiseye uygun olmaması gerekçesiyle şikayet yoluna gidilebilmesi için gerekli süre, işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gündür (m. 16/1).
Bu durumda mevzuata aykırılık söz konusu değildir; fakat yapılan işlem yine de hukuka aykırı kabul edilmektedir. İşlemin hadiseye uygun olup olmadığının değerlendirilebilmesi için kanunun işlemi yapan görevliye bir takdir yetkisi tanıması gerekir. (Kanunda herhangi bir düzenlemenin bulunmaması, bu konuda icra görevlisine takdir yetkisi tanındığı anlamına gelmez.)
İcra memuru, maaş haczinde haczin miktarını 1/4’ünden az olmamak kaydıyla takdir eder. Ancak, haczedilecek miktar, borçlu ve ailesinin geçinmesi için gerekli miktar bırakılacak şekilde takdir edilmelidir (m. 83/1). Eğer icra memuru, borçlu ve ailesinin geçimine yetecek kadar miktar bırakmaksızın haciz gerçekleştirirse, bu işlem hadiseye uygun düşmez. Dolayısıyla borçlu, bu haciz işlemine karşı şikayet yoluna gidebilir.
Hakkın Sebepsiz Yere Yerine Getirilmemesi
İcra memuru, görevli olduğu bir işi haklı bir sebep bulunmaksızın yerine getirmekten kaçınırsa, ilgilisi şikayet yoluna gidebilir. Burada, icra memuru aktif bir davranış sergilemesi gerekirken pasif davranmakta ve görevini yerine getirmekten kaçınmaktadır. Örneğin, takip talebini alan icra memuru, alacağın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek talebi reddederse, şikayet yoluna gidilebilir; çünkü icra memurunun alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığını inceleme yetkisi yoktur.
Bir hakkın yerine getirilmemesi gerekçesiyle şikayet yoluna gidilebilmesi için herhangi bir süre şartı aranmaz (m. 16/2). Başka bir ifadeyle, hakkın yerine getirilmemesi sebebiyle şikayet yoluna her zaman gidilebilir.
Hakkın Sebepsiz Yere Sürüncemede Bırakılması
Daha önce, icra ve iflas görevlileri için kanunda öngörülen sürelerin düzenleyici süreler olduğunu, hak düşümüne neden olmadığını belirtmiştik. Yani, icra görevlisi tarafından yapılan işlem, süresi geçtikten sonra yapılmış olsa bile geçerli bir işlemdir. Fakat süresi geçtikten sonra yapılan işlem, bir hak ihlaline yol açmış olabilir. İşte bu durumda hak ihlaline uğrayan ilgili, şikayet yoluna gidebilir. Örneğin, haciz talebini alan icra memuru, haczi 3 gün geçtikten sonra gerçekleştirirse, yapılan haciz işlemi yine de geçerlidir; fakat alacaklı, haciz işlemi geçerli olsa da şikayet yoluna gidebilir.
Bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması gerekçesiyle şikayet yoluna gidilebilmesi için herhangi bir süre şartı aranmaz (m. 16/2). Başka bir ifadeyle, hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması sebebiyle şikayet yoluna işlemden itibaren her zaman gidilebilir.
Kamu Düzenine Aykırılık
Kamu düzenine aykırılık, yapılan işlemin borçluyu, alacaklıyı, üçüncü kişileri veya kamu yararını korumak için getirilen emredici hükümlere aykırı olmasıdır. Bu şikayet sebebi, kanunda açıkça düzenlenmemiş, hukukun genel ilkelerinden hareketle öğreti ve içtihatlarla kabul edilmiştir. Kamu düzenine aykırılık gerekçesiyle şikayet yoluna gidilebilmesi için herhangi bir süre şartının aranmayacağı kabul edilmektedir.
- Taraf ehliyeti veya takip ehliyeti bulunmadan takip yapılması,
- Borçlunun mallarının ödeme emri gönderilmeksizin haczedilmesi veya itiraz üzerine takibin durmasına rağmen malların haczedilmesi,
- Ödeme emrinin takiple ilgisi olmayan üçüncü kişiye gönderilmesi,
- İcra dairesinin icra mahkemesinin yerine geçerek karar vermesi (örneğin, üçüncü kişinin haczedilen mal üzerinde istihkak iddiasını icra müdürünün karara bağlaması),
- Haczedilmesi yasak bir malın haczedilmesi (örneğin, Devlet mallarının haczedilmesi),
- Aynı borç için ikinci takip talebini oluşturup borçluya ikinci ödeme emrinin gönderilmesi,
- İlamlı icrada ilam veya ilam niteliğinde bir belge bulunmamasına rağmen borçluya icra emrinin gönderilmesi,
- Kesinleşmeden icraya konulamayacak bir kararın kesinleşmesi beklenmeden icraya konulması (örneğin, taşınmaz ve ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmesi beklenmeden icraya konulması).
Kamu düzenine aykırılığın öğreti ve içtihatlarla getirilen bir şikayet sebebi olduğuna, kanunda böyle bir şikayet sebebinin düzenlenmediğine dikkat edilmelidir.
Şikayetin Süresi
Şikayet, kural olarak, işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır (İİK m. 16/1). Bu süre hak düşürücü niteliktedir, dolayısıyla re’sen dikkate alınmalıdır. Kanun koyucu, bazı şikayet sebepleri için süre sınırı koymamıştır. Bir hakkın sebepsiz yere yerine getirilmemesi veya bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması sebepleriyle yapılacak şikayetlerde süre sınırı yoktur (m. 16/2). Bunun yanı sıra, kamu düzenine aykırılık sebebiyle yapılacak şikayetlerde de süre sınırı yoktur. O halde, şikayet süreleri aşağıdaki şekildedir:
- Kanuna aykırılık: 7 Gün
- İşlemin hadiseye uygun olmaması: 7 Gün
- Hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması: Süresiz
- Hakkın sebepsiz yere yerine getirilmemesi: Süresiz
- Kamu düzenine aykırılık: Süresiz
Şikayet Başvurusunda Usul
Şikayet başvuruları icra mahkemesine yapılır ve icra mahkemesi tarafından karara bağlanır. İcra dairelerine yapılan şikayet başvuruları geçersizdir; icra dairesi başvuruyu icra mahkemesine göndermez. Ayrıca, icra dairelerine yapılan şikayetler, eğer başvuru süreye bağlı ise süreyi kesmez.
Şikayet başvuruları kural olarak icra mahkemesi tarafından incelenip karara bağlansa da bazı istisnai durumlarda başka merciler tarafından incelenip karara bağlanır. Şu hallerde şikayet başvuruları için icra mahkemesi görevli değildir.
- Kambiyo senetlerine özgü iflas yolunda şikayetleri ticaret mahkemesi inceler (m. 174),
- Konkordato komiserinin konkordatoya ilişkin işlemlerine karşı şikayetler ticaret mahkemesi tarafından karara bağlanır (m. 290/3),
- Ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin yapılan işlemlere karşı şikayetler sulh hukuk mahkemesi tarafından incelenir (HMK m. 4/1),
- İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin şikayetler, ihtiyati tedbir kararını vermiş olan mahkeme tarafından incelenir. HMK 393/2’de ihtiyati tedbir kararlarının uygulanması icra dairelerine bırakılsa bile, tedbirin uygulanmasından kaynaklı şikayetleri tedbir kararını veren mahkeme inceler. Fakat, ihtiyati haczin icrası ile ilgili şikayetler, kararı infaz eden icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır (İİK m. 261/3),
- Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde tasfiye memurunun işlemlerine karşı şikayetler, sulh hukuk mahkemesi tarafından incelenir (TMK m. 636).
İcra mahkemesi, şikayete konu işlemi başvuru olmaksızın kendiliğinden inceleyemez. Fakat yine de işlem bir şekilde icra mahkemesine ulaşmışsa, icra mahkemesi, eğer işlemde kamu düzenine aykırılık görürse talep olmasa bile inceleme yapabilir. Başka bir ifadeyle, icra mahkemesinin şikayet sebeplerini kendiliğinden inceleyememe kuralının istisnası kamu düzenine aykırılıktır.
Yetkili icra mahkemesi, takip dosyasının açıldığı icra veya iflas dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesidir. Bu yetkinin kesin yetki olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla, icra mahkemesi, yetkili olup olmadığını kendiliğinden incelemelidir. Ayrıca, taraflar sözleşme yaparak yetkili icra mahkemesini değiştiremezler. Şikayet yolunda icra mahkemesinin yetkisi kesin yetkidir.
Kanun koyucu, bu yetki kuralına iki istisna getirmiştir.
- İstinabe Yoluyla Yapılan Haciz: İstinabe yoluyla yapılan haciz işlemine karşı şikayetler, haczi istinabe yoluyla yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine yapılır (m. 19/2). Örneğin, takip Bursa’nın Gemlik ilçesindeki icra dairesinde açılmasına rağmen mallar Sivas’ta bulunuyorsa, haciz işlemi istinabe yoluyla Sivas’taki icra dairesi tarafından gerçekleştirilir. Bu haciz işlemine karşı şikayetler de Bursa icra mahkemesine değil, Sivas icra mahkemesine yapılır ve Sivas icra mahkemesi tarafından karara bağlanır.
- İstinabe Yoluyla Yapılan Satış: Yine istinabe yoluyla yapılan satışlara karşı şikayetler, satışı istinabe yoluyla gerçekleştiren icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine yapılır (m. 360). Örneğin, takip Kayseri’nin Yahyalı ilçesindeki icra dairesinde açılmasına rağmen malların satışı istinabe yoluyla Sivas’taki icra dairesi tarafından gerçekleştirilir; bu işleme karşı şikayetler de Sivas icra mahkemesine yapılır ve Sivas icra mahkemesi tarafından karara bağlanır.
Başvuru yazılı olarak yapılabileceği gibi, tutanağa geçirilmek suretiyle sözlü de yapılabilir (m. 18/2). İcra mahkemesi başvuruları basit yargılama usulüne göre karara bağlar (m. 18/1).
İcra mahkemesi hakimi, başvuruyu incelerken dilerse tanık dinleyebilir, bilirkişiye başvurabilir veya keşfe karar verebilir. Ayrıca, icra mahkemesi hakimi, başvuru sahibinin sunduğu gerekçelerle bağlı değildir.
Şikayet başvurusunu incelerken duruşma yapıp yapmamak, kural olarak, mahkemenin takdirindedir. Eğer duruşma yapılmasına karar verilmişse, ilgililer en kısa sürede duruşmaya çağırılır ve gelmeseler bile karar verilir (m. 18/3). Görüldüğü üzere, burada tarafların duruşmaya gelmemesi durumunda dosya işlemden kaldırılmamakta, gereken karar yine de verilmektedir. Duruşmalar, ancak zorunluluk halinde ve 30 günü geçmemek üzere ertelenebilir. Duruşma yapılmayan işlerde icra mahkemesi, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç 10 gün içinde kararını verir (m. 18/3).
Şikayet yoluna başvurulması, şikayete konu olan işlemin icrasını kendiliğinden durdurmaz. Fakat icra mahkemesi, gerekli görürse, başvuru sahibinin talebi üzerine veya kendiliğinden işlemin icrasının durdurulmasına karar verebilir (m. 22).
Şikayetin Sonuçları Nelerdir?
Başvurunun Reddi
Mahkeme, yapılan şikayet başvurusunun süresi içinde yapılmadığını tespit ederse, başvuruyu usulden reddeder; süresinde yapılmış olsa bile başvuru sebeplerini yerinde görmezse esastan reddeder. Eğer şikayet başvurusu üzerine mahkeme icranın durdurulmasına karar vermişse, başvurunun reddiyle birlikte icraya devam edilir.
Başvurunun Kabulü
Şikayet başvurusunun yerinde görülmesi durumunda, mahkeme 17. maddede belirtilen şekilde karar verebilir. Mahkeme, başvuruyu yerinde bulursa üç tür karar verebilir:
- İşlemin İptali: Mahkeme, yapılan başvuruyu yerinde görürse, yapılan işlemin iptal edilmesine karar verebilir (m. 17/1). Bu durumda, şikayete konu olan işlem yapıldığı andan itibaren geçersiz olur. Ayrıca, bu işleme bağlı yapılan işlemler de iptal kararının verilmesiyle birlikte kendiliğinden iptal edilmiş olur.
- İşlemin Düzeltilmesi: Mahkeme, işlemde dosya üzerinden düzeltilebilecek bir hukuka aykırılık görürse, işlemi iptal etmeden gerekli düzeltmeyi yaparak hukuka aykırılığı ortadan kaldırabilir (m. 17/1). Buna örnek olarak, icra memurunun yaptığı basit hesap hataları verilebilir.
- İşlemin Yapılmasının Emredilmesi: Hukuka aykırılık, hakkın sebepsiz yere yerine getirilmemesinden veya sebepsiz yere sürüncemede bırakılmasından kaynaklanıyorsa, başvuruyu uygun gören mahkeme, icra görevlisine söz konusu işlemi bir an önce yerine getirmesini emreder (m. 17/2).
Mahkeme, iptal ettiği veya yapılmasını emrettiği işlemi, icra görevlisinin yerine geçerek kendisi tesis edemez.
Kanun Yolu
İcra mahkemesinin şikayet başvurusu sonucunda verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurmak kural olarak mümkündür. Fakat, icra mahkemesinin şikayet başvurusu sonucu verdiği bazı kararlar ise kesindir. Örneğin, kıymet takdirine karşı şikayet ve 103 davetiyesinin içeriğine ilişkin şikayet başvuruları sonucunda icra mahkemesinin kararları kesindir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Şevval Asude DOĞAN