Eşya Hukukunda Hak Karineleri
Eşya hukukunda, çeşitli hak karineleri bulunmaktadır.
Taşınırlarda Zilyetliğe Bağlanan Hak Karineleri
Taşınır eşyalarda zilyetlik, zilyedin o eşya üzerinde iddia ettiği hakka sahip olduğu yönünde bir karine oluşturur.
Mülkiyet Karinesi Nedir?
Mülkiyet karinesi birkaç temel başlıktan oluşur:
- Şimdiki (Halihazır) Zilyet Yararına Mülkiyet Karinesi: Mülkiyet karinesi, taşınırın zilyedinin o malın maliki sayılmasıdır (TMK m. 985). Bu karineye dayanan taraf, o mal üzerinde böyle bir hakka sahip olduğunu ispat yükü altında değildir. Mülkiyet karinesi adi karine olduğundan, aksini iddia eden taraf bu hususu ispatla yükümlüdür.
- Eski Zilyet Yararına Mülkiyet Karinesi: Eski zilyet yararına mülkiyet karinesi, eşyanın eski zilyetlerinin zilyetlikleri devam ettiği sürece o eşyanın maliki sayılmasıdır (TMK m. 985). Bu karineye göre, eski zilyet, eşya kendi zilyetliğindeyken ona zarar verildiği için tazminat davası açtığında, mülkiyet hakkının varlığını ispat etmek zorunda değildir. Ancak, eski zilyet ve yeni zilyet karşı karşıya geldiğinde, eski zilyedin mülkiyet karinesi, yeni zilyet yararına olan mülkiyet karinesi çürütülmeden geçerlilik kazanamaz.
- Başkasının Mülkiyet Karinesine Dayanma: Malik olma iradesi olmaksızın bir taşınırı elinde bulunduran kimse, taşınırı kendisinden iyi niyetle aldığı kişinin mülkiyet karinesinden yararlanabilir (TMK m. 986/1). Aynı şekilde, malı iyi niyetle elinde bulunduran kimse, malı kendisine veren kişinin mülkiyet karinesine dayanarak taşınır davası açabilir.
Feri Zilyet Yararına Karine
Bir kimse kişisel veya ayni bir hakka dayanarak bir mala zilyetse, bu hakların varlığı asıldır. Taşınırlar üzerinde kurulabilen sınırlı ayni haklar, intifa ve rehin haklarıdır. Zilyetliğe karine olabilecek kişisel haklar ise kiracı, ödünç alan veya saklayan gibi hak sahibine zilyet olma yetkisi veren haklardır. Malı elinde bulunduranlar, bu haklarını üçüncü kişilere karşı ileri sürebilirler; ancak feri zilyetler, bu karineyi o şeyi kendisine vermiş olan kişiye karşı ileri süremezler.
Taşınmazlarda Hak Karinesi
Taşınmazlardaki hak karinesi, tapu kütüğündeki tescil yoluyla sağlanır.
Tapuya Kayıtlı Olmayan Taşınmazlarda
Tapusuz taşınmazlarda kanunla düzenlenmiş bir hak karinesi yoktur. Kişi, bir hakka sahip olduğunu ispat ederek hakkın korunmasını isteyebilir.
Tapusuz taşınmazın zilyedi, zilyetlik davalarından ve idari yoldan korunma olanağından yararlanabilir. Bu yollar tükendiyse, hakkın varlığını ispat ederek istihkak davası açmak zorundadır.
Tapuya Kayıtlı Taşınmazlarda
Tapuya kayıtlı taşınmazlarda hak karinesine dayanarak zilyetlik davası açma yetkisi, yararına tescil kaydı bulunan kişilere aittir.
Gerçekte malik olan ancak tapu kütüğünde malik gözükmeyen kişi zilyetlik davası açamaz; bu kişi önce tapu kütüğünün düzeltilmesini sağlamalıdır (TMK m. 1025). Gasp ve saldırıda ise taşınmazı fiilen elinde bulunduran kimse, zilyetlik davaları açma hakkına sahiptir.
Karinenin İşlevi
Taşınır eşya üzerindeki hak karinelerinin üç ana işlevi vardır:
Şimdiki Zilyedin Hak Karinesine Dayanarak Kendini Savunması
Zilyet, zilyetliğinde bulunan eşyaya yapılan saldırılara karşı zilyetlik karinesini ileri sürerek kendini savunabilir (TMK m. 987).
Taşınır Davası
Zilyetliği rızası dışında elinden çıkan eski zilyet, halihazır zilyedin hak karinesini çürütüp kendi zilyetlik karinesine dayanarak taşınır eşyayı geri almak için taşınır davası açabilir.
Bu davada, şimdiki zilyet yararına olan hak karinesi önem taşır. Önceki zilyet, sonraki zilyet yararına olan hak karinesini kendi üstün hakkını ispat ederek çürütür.
Taşınır Davasının Koşulları
Taşınır davasının koşulları aşağıda sayılmıştır:
- Zilyetliğin eski zilyedin iradesi dışında sona ermiş olması.
- Şimdiki zilyedin üstün hak karinesinin çürütülmesi.
- Davacının zilyetliği iyi niyetle edinmiş olması.
- Malın irade dışı elden çıktığı tarihten itibaren beş yıllık sürenin geçmemiş olması.
Taşınır davasında davacı, malın iyi niyetli eski zilyedidir. Zilyetlik feri zilyedin rızası dışında yitirilmişse dava hem asli zilyet hem de feri zilyet tarafından açılabilir. Müşterek zilyetlikte, her zilyet bu davayı açma hakkına sahiptir. Elbirliğiyle zilyetlikte ise zilyetlerin birlikte dava açmaları gerekir.
Davalı ise malın asli ve feri zilyetleridir. Dava yalnızca feri zilyede karşı açıldığı takdirde feri zilyet, davanın asli zilyede karşı açılması gerektiğini ileri sürerek malı geri vermekten kaçınamaz. Malın irade dışı elden çıktığı tarihten itibaren beş yıllık sürenin geçmesine rağmen, kötü niyetli zilyede karşı dava açılabilir.
Zilyetlik Karinesine Güvenerek Ayni Hak Kazanılması
Zilyetlik karinesine güvenerek ayni hak kazanılan bazı durumlar mevcuttur.
Üçüncü Kişinin İyi Niyetinin Tam Korunduğu Durumlar
Bir taşınırın emin sıfatıyla zilyedinden o şey üzerinde iyi niyetle mülkiyet veya sınırlı ayni hak edinen kişinin edinimi, zilyedin bu tür tasarruflarda bulunma yetkisi olmasa bile korunur (TMK m. 988). Emin sıfatıyla zilyet, malikin kendi rızasıyla malın zilyetliğini devredip kendi zilyetliğini devam ettireceğini sandığı kimsedir. Bu kişi, kiracı veya rehin alan bir feri zilyet olabileceği gibi, temsilci veya nakliyeci gibi bir başkası için zilyet de olabilir. Zilyet yardımcıları, emin sıfatıyla zilyet sayılmadığından, bunlardan iyi niyetle hak kazanımı korunmaz. Üçüncü kişinin iyi niyetinin korunabilmesi için kazandığı hakkın ayni hak olması gerekir; kişisel haklarda üçüncü kişinin iyi niyeti korunmaz.
Zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyi niyetle edinmiş olan kişiye karşı taşınır davası açamaz (TMK m. 990). Yani, para ve hamile yazılı senetler sahibinin elinden rızası dışında çıksa bile, iyi niyetli üçüncü kişinin kazanımı korunur.
Taşınırı çalınan, kaybolan ya da iradesi dışında başka herhangi bir şekilde elinden çıkan zilyet, o şeyi elinde bulunduran herkese karşı beş yıl içinde taşınır davası açabilir (TMK m. 989/1).
Üçüncü Kişinin İyi Niyetinin Kısmen Korunduğu Durumlar
Üçüncü kişi, sahibinin elinden rızası dışı çıkmış bir taşınırı, açık artırmadan veya pazardan ya da benzeri eşya satanlardan iyi niyetle edinmiş ise malı geri vermekle yükümlüdür. Ancak, iyi niyetli birinci ve sonraki edinenlere karşı taşınır davası, ödenen bedelin geri verilmesi koşuluyla açılabilir (TMK m. 989/2).
Av. Ahmet EKİN & Stj Av. Kübra DEMİR