Rekabet Hukukunda Antlaşmalar
Rekabet hukukunda farklı antlaşmalar bulunmaktadır. Bunlardan bahsedecek olursak:
Dikey Antlaşmalar
Rekabet hukukunda dikey anlaşmalar, farklı dağıtım basamaklarında yer alan işletmelerin birbirleriyle yaptığı anlaşmaları ifade eder. Bu anlaşmalar, üretici veya toptancı ile perakendeci arasında yapılabileceği gibi, toptancı veya perakendeci ile son müşteri arasında da yapılabilir.
Dikey anlaşmaların amacı, üreticinin veya toptancının ürünlerini son müşterilere daha kolay ulaştırmasını sağlamak ve pazarlama faaliyetlerini koordine etmek için iş birliği yapmaktır. Ancak, dikey anlaşmaların bazı hallerde rekabeti engelleyici etkisi olabilir. Bu nedenle, rekabet hukuku, dikey anlaşmaları sıkı bir şekilde düzenlemektedir.
Dikey anlaşmaların rekabeti sınırlama potansiyeli, diğer anlaşmalar gibi değerlendirilir. Bir dikey anlaşmanın rekabeti sınırlama etkisi varsa, bu anlaşma rekabet hukukuna aykırı kabul edilir.
Dikey anlaşmaların rekabeti sınırlama potansiyeli, üretici veya toptancının, perakendeciye belli bir bölgede veya belli bir fiyattan satış yapmaması şeklinde ortaya çıkabilir. Bu durumda, anlaşma, perakendeciye rekabet etme imkanı tanımaz ve diğer perakendecilerin aynı ürünleri daha düşük fiyata satabilmelerini engeller.
Bunun yanı sıra, üretici veya toptancının, perakendecinin belli bir marka veya modeli satmasını zorunlu kılması da rekabeti sınırlayıcı bir etki oluşturabilir. Bu durumda, perakendeci farklı bir marka veya modeli daha uygun fiyata satabileceği halde, bunu yapamaz ve rekabet edemez hale gelir.
Dikey anlaşmalar, rekabeti sınırlama potansiyeli taşıdığı için, Avrupa Birliği rekabet hukuku kapsamında düzenlenmiştir. AB rekabet hukuku, dikey anlaşmaların rekabeti sınırlama etkisini azaltmak için birçok kural getirmiştir. Bu kural ve düzenlemeler, dikey anlaşmaların rekabeti sınırlama potansiyelini azaltmakta ve tüketicilerin rekabetçi piyasa koşullarından yararlanmalarını sağlamaktadır.
Konsinye Satış
Konsinye satış, mal sahibi olan bir kişinin (konsinye veren) belirli bir süre için malını, başka bir kişinin (konsinye alan) satacağına ve satıştan elde edilen gelirin belirli bir payını konsinye verene ödeyeceğine dair yaptığı anlaşmadır. Bu tür bir anlaşma genellikle bir distribütör veya bayi tarafından yapılmaktadır.
Rekabet hukuku bağlamında, konsinye satış anlaşmaları, diğer dikey anlaşmalar gibi, rekabeti kısıtlayabilecek bir dizi potansiyel tehlike taşımaktadır. Bunlar arasında, konsinye alanın malı kendi markası altında satması veya malı diğer distribütörlerle rekabet etmek için kullanması gibi durumlar yer alabilir.
Konsinye satış anlaşmaları, diğer dikey anlaşmalar gibi, Avrupa Birliği (AB) rekabet hukuku tarafından düzenlenmektedir. AB rekabet hukuku, anlaşmaların, AB içindeki mal veya hizmetlerin serbest dolaşımını engelleyen veya kısıtlayan etkileri olup olmadığını değerlendirir. Bu değerlendirme, pazar payı ve rakipler üzerindeki etki gibi faktörlere dayanır.
AB rekabet hukuku, konsinye satış anlaşmalarının uygun olup olmadığına karar verirken, özellikle konsinye alanın diğer distribütörlerle rekabet etme imkanını koruma amacını göz önünde bulundurur. Konsinye satış anlaşmaları, bu koşullara uygun olarak hazırlanmışsa ve belirli sınırlamalar içeriyorsa, rekabet hukukuna uygun olabilir.
Bununla birlikte, konsinye satış anlaşmaları, rekabet hukukuna uygun olarak kabul edilmelerine rağmen, hala taraflar arasında anlaşmazlıklar yaşanabilir. Bu nedenle, konsinye satış anlaşmaları sözleşme süresi, ürün fiyatları, tedarik miktarları, tazminatlar ve rekabeti kısıtlama şartları gibi konularda detaylı bir şekilde hazırlanmalıdır. Bu şekilde, taraflar arasında yaşanabilecek anlaşmazlıkların minimize edilmesi sağlanabilir.
Fason Anlaşmalar
Fason anlaşmaları, üretici bir firmanın, diğer firmaların sahip olduğu imalat kapasitesini kullanarak kendi ürünlerini üretmelerine izin verdiği sözleşmelerdir. Bu tür anlaşmalar, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların üretim faaliyetlerini genişletmelerine ve çeşitlendirmelerine yardımcı olabilir.
Ancak fason anlaşmaları, rekabet hukuku açısından bazı riskler taşıyabilir. Özellikle, üreticinin fason üretici ile yaptığı anlaşmaların, piyasadaki diğer rakipleri etkileyip etkilemediği ve rekabeti nasıl etkilediği dikkate alınmalıdır. Eğer fason anlaşmaları, piyasada rekabeti sınırlamak veya belli bir firmayı avantajlı konuma getirmek amacıyla yapılmışsa, rekabet hukuku açısından yasadışı olarak kabul edilebilir.
Rekabet hukuku, fason anlaşmalarına ilişkin olarak belirli sınırlamalar getirir. Örneğin, fason üretim yapan bir firmaya, üreticinin rakiplerine satmayı yasaklama gibi bir şart koyulamaz. Benzer şekilde, üretici de, fason üreticiye sadece belirli bir üretim kapasitesi ayırmasını veya başka bir ürün üretmemesini şart koşamaz.
Fason anlaşmaları, rekabet hukuku açısından değerlendirilirken, özellikle ilgili piyasanın yapısı, firmaların pazar payları ve ürünlerin özellikleri dikkate alınmalıdır. Bu nedenle, fason anlaşmaları, her durumda rekabet hukuku açısından değerlendirilmelidir.
Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN