İnsan Hakları Hukuku

Kölelik – Zorla Çalıştırma – İnsan Ticareti Yasağı

Kölelik, Kulluk, Zorla Çalıştırma ve İnsan Ticareti Yasağı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 4. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde şu şekildedir:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Madde-4

1. Hiç kimse köle ya da kul durumunda tutulamaz

2. Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz.

3. Aşağıdaki haller, bu madde anlamında “zorla çalıştırma ya da zorunlu çalışma” sayılmaz:

a) Bu Sözleşme’nin 5. maddesinde öngörülen koşullara uygun olarak tutulu bulunan bir kimseden, tutulu bulunduğu sırada veya şartlı tahliyeden yararlandığı süre içinde olağan olarak yapması istenilen bir iş;

b) Askeri nitelikli herhangi bir hizmet veya vicdanî reddin meşru sayıldığı ülkelerde, vicdanî reddi seçen kişilere zorunlu askerlik hizmeti yerine gördürülebilecek başkaca bir hizmet;

c) Toplumun hayat veya refahını tehdit eden kriz veya afet hallerinde gerekli görülen her hizmet;

d) Olağan yurttaşlık yükümlülükleri kapsamına giren her türlü çalışma veya hizmet.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4. maddede kölelik, kulluk, zorla çalıştırma ve zorunlu çalışma kavramları var. Aslında bunları birbirinden ayırmak çok güçtür. Ancak aralarında birtakım farklılıklar vardır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Göre Kölelik

Kölelik bakımından 1926 tarihli Kölelik Sözleşmesinde belirtilen tanım benimsenmiştir. Bu tanıma göre: ‘Üzerinde mülk hakkına bağlı erk ve yetkileri kısmen veya tamamen kullanılabilen bir kişinin statüsü köleliktir.’

Bir olayda kölelik olup olmadığını birkaç unsura bakarak anlayabiliriz:

  • Kişi üzerinde şiddet kullanılması ya da şiddet tehdidi altında yaşaması
  • Seyahat özgürlüğünün kısıtlanmış olması
  • Kişinin kendi eşyaları üzerinde herhangi bir yetkisi olmamalıdır. Üçüncü bir kişi söz konusu kişiye mülküymüş ve üzerinde tasarruf yetkisi varmış gibi davranacaktır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Göre Kulluk

Kulluk, zorla çalıştırmanın daha ağırlaştırılmış biçimidir. Psikolojik veya fiziki baskı yoluyla hizmet sunma yükümlülüğü olarak tanımlanabilir.

Kişinin ülkede yasadışı yollarla kaldığının ihbar edileceği korkusuyla çalıştırmak örnek verilebilir. Burada zorla çalıştırma da söz konusu olabilir. Arada derece farkı vardır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Göre Kulluk

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Göre Zorla Çalıştırma ve Zorunlu Çalışma

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 29 numaralı İLO Sözleşmesindeki tanımları benimsemiştir. Bir kimseden ceza tehdidi altında yapması istenen ve bu kimsenin kendi iradesiyle yerine getirmediği her türlü çalışma veya hizmet zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma olabilir.

Zorla çalıştırmanın şartları:

  • İlk şart, çalışmanın kişinin iradesine aykırı olmasıdır.
  • İkinci şart iş yapma yükümlülüğünün haksızlık veya baskı sonucu doğması ya da işin yapılmasının katlanılmaz sıkıntılara yol açacak olması gerekir. Buradaki iş bedensel veya fikirsel olabilir.

Zorla çalışma, yasal zorunluluğun veya yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda bir ceza tehdidi olmaksızın, başka bir ceza tehdidi altında yapılan çalışma kastediliyor. Mahkeme zorla çalışma kararı hiç vermedi ama zorla çalışma olmadığını tespit ettiği kararlar vardır.

Örneğin; Van der Mussela avukatlık stajı yaparken bazı ceza davalarına ücretsiz olarak bakmasının zorla çalıştırma olduğunu iddia etti. Mahkeme bu talebi kabul etmedi ve stajın mesleki bir eğitim olduğuna, sosyal dayanışma içerdiğine, stajyer avukatlar sayesinde adli yardıma ihtiyaç duyan kişilerin hukuki hizmet alabildiğine ve staj kapsamında verilen işlerin avukat adaylarına çok fazla külfet yüklemediğine karar vermiştir.

Benzer bir kararda, noterlerin diğer kamu yararına çalışan kuruluşlardan daha az ücret almak zorunda olmasının zorunlu çalışma olarak nitelenmeyeceği belirtilmiş. Bir işsizin işsizlik maaşı alabilmek için üçüncü iş teklifini kabul etmesi zorunluluğu zorla çalışma kapsamında değildir.

Kulluk veya kölelikle ilgili davalarda zorla çalıştırma ve zorunlu çalışmanın unsurları bulunur.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4.maddenin 3.fıkrası:

 ‘3. Aşağıdaki haller bu maddede sözü geçen “zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma”dan sayılmazlar:
a) Bu Sözleşme’nin 5. maddesinde öngörülen koşullar altında tutuklu bulunan kimseden tutukluluğu veya şartlı salıverilmesi süresince olağan olarak yapılması istenen çalışma;
b) Askeri nitelikte bir hizmet veya inançları gereğince askerlik görevini yapmaktan kaçınan kimselerin durumunu meşru sayan ülkelerde bu inanca sahip kimselere zorunlu askerlik yerine gördürülecek başka bir hizmet;
c) Toplumun hayat veya refahını tehdit eden kriz ve afet hallerinde istenecek her hizmet;
d) Normal yurttaşlık yükümlülükleri kapsamına giren her türlü çalışma veya hizmet.’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi burada sayılanların zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma bakımından istisna olmadığını söylüyor. Bu sayılanlar zorla çalıştırma ve zorunlu çalışmanın unsurlarıdır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 5. maddedeki tutma sebepleri nedeniyle kişi zorla çalıştırılabilir. Ancak işin kişiye aşırı külfet yüklememesi ve hukuka aykırı olmaması gerekir.

Askerlik hizmeti zorla çalıştırma sayılmaz. Üç yıl öncesine kadar bu maddeden ötürü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi vicdani reddi sözleşmenin 9.maddesindeki vicdan özgürlüğü kapsamında değerlendirmiyordu.

Zorunlu askerlik hizmetini 4. maddenin istisnası sayan hüküm karşısında 9.maddenin devletlere vicdani ret hakkı tanıma yükümlülüğünün yüklenemeyeceğini söylüyordu. Fakat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üç yıl önce arka arkaya verdiği kararlarla bu içtihadından vazgeçti ve artık vicdani ret hakkının sözleşmenin 9. maddesi çerçevesinde korunan bir hak olduğuna hükmetti.

Vicdani ret hakkını kullanan kişi alternatif kamu hizmetlerinde çalıştırılacaktır. Bu alternatif kamu hizmeti zorla çalıştırma sayılmaz.

Olağan üstü hallerde yapılması gerekli görülen hizmetler zorla çalıştırma sayılmaz. IVERSEN-Norveç kararında, İversen dişçilik okumuş ve mezun olunca zorunlu hizmet yeri olarak ülkenin kuzeyine gönderilmiş.

Üç yıllık zorunlu hizmetin zorla çalıştırma olduğunu düşünen İversen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise bu zorunlu kuzey görevinin olağanüstü hallerde yapılması gereken bir kamu hizmeti olarak görmüştür. Çünkü Norveç’in kuzeyinde yeterli sayıda dişçi bulunmamaktadır. Bu nedenle dişçilerin üç yıl boyunca zorunlu olarak kuzeyde görev yapması düşünülmüş. Türkiye’de aynı şekilde doğu görevi vardır.

Olağan yurttaşlık yükümlülükleri zorla çalıştırma sayılmaz. Mesela Almanya’da erkeklerin bir süreliğine itfaiyede çalışması zorunlu kılınmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu olayda zorla çalıştırma bulunmadığına ama ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verdi.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde İnsan Ticareti

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 4. maddenin içinde insan ticareti kavramına rastlamıyoruz. Ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi insan ticaretini 4.madde kapsamına aldı.

Eski Yugoslavya Ceza Mahkemesi köleliğin sona ermediğini yeni biçimlerde devam ettiğini söylemişti. Yugoslavya Ceza Mahkemesi modern kölelik biçimlerinin oluşup oluşmadığını değerlendirirken kişinin hareketleri veya fiziksel veya psikolojik çevresi üzerinde kontrol bulunup bulunmadığını, kaçmayı önleyici caydırıcı tedbirleri alınıp alınmadığını, cinsellik üzerinde kontrol bulunup bulunmadığını ve zorla çalıştırılıp çalıştırılmadığını dikkate alıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yugoslavya Ceza Mahkemesinin kriterlerini esas alıyor. İnsan ticaretinin buradaki bütün unsurları içermesi gerekmiyor, bir veya birkaç unsurun bulunması insan ticareti için yeterlidir.

İnsan ticareti suçu, birey üzerinde mülkiyet hakkına dayalı yetkilerin bir kısmını kullanma imkanı tanır. İnsanlara alınıp satılan mallar olarak muamele ediliyor. Genellikle seks işçiliği olarak karşımıza çıkıyor ya da kişiler çok az ücretlerle çalıştırılıyor. Mağdurların seyahat özgürlüğü bulunmuyor. Mağdurlar üzerinde şiddet uygulanır veya şiddet uygulanacağına dair tehdit vardır.

İnsan ticareti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ilk kez RANTSEVA-Kıbrıs ve Rusya kararında tartışıldı ve 4.maddede düzenlenen diğer üç halden biri olmadığına yeni bir hal olduğuna karar verdi. İnsan ticareti bu anlamda yeni bir kavramdır.

Devletin Yükümlülükleri

Diğer incelediğimiz maddelerde olduğu gibi 4. madde bakımından devletin negatif-pozitif ve soruşturma yükümlülüğü vardır.

Devlet kimseyi köle veya kul haline getiremez, zorla çalıştıramaz, insan ticaretine konu edemez. Bu hallerden herhangi birinin oluştuğuna dair haber alan devlet önleyici tedbirler almalıdır. Ceza kanunlarında caydırıcı hükümler getirilmelidir. Tüm bunlara rağmen suç gerçekleşmişse derhal bir soruşturmanın gerçekleştirilmesi gerekir.

Devletin pozitif yükümlülük bakımından sorumlu tutulabilmesi için kişinin söz konusu durumda olduğunu bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekir.

Pozitif yükümlülüklerden ilki yasal düzenlemeleri yapmaktır. İkincisi koruyucu tedbirler almak ve denetleme mekanizması kurmaktır. Son yükümlülük soruşturma yapmaktır.

Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. Avukat bey merhaba,
    Doğuda sınıra yakın bir ilde, bir devlet üniversitesinde çalışıyorum. Akademiye ÖYP ile girdim ve 5 yıllık bir mecburi hizmetin bulunmakta. Bu başlıkta geçen hükümlere istinaden, zorla çalıştırma kapsamına girmekte midir?
    Örneğin Anayasanın 18.maddesini ihlal ettiğine ilişkin pek çok emsal karar bulunmakta. Ancak buna rağmen üniversiteler mecburi hizmete zorlamakta ve tek taraflı güç kullanarak imzalattıkları kefalet senetlerini tanzim etme yoluyla tehdit etmekteler. 1 milyon liradan fazla senedim bulunuyor. Eşimden ayrı çalışmak zorundayım. Aile bütünlüğü diye bir şey kalmadı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu