MÖHUK ve Türk Mahkemelerin Yargı Bağışıklığı
Yargı yetkisi, devletin egemenlik hakkının bir görünümüdür. Her devlet kural olarak, ülkesinde yaşayan yabancılar da dâhil olmak üzere, ülkesinde bulunan herkes ve her şey hakkında yargı yetkisini kullanabilir. Ancak bu yargı yetkisi sınırlı olmayıp devletin yargı yetkisine önemli istisnalar getirilmiştir.
Yabancılık unsuru taşıyan özel bir hukuk uyuşmazlığının Türk mahkemelerinde görülebilmesi için Türk mahkemelerinin yargı yetkisini sınırlayan bir devletler hukuku kuralının mevcut olmaması gerekir. Yargı bağışıklığı bulunan kişiler, yargı bağışıklığından feragat edip yargılamaya rıza göstermediği sürece, mahkemenin yargı yetkisi bulunmaz.
Devletler hukukunun tanıdığı bağışıklığın iki ayrı görünümü bulunmaktadır:
- Yargı Bağışıklığı: Hakkında yargılama yapılmasından ve hüküm verilmesinden muafiyetine ilişkin bağışıklık.
- İcra Bağışıklığı: Verilen hükmün icrasından muafiyete ilişkin bağışıklık.
Devletin Yargı Bağışıklığı
Devletin yargı bağışıklığı devletin davacı değil, davalı olduğu durumlarda söz konusudur. Devlet, yargı bağışıklığına sahip bulunsa bile özel kişiye dava açabilir. Ancak yargı bağışıklığına sahip olduğu hallerde kendisine dava açılamaz.
Devletin yargı bağışıklığı dava şartı olup mahkeme re’sen nazara alınmalıdır ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir.
Milletlerarası hukukta devletin yargı bağışıklığı konusunda üç farklı görüş mevcuttur.
- Mutlak bağışıklık: Devletin her çeşit faaliyeti için yargı bağışıklığına sahip olduğunu savunur. Bu görüş günümüzde önemini kaybetmiştir.
- Sınırlı bağışıklık: Sınırlı bağışıklık görüşünde devletin fonksiyonları, faaliyetleri arasında ikili bir ayrım yapılır. Devletin faaliyetleri, hâkimiyet tasarrufları ve özel hukuk tasarrufları olmak üzere ikiye ayrılır. Devletin hâkimiyet tasarrufları bakımından yargı bağışıklığı söz konusu olur. Ancak devletin özel hukuk tasarrufları bakımından yargı bağışıklığı söz konusu olmaz.
- Bazı istisnaların bağışıklıktan kaldırılması: Bu görüş uyarınca devlet kural olarak yargı bağışıklığına sahip olmayacaktır. Devletin yargı bağışıklığının söz konusu olacağı istisnai haller tek tek tespit edilmelidir.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 49/1 hükmüne göre, “Yabancı devlete, özel hukuk ilişkilerinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmaz.” Söz konusu maddeden de anlaşılacağı üzere MÖHUK’ta sınırlı bağışıklık görüşü kabul edilmiştir.
Söz konusu tasarrufun özel hukuk tasarrufu olduğu sonucunda varılırsa yabancı devletin yargı bağışıklığından söz edilemeyecektir. İlgili tasarrufun özel hukuk tasarrufu mu hâkimiyet tasarrufu mu olduğu lex fori ilkesi uyarınca Türk hukukuna göre belirlenir.
Devleti Sınırsız Biçimde Temsil Yetkisi Olanların Bağışıklığı
Devlet başkanı, hükümet başkanı ile dışişleri bakanlarının milletlerarası ilişkiler alanında devleti genel olarak temsil yetkilerinin bulunduğu kabul edilmektedir.
Devlet başkanları, yabancı bir devletin mahkemesinde yargılanamaz. Bu nedenle devletin yargı bağışıklığından farklı olarak, devlet başkanları farklı olarak, devlet başkanının işlemlerinin hâkimiyet tasarrufu içeren bir işlem olup olmadığına bakılmaz.
Dışişleri Bakanlarının ise, diplomatik personele uygulanan hukuki statüden yararlanacakları genel olarak kabul edilmiştir.
Diplomatik Temsilcilerin Bağışıklığı
Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi’nde diplomatik temsilcilerin yargı bağışıklığı düzenlenmiştir. Buna göre diplomatik temsilci, kabul eden devletin ceza yargısından bağışıktır.
Medeni ve idari yargı bakımından da kural olarak bağışıktır. Ancak aşağıda sayılan üç halde diplomatik temsilcinin medeni ve idari yargı bakımından bağışıklığı söz konusu olmaz:
- Kabul eden devletin topraklarında bulunan ve gönderen devlet adına ve misyon amaçları için kullanılmak üzere diplomatik ajanın tasarrufunda bulunmamak kaydıyla özel bir taşınmazla ilgili ayni hak davaları.
- Diplomatik ajanın gönderen Devlet adına değil de bir özel kişi olarak vasiyeti tenfiz memuru, mirasın idarecisi, mirasçı veya vasiyet olunan kişi sıfatıyla ilgili bulunduğu mirasa ilişkin davalar.
- Diplomatik ajanın kabul eden Devlet dâhilinde resmi görevleri dışında icra ettiği herhangi bir meslekî veya ticarî faaliyet ile ilgili davalar.
Sözleşmenin 37. maddesi uyarınca, misyonun idari ve teknik personeli ve bunların Türk vatandaşı olmayan, daimi olarak Türkiye’de ikamet etmeyen ve beraberlerinde oturan aile üyeleri Sözleşmede düzenlenen yargı muafiyetinden faydalanacaktır.
Diplomatik temsilcinin yargı bağışıklığı gönderen devlet tarafından kaldırılabilir. Ancak bu feragat açıkça yapılmalıdır.
Konsolosluk Temsilcilerin Bağışıklığı
Konsolosluk temsilcilerin yargı bağışıklığı Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nde düzenlenmiştir.
Konsolosluk memurları ve konsolosluk hizmetlileri, resmi görevlerinin yerine getirilmesi sırasında işledikleri fiillerden dolayı, kabul eden devletin adli ve idari makamlarının yargısına tabi değildir. Bunun dışında kalan fiil ve işlemlerden dolayı ise yargı bağışıklıkları yoktur.
Yabancı Askeri Kuvvetlerle Mensup Askerlerin Yargı Bağışıklığı
Yabancı bir devlet ülkesinde ziyaret veya görev maksadıyla geçici bir zaman için bulunan yabancı askeri kuvvetlere mensup askerler, kendi kurumları içinde veya bulunduğu yerde suç işlediğinde, bulunduğu ülke mahkemelerinin yargısından muaftır; bu kişiler hakkında yargılama yapma yetkisi, tabi oldukları yabancı devlete aittir.
Milletlerarası Örgütlerin Yargı Bağışıklığı
Devletlerin kurdukları milletlerarası örgütlerin, kendilerini kuran devletlerden ayrı hukuki kişilikleri bulunmaktadır. Bu örgütler, milletlerarası hukuk süjesi olarak kabul edilmektedir.
Devletler arasında akdedilen sözleşmelerle kurulan bu örgütler ve çalışanlar bazı bağışıklıklardan faydalanır. Bu bağışıklıkların kapsamı anlaşmalarla belirlenir. Bu anlaşmalarda, örgütlere tanınan bağışıklığın kapsamı çok geniş olup mutlak bir bağışıklık içerir.
Milletlerarası Özel Hukuk, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Milletlerarası Özel Hukuka ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.
Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN