Hayat Sigortasına İlişkin Genel Hukuki Bilgiler
Hayat sigortalarını yaşama ihtimaline karşı hayat sigortaları, ölüm riskine karşı hayat sigortaları ve karma hayat sigortaları şeklinde sınıflandırabiliriz.
Hayat sigortalarında; tarafların çeşitli hak ve borçları bulunmaktadır.
Hayat (can) sigortaları, Türk Ticaret Kanunu’nun 1487 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Hayat Sigortalarında Sigorta Ettirenin Sözleşmeden Cayma Hakkı
Türk Ticaret Kanunu m.1430’da sigorta ettirene sigortacının sorumluluğu başlamadan evvel primin yarısını ödeyerek sözleşmeden cayma hakkı verilmiştir (genel hüküm). Bu düzenleme hayat sigortaları açısından uygulanmaz çünkü md 1489’da daha özel bir düzenleme getirilmiştir ve sigorta ettirenin lehinedir. Bunun sebebi ise hayat sigortalarının zarar sigortalarına göre çok daha uzun süreli olması, şahıs varlığını temin ediyor olması ve bu kapsamda sigortalıların sigortacılar tarafından kandırılmasını engellemektir.
Sigorta ettiren, sigortacının kendisine cayma hakkını kullanabileceğini bildirmesinden itibaren 15 gün içinde herhangi bir cezai şart ödemeden ve tabi ödemiş olduğu primin iade edilmesiyle birlikte sözleşmeden cayabilecektir.
Cayma bildiriminin yapıldığını ispat yükü sigortacının üstündedir. Bildirim yapılmamışsa sigorta ettiren cayma hakkını primin ödenmesinden itibaren 1 ay içinde kullanmak zorundadır.
Hayat Sigortalarında Sigorta Ettirenin veya Sigortalının Beyan Yükümlülükleri
Hayat sigortalarında sigorta ettirenin veya sigortalının beyan yükümlülüklerini ayrı ayrı incelemek gerekmektedir.
Sigorta ettirenin sözleşmenin yapılması sırasında yani kuruluştaki ihbar yükümlülüğünü ihlal etmesi
Hayat sigortalarında TTK m. 1498’e göre, bu düzenleme sadece ihlalin risk gerçekleşmeden önce öğrenilmesi safhasındadır. Yani sigortacının cayma hakkına getirilen bir istisna ile ilgilidir.
TTK m. 1498’de hayat sigortalarına has olan düzenleme şu şekildedir: Hayat sigortalarında sözleşmenin yapılmasından itibaren 5 yıl geçmişse, ki burada sözleşmenin yenilemelerle devam ettiriliyor olmasının bir önemi yoktur, ve sigorta ettiren de kuruluştaki beyan yükümlülüğünün ihlalinde kasıtlı değilse, sigortacı ihlal nedeniyle artık sözleşmeden cayamaz. Sadece prim farkını isteyebilir.
Sigortacı prim farkını istediğinde sigorta ettiren bunu ödemeyi kabul etmezse, sigortacı sigorta bedelini, alınması gereken primle alınmış prim arasındaki orana göre indirimli öder yani sözleşmeden cayamaz. Meğer ki bu ihlal öyle büyük bir ihlaldir, kasıt olmamasına rağmen, bu ihlal nedeniyle ortaya çıkan risk artışı sigortacının teknik esaslarına göre kabul edebileceği kısmın üstünde kalıyorsa bu durumda sigortacı sözleşmeden cayabilir. (Uygulamada genellikle kanser hastalığı için işlemektedir.)
Sigorta ettirenin yanlış yaş beyanında bulunması hali
Sigorta ettiren sözleşme yapıldığı sırada yaşını ya olduğundan büyük ya da küçük göstermiş olabilir.
Sözleşmenin kuruluşu sırasında yanlış yaş beyanından dolayı prim olması gerekenden düşük belirlenmişse, sigorta bedeli gerçek yaşa göre alınması gereken primle fiilen alınan prim arasındaki orana göre indirimli olarak ödenir. Fakat bu indirim yapılmadan sigorta bedeli tam ödenmişse, bu durumda sigortacı ödediği fazlalığı faiziyle birlikte sigorta ettirenden geri alır.
Yanlış yaş beyanı nedeniyle prim fazla belirlenmişse, sigorta bedeli de arttırılır ve buna göre ödenir. Sigorta bedeli başta eksik ödenmişse olması gereken miktara tamamlanır. Eğer bildirilmeyen yaş gerçekte sigortacının teknik esaslarının dışında kalıyorsa sigortacı bu nedenle sözleşmeden cayabilir. (65 yaşın üstündeki insanları sigortalatılmamaktadır.)
Hayat Sigortasında Lehtarın Atanması ve Değiştirilmesi
Lehtar tayini, sigorta ettirenin tek taraflı bir işlemiyle yapılabileceğinden sigortacının iznine, onayına tabi değildir. Fakat sigorta ettiren, lehtar tayinini sigortacıya bildirmek zorundadır.
Bildirmezse sigortacı iyi niyetle bir başkasına yaptığı ödemeyle borcundan kurtulur. Lehtar tayini, sözleşmenin başında ya da sonradan gerçekleştirilebilir. Bir ya da birden fazla lehtar tayini yapılabilir. Birden fazla lehtar tayin edildiğinde, eşit ya da farklı oranlarda ya da sıralı olarak hak sahibi kılınabilirler.
Bunun dışında lehtar dönülebilir ve dönülemez olmak üzere iki şekilde atanabilir. Dönülebilir lehtar tayini, sigorta ettirenin lehtarı değiştirme hakkını saklı tutarak lehtar tayini yapmasıdır. Kural olan da budur.
Tayinin dönülebilir mi dönülemez mi olduğu konusunda tereddüt oluşursa dönülebilir lehtar tayini olduğu kabul edilir.
Dönülemez lehtar tayini, sigorta ettiren lehtarı değiştirme hakkından feragat eder. Sigorta ettiren lehtarı değiştirme hakkından vazgeçtiğini poliçeye yazdırır ve poliçeyi de lehtara teslim eder. Doğal olarak artık lehtarı değiştiremez. Bunun da istisnaları vardır, yani dönülemez lehtar tayini yapılmış olmasına rağmen 3 durumda sigorta ettiren lehtarı değiştirebilir. Bunlar;
- Mirasçılıktan çıkarma şartlarının gerçekleşmiş olması
- Bilâbedel bağıştan rücu şartlarının oluşması
- O kişinin lehtar olarak tayinine yol açana nedenin ortadan kalkmış olması, mesela boşanma.
Hayat Sigortalarında Lehtar Tayinine İlişkin Yorum Kuralları
Bu konu TTK. madde 1494’te düzenlenmiştir. Burada yorum kuralları, biri hariç diğerleri ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortalarına ilişkindir.
Bu yorum kurallarının getirilmesinin sebebi, ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortalarındaki lehtar tayini işleminin, sağlar arası bir işlem olduğunu göstermek, teyit etmektir. Keza önceden bu lehtar tayininin ölüme bağlı bir tasarruf olup olmadığı hususunda tartışmalar mevcuttu. Buna göre, ölüm riskine karşı bir sigorta yapılır ve payları gösterilmeden birden çok kişi lehtar olarak tayin edilirse (uygulamada genelde yasal mirasçılar olarak görünür), sigorta bedeli ya da alınacak başka bir bedel hakkında bu kişiler, kendi miras paylarına göre değil, eşit oranda hak sahibi olurlar. Çünkü böyle bir sigortada lehtar tayini sağlar arası bir işlemdir.
Lehtarlardan birisi payını almazsa, onun payı diğerlerinin arasında eşit olarak bölüştürülür. Yine bu işlem sağlar arası bir işlemdir. Lehtar olarak tayin edilen mirasçının reddi mirasta bulunması ya da mirastan vazgeçmesi, onun sigorta sözleşmesinden doğan hakları üzerinde etki yaratmaz çünkü sigorta sözleşmesinden olan alacağı terekeye dahil bir alacak değildir çünkü lehtar tayini sağlar arası bir işlemdir.
Ölüm riskine karşı yapılan sigortada lehtar tayini yapılmamışsa, sigortanın sigorta ettirenin mirasçılarının lehine yapıldığı kabul edilir. Yaşama ihtimaline karşı yapılan sigortalarda lehtar gösterilmemişse, bunun sigortalı lehine yapıldığı kabul edilir.
Hayat sigortalarında, ölüm riskine karşı ya da yaşama ihtimaline karşı yapılmış olması fark etmeksizin, hayat sigortalarında başkasının hayatı üzerine yapılan sigortalarda lehtarın maddi bir menfaati varsa sigorta bedelinin lehtarın maddi menfaatini aşan kısmı sigortalı lehine yapılmış sayılır yani sigortalıya ödenir.
Lehtarın Sigortacıdan Talep Hakları
Aksine bir düzenleme yoksa kural olarak, sigortacıdan sigorta bedelini talep ve tahsil yetkisi lehtara aittir. Bununla birlikte lehtar sigortacıya karşı talep hakkını kazanamazsa, örneğin lehtarın sigortalıdan önce ölmesi durumunda, bu talep yetkisi sigorta ettirene, o da ölmüşse mirasçılarına geçer.
Sigorta bedeli dışında, lehtar dönülemez olarak tayin edildiğinde ve sigorta ettiren de sigortadan ayrılma veya sigortacıdan borç alma/ödünç alma haklarını kullandığında bu bedelleri alma hakkı da dönülemez lehtara aittir.
Grup Hayat Sigortaları
Grup hayat sigortaları, grubun en az 10 kişiden oluşması koşuluyla sigorta ettirenin, belirli esaslara göre kimlerden oluştuğunun tespiti imkânı olan bir gruba ait kişiler lehine tek bir sözleşmeyle sigorta yaptırmasıdır. Başlangıçta 10 kişinin olması zorunludur, sonradan bu durumun 10 kişinin altına düşmesi sözleşmenin geçerliliğini etkilemez.
Grup hayat sigortalarında, sigorta ettiren ve sigortacı arasında tek bir sigorta sözleşmesi vardır. Fakat sözleşmede 10 veya üzeri kişi sigortalı olarak gösterilir. Grup hayat sigortaları her zaman başkası lehine sözleşmelerdir.
Sigortalıların seçimi, sigorta ettirene aittir. Bununla birlikte lehtarı tayin yetkisi ise sigortalılara aittir yani grupta yer alan kişilere. Grupta yer alacak kişilerin isimlerinin tek tek belirtilmesine gerek yoktur. Önemli olan, grubun kimlerden oluştuğunun tespitini yapacak kriterlerin belirli olması gerekmektedir.
Örneğin, büyük şirketler tarafından kendi çalışanları için yapılan sözleşmelerde sigortalılar şirkette çalışan kişiler diye belirtiliyor tek tek yazılmıyor.
Grup hayat sigortası yapıldığında, sigortadan ayrılan kişi için normal şartlar altında sözleşme sona erer. Sözleşme esnasında gruba yeni kişi girdiğinde, teminat yeni gelen için de aynı şartlarda devam eder. Giriş çıkışlar sözleşmenin geçerliliğini etkilemez, girilebilir çıkılabilir.
Sigorta sertifikası, grup sigortalarında sigortalılara verilmesi îcap eden, poliçedeki bilgilerin yer aldığı bir belgedir. Grup sigortası devam ederken gruptan ayrılma olursa sözleşme, sigortalı veya lehtar tarafından bireysel olarak devam ettirilebilir. Ancak bu durumda sigortalı ve lehtarın konumu sigorta ettiren olarak değişir.
Grup sigortasının bireysel olarak devam etmesi durumunda, geçmiş günlere ait prim borcundan, yeni sigorta ettiren önceki sigorta ettirenle birlikte sorumlu olur.
Tontin (ing. Tontine)
Birden çok kişinin katkı paylarıyla oluşturulan tutar ya da varlıkları belli bir tarihte, hayatta kalanların ya da ölen kişinin önceden belirlemiş olması halinde lehtarların arasında paylaştırılması esasına dayanan sözleşmelerdir.
Hayat Sigortasında Sigorta Değeri, Zenginleşme Yasağı ve Halefiyet Hükümleri
Hayat sigortası bir meblağ sigortasıdır ve burada sigorta menfaat değeri yoktur. Kişi hayatını istediği bedelle sigortalatabilir. Bundan dolayı hayat sigortalarında halefiyet ve zenginleşme yasağı ilkeleri de uygulanamaz.
Netice itibariyle hayat sigortalarında sigorta sözleşmesini sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra sigortalının, ortaya çıkan zarar nedeniyle üçüncü kişiden olan tazminat alacağını sigorta şirketine tevil edeceğine dair kurulan sözleşmeler geçersizdir.
Kısacası hayat sigortasında halefiyet ya da zenginleşme yasağı ilkesi yoktur. Kanunda bu düzenleme, sigorta ettiren, sigortalı ve bunların mirasçıları yönünden düzenlenmiştir (TTK m. 1491/3).
Hayat Sigortasında Sigortacının Sigorta Bedelini Ödeme Borcundan Kurtulmasını Sağlayan Haller
Hayat sigortasında sigortacının sigorta bedelini ödeme borcundan kurtulmasını sağlayan haller aşağıdaki gibidir:
İntihar
İntiharın sigortacıyı bedeli ödemekten kurtarması ancak ölüm riskine karşı yapılan hayat sigortaları sözleşmelerinde söz konusu olur. Normal olarak sigortalının intihar etmesi sigortacıyı sigorta bedelini ödeme borcundan kurtarır çünkü risk bu halde kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş olur.
Bu kuralın iki istisnası vardır;
- Buna göre yenilemeler dâhil sigorta sözleşmesi 3 yıl devam ettikten sonra sigortalı intihar ya da intihara teşebbüs neticesi ölmüşse sigortacı bedeli ödemek zorundadır. İntihara teşebbüs ikinci yılda gerçekleşmiş, ölüm dördüncü yılda olmuş olsa dahi sigortacı bedel ödemez.
- Sigortalının ölümü 3 yıldan evvel gerçekleşmiş olsa bile eğer sigortalı akli melekelerindeki bir rahatsızlık nedeniyle intihar etmişse sigortacı yine bedeli öder.
Sigorta Ettiren Ya Da Lehtarın Sigortalıyı Öldürmesi Hali
Sigorta ettiren, sigorta bedeli ödensin diye sigortalıyı kasten öldürür ya da öldürülmesinde suç ortaklığı ederse sigortacı sigorta bedelini ödemekten kurtulur. Lehtar, aynı nedenle sigortalıyı öldürür veya öldürülmesine suç ortaklığı ederse sigorta bedelinden mahrum kalır, para ölen kişinin yani sigortalının mirasçılarına ödenir.
Bu öldürme fiilinin kasıtlı olması gerekir. Kaza neticesi veya meşru müdafaa çerçevesinde gerçekleşen ölümler bu sonuçları doğurmaz. Dikkat edilirse sigorta ettirenin ve lehtarın öldürmesinin yaptırımı birbirinden farklıdır.
Sigorta hukukuna ilişkin dava ve işlemlerin takibinin vekil aracılığıyla yürütülmesi hak kaybının engellenmesi için oldukça önemlidir. Ekin Hukuk Bürosu olarak sigorta hukuku alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN